Gücüm yetmiyordu hiç birine. Buradan çıkışım için tek bir şansım vardı. Onu da değerlendiremezsem daha kaçmamın imkanı yoktu.

Kapının aniden açılmasıyla içeri Gencer girmişti.

"Bebeğim konuşmuşsun."

"Evet."

Deli gibi gülmeye başladığında yatakta geri gitmiştim. Korkuyordum ondan. Bu yaşadıklarımdan sonra kafayı yemediğim için şükür etmeliydim. Bana sarıldığında geri çekilmeye çalışmıştım ama çok sıkı sarılıyordu.

"Gencer bırak."

Geri çekildiğinde ellerimden öpmüştü.

"O kadar özlemişim ki sesini anlatamam."

"Tamam duydun sesimi git artık. Uyumak istiyorum."

"Sen uyu bebeğim. Ben seni izlemek istiyorum."

Gitmeyeceğini bildiğimden ofladığımda kolumdan yatağa sabitleyip öpmeye başlamıştı.
İstemiyordum bana dokunmasını. Ağlamaya başladığımda geri çekilip bu sefer boynuma yönelmişti.

"B-bırak do-dokunma. Hiç konuşmam Gencer. Her fırsatta intihar ederim."

Ağlarken zar zor konuştuğumda sinirlensede kulağımın arkasından öpüp geri çekilmişti.

"Bu tehdit işi hoşuma gitmedi.
Sırf sesini , kokunu çok özledim diye gidiyorum sevgilim."

Saçımdan öpüp gittiğinde bir kaç parça giysi alıp kendimi banyoya atmıştım. Ağlayarak etimi yırta yırta vucudumu yıkadığımda kaç saat geçmişti bilmiyordum ama uzun süredir buradaydım. Odadan sesler geldiğinde ben üstümü giyinmeye başlamıştım bile.

Üstümü giyinip odaya girdiğimde Baybars elinde ilaçlarımı tutuyordu.

Bir şey demeden yatağa oturduğumda yanıma gelip su ile ilacı elime vermişti. Boynuma baktığını farkettiğimde büyük bir ihtimalle kızardığı için bakıyordu.

"Ne o saygıdeğer şerefsiz abinin yaptığı esere mi bakıyorsun."

Bir şey demeyip odadan çıktığında iki dakika sonra elinde bir kremle geri gelmişti.

"Al sür bunu. Tahriş etmişsin iyi gelir."

"Bu iyiliğini neye borçluyum Baybars."

"Gördüklerime."

Odadan dışarı çıktığında getirdiği kremi tahriş olan yerlere sürmüştüm.

Yatağa yattığımda ağlamaktan gözlerim ağırlaştığı için yorgunluktan uyuya dalmıştım.

*******

Uyandığımda akşam olmuştu sanırım.
Odanın içindeki küçük pencereden anlıyordum onu da. Bir kere insan sevdiği insanı böyle bir yerde tutmazdı.

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadığımda tekrar yatağa geri girdim. Ruh gibiydim artık. Her günüm böyleydi yatakta oturmak, lavaboya gitmek, Gencer'in sapıklılarıyla, psikopatlıklarıyla uğraşmak, günün yarısından çoğunu ağlayarak geçirmek ve yemek yemek.
Berbat bir halde olduğumu biliyordum.

İçeri elinde tepsiyle Gencer girdiğinde yatakta oturmaya devam etmiştim.

"Günaydın sevgilim."

Bir şey demediğimde hafif kaşlarını çatsada eski haline gelmişti.

"Beraber kahvaltı yapmak istedim. Sadece çorba içebiliyormuşsun. Arada aldığın serumlar sayesinde çok zayıflamadın ama artık lütfen bir şeyler ye. Hem konuşuruz biraz. Ben sesini çok özledim muhabbet ederiz."

Karşımda oturup tepsiyi dizine koyduğunda yemezsem kendi yedireceği için bir kaç parça bir şey yemeye başlamıştım.

"Bu saplantılı hallerinin farkında mısın Gencer ?"

Sorumla beraber bana baktığında derin bir nefes almıştı.

"Bebeğim lütfen mutluluğuma gölge düşürme."

"Sadece soruyorum. Konuşalım diyen sendin."

Bir parça ekmeğe bal sürüp yemeye başladığımda beni izlediğini farketmiştim.

"Saplantılı bir hareketim olduğunu düşünmüyorum. Hayır anlamıyorumki sesini özleyecek kadar çok sevmek ne zamandan beri kötü bir şey oldu."

Ağzımdaki lokmayı yutunca dediklerine cevap vermiştim.

"Tecavüz ve dayak da bu dediğin sevginin içinde mi Gencer."

Dediklerimle ağzındakini zor yuttuğunda gözlerinin içine bakıyordum.

"Beni delirten sensin Gazel. Sürekli aynı şeyleri söyleyip beni deli ediyorsun. Zıddıma gidiyorsun zorunda kalıyorum. Ayrıca ben seni düşünüyorum yakında evleneceğiz. Alış bu duruma artık."

Elimdekileri tepsiye bıraktığımda arkama yaslanmıştım.

"Seni hiç sevmeyecek, istemeyecek olmam umrunda değil mi?"

"Sen beni seveceksin Gazel. Ben sensiz yaşayamam. Eğer bir gün öleceksem bu sensizlikten olur. Öyle yada böyle her şey olur ama sensiz olmaz."

"Hiç bir zaman sevmeyeceğim. Gencer sen saplantılı birisin ve bunun adını aşk koymuşsun. Tek bir lafımda şaka yaparak kendini öldür desem öldürecek raddedesin. Bunu kabullen."

Sinirden tepsiyi yere fırlattığında suratına bakıyordum. O bana her şeyi yapacaktı sonra da gelip güzelce gülerek kahvaltı yapacağımızı mı sanıyordu. Ben onunla oturup bir de sohbet falan edecekmişim. Bu mümkün değildi.

"Seni sevdiğim için hepsi. Seni çok sevdiğim için, öl desen öleceğim için. Kim birisini böyle sevmişki. Sen hiç sevilmemişsin belliki. Bu denli bir sevgiyi anlamamanın başka bir açıklaması olamaz."

Dedklerinden sadece birinde takılmıştım.

"Evet Gencer ben sevgi ne bilmiyorum. Kimse sevmedi beni. Sen de sevmiyorsun takıntılısın sadece o hastalıklı beynin sadece beni dahil etmiş hayatına. Eğer gerçek sevgi buysa ben ölene kadar kimse tarafından sevilmemeye razıyım."

Durup yüzünü sıvazladığında yavaşça yanıma gelmişti.

"Özür dilerim bebeğim. Öyle söylemek istemedim. Ben seviyorum seni bu yeter sana. Senin yanında bir tek ben olsam yine yeter. Affet beni bir küslüğe daha dayanamam bir hafta."

"Bende dayak yemekten bıktım zaten.
Seninle konuşmayınca her gün dayak yiyorum. Senin dediğin şeye üzülecek kadar zavallı değilim ben."

"Küs değiliz dimi. Konuşmamazlık yapmayacaksın yani."

Başımı salladığımda tam sarılacakken yatağa yatmıştım.  Saçımdan öpüp dışarı çıktığında ağlamaya balamıştım. Bu adamdan kurtulmam lazımdı benim. Her yaptığını sevmeye bağlayan bir psikopatla yaşayamazdım ben. 1 hafta sonra kaçamazsam sonum ölümdü zaten.



Aşkolar bölüm nasıldı. Heyecanlıyım çünkü Gazel için özgürlüğe bir kaç adım kaldı.

Bölümü beğendiyseniz yorum yapmayı, oylamayı ve beni takip etmeyi unutmayın.

Sizleri çok seviyorum. Bir dahaki bölümde görüşmek üzere.

Her zaman dediğim gibi diğer bölüm siz varsanız var.😘😍

Özgürlüğe DüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin