"Cenneti arzulayan şeytan"

Start from the beginning
                                    

'Çok ferah' diyen iç sesine kesinlikle hak veriyordu.Burası o kadar boğucu geliyordu ki ihtiyacı olmasa dahi sürekli nefes alma gibi insanı ihtiyaçları kullanıyordu.Daha sonra dikkat çekmemek için önüne döndü.Ancak farkettiği detayla aniden havada duraksadı.

"Beni nereye götürüyorsun? Gardiyanın bölgesinden oldukça uzaktayız."

Kanatları kolların sürtündüğü için gıdıklansa da alışmıştı buna şuan tek odağı karşısında çatık kaşlarıyla ona bakan şeytandaydı.

"Illakin orada mı olması lazım? Gideceğimiz yere gelmeni istedi.Bunada karışamazsın ya."

Şeytan omuzlarını silkip rahatça konuşsa dahi şüpheleri dinmedi Jungkookun .Aksine korkmaya bile başladı ancak ağzını açıp itiraz edilse ya da onu dinlemeyip geri dönerse alay konusu olacağının farkındaydı bu yüzden tek bir soru sordu , içini kemiren o soruyu.

"Ama orası yasak bölge?"

Adamın gözlerindeki afallamayı gördü ancak şeytan kendini öyle çabuk topladıki eğer dikkatli biri olmasaydı o afallamayı göremeyecğini biliyordu.

"Gardiyanların yasak bölgeye giremeyeciğini mi söylüyorsun aşağılık!Ayrıca kes sesini ben senden daha asilim dediğim şeyleri bu kadar sorgulaman senin ne haddine be!Bu kadar dayandığıma şükret ve sesini biran önce kesip beni takip et!"

Sesi o kadar gür çıkmıştıki aşağıda duran ve yanlarından uçup geçen birkaç şeytan dönüp onlara bakmıştı .Bu yüzden sinirlense dahi adama sesini çıkaramadı.Adam arkasını dönüp ilerken yasak bölgeye ilk defa girecek olmanın korkusunu yaşıyordu .Orasının tehlikeli bir yer olduğhnu elbetki biliyordu küçük yaştaki iblislere bile bu bilgi aşılanmıştı.Öyleki oraya sadece Baş gardiyanlar girebiliyordu. Ne yaptıkları ise meçhuldu.

...

"Bana yalan söyledin!"

Jungkook korkuyla karşısındaki şeytana ve yanında duran , Jungkooka ve adının Beakhyul olduğunu öğrendiği şeytana kıyasla biraz daha küçük olan iblis arkadaşlarına baktı.

"Salak herif ne bekliyordun ki? Gardiyan senin gibi bir aşağılıkla ne konuşabilirdi ki? Şeytan olarak doğman bile kimsenin gözünde yücelmeni sağlamaz"

Beakhyul yanındakilerle beraber kahkaha atarken ilk defa bir gülüşün bu kadar çirkin olduğunu düşünmüştü.Evet Cehennemde şeytanlar en çok ilgi gören kesimdi çünkü görünüm olarak diğerlerinden daha yakışıklı-güzellerdi.
Gür kanatları kırmızı gözleri ve siyahın asilliğiyle göz kamaştırıcıydılar ancak Jungkook gibi rütbesi düşük olanlar-şeytan bile olsa- aşağılanırdı.

Burası Cehennemdi ve Cehennemde kurallar böyleydi.

"Baksanıza nasılda titriyor " yanındaki iblislere karşı söyleyip tekrar kahkaha atmaya başladığında aniden susup Jungkooka doğru üç adım birden atmıştı.Jumgkook arkasında 120 metrelik bir uçurumun olduğunun bilinciyle adım atamıyordu ancak sırf karşısındaki artık gözüne iğrenç gelen suratla yakınlaşmamak için aşağı dahi atlardı.

"Baksana-" Jungkookun yüzüne iyice yaklaşıp bir elini düz ve hafif saçlara dolayıp flörtöz bir havaya bürünmüştü.
Jungkookun kalbi bir serçe gibi kokruyla titrerken bu duruma nasıl düştüğünü sorguluyordu.

"Eğer , eğer benimle birlikte olursan belki-"

"Asla!Beni buradan aşağı dahi atabilirsin ya da öldürebilirsin-"Yüzünü buruşturup
İşaret parmağını karşısındaki kendisinden bir tık daha yapılı göğse sertçe bastırırken tamamladı cümlesini."Yinede senin gibi bir pislikle birlikte olup bedenimi kirletemem
her nekadar bir şeytan olsam dahi"

Beakhyulun yüzünde ki an be an beliren o karanlık ifadeye baktı büyük bir kararlılıkla .

"Öyle mi?"

"Öyle dedim ya-"

Aniden yüzüne yediği yumrukla yalpaladı.Uçuruma bir adım daha yaklaşmıştı şimdi.

"Tutun şu ibneyi."

İblisler Jungkookun kollarından tutamayacağının farkındalardı çünkü Jungkook kendilerinden daha iri ve yapılıydı.Bu yüzden lav kamçısını kullanıp kollarını iki yana gerip bağladılar toprağa.Bu bir büyüydü.

İblislerin büyü yapmaları yasaktı ama.

Beakhyul acımadan bir yumruk daha geçirdi kendisinden daha az yapılı olan o bedene.Ardın bir yumruk daha bir tekme ve bir kafa darbesi daha takip etti peşinden.

Yüzyıllar sonra ilk defa bu kadar duyguyu bir arada yaşadığını hissetti Jungkook

Acı , korku , ve birazda huzur...

Huzurluydu çünkü hissizliğinden bıkmıştı ve uzun bir süre sonra bu duyguları tatmak...

Yediği sağlam dayağın üzerine hafif bir hissizlik sarmıştı vücüdunu artık evine dönmek istiyordu bu yüzden dayağın bitmesini bekledi canı burnundayken.
Ardından duran şeytanla rahat bir nefes verecekken birden saçından sertçe kavranmasıyla kısık bir inleme firar etti patlamış dudaklarından.

"Ne istemiştin az önce benden?Ne istemişti çocuklar?"

İblislere sorulan soruyu biri cevapladı bekletmeden.

"Onu uçurumdan atmanı."

Jungkookun -herne kadar tek gözü şişikte olsa- gözleri büyürken adam kocaman sırıtması ve pörtlettiği gözleriyle hırpaladığı (!) yüze dönmüştü.

"Evet tam olarak buydu!"

"Sen ne-"

Iblisler yaptığı büyüleri bozup kollarını serbest bıraktıklarında ilk işi yakasına yapışan eli tutmak oldu.Yapamıyordu .Vücudu o kadar halsiz düşmüştü ki elini sıkmaya dahi mecali yoktu şuan.Bedeni havaya kaldırılıp uçuruma yaklaşırken bağırdı can havliyle.

"Sen ne yapıyorsun bu bir suç.Bunun öğrenilmeyeciğini mi sanıyorsun -Bırak beni!"

"Ama az önce benimle olmaktansa uçurumdan atabileceğimi ya da öldürebileceğimi söyledin?"

Jungkook boğazına tırnaklatın battığını hissetti.

"S-seni adi-"

"Şşşştt.Sana iyilik ediyorum işte.Melek olarak doğmalıymışım ya"

Işte o esnada olan olmuştu.Jungkookun ağzından çıkan o kelimeler adamın elini açmasıyla son bulmuştu.

"Onların çöpü olmaya bile laik değilsin şerefsiz"

Ardından bırakılan bedenin son gördükleri adamın ona büyük bir öfkeyle bakması oldu..

___

Bebeğim Kook sen en güzel cennetlere laiksin.

Umarım hoşunuza gider .

İyi geceler ya da iyi günler.

Désastre du Désir | TaekookWhere stories live. Discover now