Güneş Yusuf'a ziyarete geldiğini söylese ne olurdu ki?

Aynen knk 10 gün iletişim yasak ama ziyaretçi var okey.

"Babamı bekliyordum," dediğinde adamın daha açık cevap beklediği fark etmesiyle "Mustafa Kemal," diye ekledi.

Karşısındaki adamın sorgulayıcı ifadesi yerini şaşkınlığa bıraktığında az önceki sert ifadesinin aksine yüzüne hafif bir tebessüm yayılmıştı.

"Başkomiserimin kızıydınız demek," diyen adama boş bakışlarından biri atıp etrafı tarafı. Ay o daha Yusuf'u bulacaktı bir salar mısınız kızı ya?

"Evet babamın kızıydım," diye umursamaz bir cevap verdiğinde dediği şeyi sonradan fark etmişti. Bunlar hep bitse de gitsek kafasında olduğu içindi.

Adam onun haline güldüğünde derin gamzeleri gözler önüne serilmişti. Güneş o an Yusuf'un gamzelerinden öpmeyi ne kadar özlediğini hatırladı.

"Ben Komiser Atalay."

Güneş önce adama sonra uzattığı eline baktı. Elini hafifçe sıkıp geri çektiğinde "Güneş," diye cevap verdi. Adamla sırf ayıp olmasın diye konuşması daha büyük ayıp değildi de neydi?

"İsterseniz babanızı beklerken size içecek bir şeyler ikram edelim."

Adamın teklifi nazikçe reddetmek için dudaklarını aralamıştı ki bakış açısına giren bedenle gözleri kocaman oldu.

Yusuf hemen birkaç metre ötesinde yanındaki Levent ve Alphan ile konuşarak geliyordu. Henüz kendisini fark etmemişti. Üzerinde çevik kuvvet üniformasıyla alakası olmayan bir üniforma vardı ve Güneş bunu ilk kez görüyordu. Alnına dökülen saçlarını, yeni tıraş olduğu belli eden yüzünü kısaca her zerresini fazlaca özlemişti.

"Uyanıkken  rüya görüyorum oğlum galiba," dedi kızla göz göze geldiği saniye.

"Levent beni bir silkelesene kardeşim."

Güneş onun bu haline gülerken kalbinin günlerdir zikrettiği ismi seslice söyledi. 

"Yusuf!"

Koşarak boynuna atladığında Levent ve Alphan'ın şaşkınca verdikleri tepkiyi duymuştu.

"Kokun rüya olamayacak kadar gerçek Güneş'im."

Yusuf şaşkınlığına son verip kıza sıkıca sarıldığında birkaç tur etrafında döndürüp saçlarına öpücükler bıraktı.

"Güneş sen buradasın!"

"Yusuf ben buradayım," dedi kafasını kaldırıp gözlerinin içine bakarak gülerken. "Sendeyim."

Parmak uçlarına yükselip yanağına birkaç öpücük bıraktıktan hemen sonra kafasını göğsüne koydu.

"Seni çok özledim."

"Ben de güzelim ben de ama," diyerek kafasını eğip kızla göz teması kurdu. "Senin burada ne işin var Güneş'im? Eğitim birliğini nereden buldun? İçeri nasıl girdin?"

"Aramıza mesafeler girdiğinde onları sıfıra indireceğimi söylerken ciddiydim."

Yusuf gamzelerini göstererek güldüğünde Güneş vakit kaybetmeden onlara da birer öpücük bıraktı. Şu an nerede olduğunu zerre umursamıyordu. Ne çevresinde onlara bakanlar ne de gelmesi an meselesi olan babası düşündüğü şeylerden biriydi. Tek odağı Yusuf'tu.

"Oha yengeme bak lan üstün güçleriyle eğitim yerini bulup ışınlanmış!"

Levent'in Alphan'a şaşkınlık içinde söylediği şeyler Güneş'i güldürürken Yusuf'a sokularak onlara döndü.

ÇEVİKÇİ BEY | TamamlandıWhere stories live. Discover now