"Yok."

Anlamamış gibi bana baktığında tekrar söze girdim.

"Yetimhanede büyüdüm. Ailemi hiç tanımadım. Arkadaş canlısı da değilimdir hiç arkadaş yapmadım.Zaten kaybolduğumu da kimse bu yüzden farketmedi."

Bir şey dememiş bakmakla yetinmişti.
Telefonu çalmaya başladığında açıp konuşmaya başladı. Konuştuktan bir müddet sonra telefonu bana uzattı. Elinden aldığımda kulağıma yerleştirip konuşmuştum.

"Alo."

"Alo birtanem nasılsın. Seni çok merak ettim."

Endişeyle konuşan Lavin'i yatıştırmak için görmese de gülümseyerek konuşmaya başladım.

"İyiyim Lavin. Zaten hafif bir sıyrıktı bir şeyim yok. Siz iyisiniz değil mi?"

"İyiyiz canım biz ,sen bizi düşünme.
Neyse fazla tutmayayım. Erkenden uyu dinlen tamam mı? Hadi iyi geceler."

"Size de iyi geceler."

Telefonu kapattığımda bana bakan Pusat'a doğru uzattım.

"Seni sevdi. Normalde herkesle konuşmaz."

Lavin hakkında konuştuğunu anlamıştım.

"Bende onu sevdim."

Ayağa kalktığında peşinden gelmem için eliyle işaret vermişti. Onun odasına girdiğimizde konuşmaya başladı.

"Lavin olmadığı için ben kalırım yanında sen benim yatağımda yat.
Karşıdaki kanepede olacağım."

Dedikleriyle başımı olumsuz anlamda salladım.

"Olmaz ben yatarım kanepede."

"Hayır."

"Pusat yaptıklarınız benim için zaten paha biçilemez. Bu kadarına gerek yok hatta sen yat ben misafir odasında yatarım."

Kafasını olumsuz anlamda sallayıp eliyle yatağı gösterdi.

"Geç şuraya. Bir daha da böyle konuşma. Seni o piçin eline bırakmam ben. Bunu yük olarak görme. O gün almalıydım seni."

Son cümlesinde takılı kalmıştım.

"O gün derken."

Dönüp bana baktığında konuşmaya başladı.

"Yemek yediğinizde geldiğim gün. Anlamıştım bir şeyler olduğunu ama emin olmadan karışmadım."

Başımı salladığımda çıkmama izin vermeyeceğini anladığım için yatağa gidip uzanmıştım. Zincirsiz, korkusuz bir şekilde. Pusat da karşımdaki kanepeye yattığında gözlerimi kapatıp uyumaya başladım.

Pusat'dan Devam;

2,3 saat önce Gazel uyumuştu ama beni uyku tutmuyordu. Normalde de çok uyuyan birisi değildim.

Gazel çok güçlü bir kızdı. Kimsesi olmadan üniversite okuyan, yaşadığı şeylere rağmen Gencer'in karşısında durabilen bir kızdı. Hayranlık duyulacak bir insandı.

Ağlama sesleri gelmeye başladığında anında ayağa kalkmıştım. Gazel'in yanına adımladığımda uykusunda ağladığını fark ettim. Kabus görüyordu büyük ihtimalle.

Hafifçe koluna dokunduğumda yavaş vavaş sinirlenmeye başlamıştım. Kimse bunları yaşamayı haketmezdi. Aşırı sinirli bir insan olsamda Gazel ile konuşurken laflarımı seçmeye çalışıyordum. Sakin kalmak için çabalıyordum.

"Gazel, uyan güzelim."

Bir kaç sarsmadan sonra ağlayarak uyanmıştı.

Gazel'den Devam;

Sıçrayarak uyandığımda hala gördüğüm rüyanın etkisindeydim ve ağladığımı yeni farkediyordum.

Karşımda bana bakan bir adet Pusat gördüğümde konuşmaya başladı.

"Sakin ol. Kabus gördün tamam mı."

"B-ben , çok kötüydü."

"Geçti. Sakin ol ben buradayım. Korkmana gerek yok."

Beni tekrar aldığını görmüştüm ama bu sefer çok kötüydü. Çok korkuyordum beni tekrar alacak diye.

"Ben o odada uyanmak istemiyorum bir daha. Zincirlenerek uyumak isremiyorum. Verme beni Pusat. Güvendim sana boşa çıkarma tamam mı."

"Vermem. Uyu hadi ben buradayım."

Başımı salladığımda ellerimle gözlerimi silip tekrar yattım. Baş ucumda komidine yaslı bir şekilde duruyordu. Güveniyordum ona çünkü ondan başka güveneciğim şuan için kimse yoktu. Bana yardım edecek tek kişi oydu.

∞∞∞∞∞∞

Gözlerimi açtığımda saat daha erkendi. Odadaki banyoya girip işlerimi hallettikten sonra çıkıp merdivenlere yöneldim.
Salona girdiğimde Pusat masada elinde kahveyle oturuyordu.

"Beni neden uyandırmadın?"

"Uykunu al istedim. Bir şeyler atıştır çıkalım."

Başımı sallayıp bir seyler atıştırmaya başlamıştım. Kıyafetlerimi almaya gidecektik. Doyduğumu belirtmek için ayağa kalktığımda tabağımda göz gezdirip kaşlarını çatarak kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Az yiyorsun."

Yanında bende yürümeye başladığımda söze girdim.

"Elimde olsa masayı yerim heralde. Ama elimde degil."

Arabaya bindiğimizde ki araba en sevdiğim araba Mercedes benz G63'tü ,yola koyulmuştuk.

Ben tarif etmeden evimin önüne geldiğinde nerden bildiğini sormamıştım bile. Bilmese tuhafıma giderdi. 3. Kattaki daireme köşede sakladığım anahtarla girdik.

Her şey bıraktığım gibiydi. Bir kaç yer dağılmıştı. Büyük bir ihtimalle ağzımı kapandığında çırpındığım sırada olmuştu. Hiç ellemeden odama ilerleyip köşedeki valize bütün esyalarimi yerleştirdim.

Masadaki telefonumu ve çantamı da aldığımda işim bitmişti. Başka bir şeyim yoktu zaten. Benim her şeyim aldıklarımdan ibaretti.  Odanın kapısına yaslanmış beni bekleyen Pusat'a bittiğine dair baş işareti verdigimde gelip elimdeki valizi aldı. Binadan çıktığımızda arabaya binip yola koyulmuştuk.

Her zaman oturduğum sahili gördüğümde başımı direk Pusat'a çevirdim.

"İşin var mı?"

Sorumla başını bana cevirdiğinde ne dediğimi anlaşmamış gibi bana bakıyordu.

"Yok."

"Sahilde duralım o zaman. Olur mu?"

Olumlu anlamda başını salladığında arabayı kenara çekmisti. Banklardan birine oturduğumuzda aklıma direk Gencer'in beni kaçırdığı zaman gelmişti. O günde sahilde uzun bir süre oturup eve gitmiştim.

Pusat'ın bana baktığını hissettiğimde başımı ona çevirmiştim. Bir kaç saniye baktıktan sonra konuşmaya başladı.

"Kalkalım mı artık?"

"Kalkalım."

Arabaya doğru yürümeye başladık.
Arabaya bindiğimizde anında yola koyulmuştuk.

Dayanamadım erkenden attım bölümü aşkolar. Bölümü beğendiyseniz oylamayı, yorum yapmayı ve beni takip etmeyi unutmayın.

Sizlerii seviyorum.🌈⃤

Özgürlüğe DüşWhere stories live. Discover now