"S-sen buraya nasıl geldin? Bizi öldürmeye mi çalışacaksın?!"

Jungkook kendisiyle konuşan meleğe döndü şaşkınca . Ağzını açıp yanıt verecekti ki bir başka melek söze atıldı.

"Kuralları çiğnedi . Bu da bir şeytandan beklenirdi zaten. Kim bilir ne için burada ama ön yargılıda olmak istemiyorum."

"Sungwa seni sersem. Az önce ön yargı yaptın zaten . Bu çok günah!"

Jungkook bir anda etrafında oluşan günah adlı tartışmayı şaşkınlıkla izledi. Karşılarında bir şeytan vardı ve onlar neyin günah olduğunu tartışıyorlardı. Başı tekrardan ağrımaya başlayıp kulakları uğuldadığında daha fazla dayanamayıp yerden doğrulmaya çalışttı vücundaki keskin ağrılara inat.Sonunda biten bu zorlu süreçle nefes nefese etrafına bakındı. Gözüne giren düz siyah perçemlerinin altından etrafını izliyordu.

"Ne oluyor burda?!"

Kalabalığı yarıp çıkan bedenle korksada belli etmemeye çalıştı .Karşısında Cennetin baş meleklerinden Namjoon vardı ve kendisi 5 şeytanı tek seferde dize getirebilirdi.Kendiside basit bir şeytandı .Güçlerini kullanmayı bilmeyen ezik biriydi.

Namjoon kendisine yol veren meleklerin arasında ilerken gördüğü bedenle şok olmuştu.

Neden karşısında bir şeytan vardı?Üstelik genç?

"Senin ne işin var burda?"

Jungkook yutkunmadan edemedi ne diyeceğini bilmiyordu elini kaşırken gözlerini kaçırdı karşısında ki kendinden uzun Baş Melekten.

"Ben sınıra itildim ." Dedi geveleyerek ancak Namjoon tatmin olmamış gibi bedeni sarı bir kamçıyla bağladı .Jungkook gün içinde ne kadar çok büyüye maruz kaldığını düşündü.Şeytanların tarafında olsaydı şayet bu büyüden kurtulabilirdi ancak buradaki büyüler hakkında bir fikri yoktu şayet olsada güçleri yasak tarafta olduğu için mühürlenmişti.Uçması bile zordu şu durumda.

"Sen.Benimle geliyorsun.Ve siz-" arkasına dönüp birbiriyle bütünleşmiş iri gözleriyle kendilerini izleyen genç meleklere baktı."Sizde derhal işinizin başına." Melekler büyüklerinden gelen talümatla hızla işlerinin başına dönerken Namjoonda Jungkooku prşinden sürüklemeye başlamıştı..

...

"Efendim ona ne olacak?"

Namjoon karşısında oturan Baş gardiyana hitaben sordu.Gardiyan neredeyse 2 metrelik olan , kendilerinin biraz ilerisinde yere çömelmiş çiçekleri inceleyen şeytanda gezdirdi gözlerini.

"Sanırım kendi yerien dönmesi biraz zor olacak.Cehennem Gardiyanları onu kabul etmeyebilir.Masum mu bilemeyiz ancak şuanlık bir tehlike arz ettiğini düşünmüyorum " dedi sessiz bir şekilde.Namjoonda arkasın dönmüş bir süredir yerdeki çiçeklere korka korka dokunan bedeni izlemişti.'O bir şeytan mı yoksa kılık falan mı değiştirmiş?' diye düşünmeden edemedi şayet şuan karşılarındaki iri yarı bedenin yavru bir tavşandan farkı yoktu.

Geniş ve yapılı omuzlarını silkip Gardiyana döndü Namjoon.

"Sanırım bir süreliğine onu misafir etmeliyiz."

...

Önde ilerleyen Baş Melek ve hemen arkasında neredeyse onun kadar iri olan bir Şeytan...

Herkes şaşkınlıkla Jungkooka bakıyor durumu kendi aralarında fısıldaşarak anlamdırmaya çalışıyorlardı.Jungkook daha önce hiç bu kadar ilgi pdağı olmamıştı.Rahatsızca ellerini ceplerine koymuş başını eğmişti .Şimdi görüş açısında sadece önündeki esmerin çıplak ayakları ve bastığı beyaz kumlar vardı.Arada bir kan kırmızı irisleri etrafı keşfe çıkıyor , bulutların üstünde duran şahane yapıtlarda göz gezdiriyordu.

Bir süre daha ikerlediler.Yavaş yavaş yasak bölgeye yaklaştıklarını çevrelerinde dev yapıtları ve insanların azaldığı farketmişti Jungkook.

Korkmaya başladığında anlamıştı neler olacağını.Öyleki ilerde duran dev şeytan hapsini gördüğü anda elleri büyük bir hızla ceplerinden ayrılmış öyle bakakalmıştı sarı elektriklerin sardığı demirliklerin ardına.

Bedeni bir rüzgar darbesiyle öne doğru demirliklerin ardına itildiğinde karanlığın kendisini yuttuğu düşündü.Orası çok karanlıktı. Korkuyla geriye adım attığında sırtındaki yoğun yanıkla tıslayıp sağ dizinin üstüne düşmüştü. Eli yanan bölgeye varıp dolu dolu olan gözlerini karşısındakiBaş neleğe döndürdüğünde.Acıyan gözlerle karşılaştı.Çok güzel.Can acısına birde gurur acısı eklenmişti.Her yerde eziklenmesinin farkındalığıda çöktüğünde yüreğine daha fazla doldu kırmızı irisleri.

"Üzgünüm şeytan.Bu benim görevim.Ne olursa olsun sen sana yasaklanan Cenettesin ve bir süre burada kalacaksın."

Bir iki adımını geriye sardı Baş melek . Ardındansa beyaz kanatlarını açıp gerisinde üzgün bir beden bırakarak kaybolmuştu.

Jeongguk ilk defa sarı beyaz renklerden , uçan pamuklardan ve sarı küreden korkmaya başlamıştı.

__

İlerde Jeongguk çok mutlu olacak sadece bekleyin.

Désastre du Désir | TaekookWhere stories live. Discover now