B.5 Küçük yalanlar

Începe de la început
                                    

"Lütfen.."

Dedim ne zaman dolduğunu bilmediğim gözlerimle. Derin bir nefes alıp oturduğu sandalyede dikleşti.

"Babanı ikna etmeye çalışırım ama onu çok kızdırıyorsun çok çabuk sinirlenen biri bunu bilmene rağmen ona kafa tutuluyorsun ikna olacağını sanmıyorum."

Annemin de istemediğini anladığımda hayal kırıklığına uğradım. İstemiyordu çünkü istese yapardı. Babamı ikna ederdi buradaki herkes de bunu biliyordu.

"Anne babama söyle burada berat'ın bildiği atölye var Asenayı oraya kayıt ettirelim."

"Ama ben burada yaşamak istemiyorum"

Fısıltı gibi çıkan sesimi annem duymuştu. Sesimdeki hayal kırıklığını da duymuştu ama hayal kırıklığımı her zaman ki gibi görmezden geldi.

"Nankör olma! Seni burada başka atölyeye yazdırmayı düşünüyoruz hala istemediğini söylüyorsun. Buldun da bunuyorsun birde"

Annem de bana kızıp gittiğinde bedenimi bir ölü gibi sandalyeye attım. Neden kimse beni düşünmüyordu ki?

Masanın üstünde olan Elimin üzerinde ablamın sıcak elini hissettim. Bana destek olurcasına elimi sıktı.

"Sıkma canını bu kadar birtanem. Ben çizimlerin için babamla konuşacağım çok yetenekli olduğunu hepimiz biliyoruz seni bundan mahrum etmezler babam sinirle söylemiştir."

İkimiz de babamın ne kadar kararlı olduğunu biliyorduk. Beni teselli etmeye çalışan ablama hayal kırıklığı ile dolu bir bakış yolladım.

"İstanbul'da yaşamak istemiyorum"

"Neden burayı istemiyorsun? Burada hep beraber olacağız"

Sorunda da bu zaten! Sizden uzakta olmak zorundayım. İyi olmak için...
Kendime gelebilmek için.

Elimi ablamın elinden çekip kucağıma koydum. Beni anlamasını beklemiyordum. Sonuçta hiç bir şeyi bilmiyordu.

"Sadece yanlız kalmak istiyorum. Beni yanlız bırakır mısın?"

"Peki, sen biraz kafamı topla"

Ablam kalkıp içeriye gidiyor iken arkasından O gidene kadar baktım. Her zaman ki gibi güzel elbise giymişti bakımlı yüzü ve saçları çok güzeldi yürüyüşü bile gerçek bir kadın gibiydi.

Bakışlarımı içeriye giren ablamdan çekip kendime baktım. Kot ve bol tişört giymiştim rahatlığa düşkün biri gibi duruyordum. Yüzüm ne bakımlıydı ne makyajlı saçlarım ise tüm kötülüğe rağmen rengi güzel olduğu için güzel duruyordu. Yürüşüm de bir kadın gibi değilde bir çocuk gibiydi.

Berat'ın neden beni değilde ablamı seçtiği acı ama açık bir şekilde önümdeydi işte...

Onun için kendimi değiştirecek değildim. Aşk bu değildi birini olduğu gibi sevmekti kıyafetine bakmadan dış güzelliğine bakmadan sevmekti. İstesem bende cesur kıyafetler giyer her gün bir ton makyaj yapardım. Ama onlara iyi görünmek gibi bir derdim yoktu. Eğer gerçekten biri beni sevicek ise kesinlikle bu halimi sevmeliydi.

Kollarımı masaya koyduktan sonra kafamı yollarımın üstüne koyup gözlerimi kapattım. Okul sıralarında bu hareket çok rahat hissetmeme neden olsa da şuan burda o işe yaramıyordu.

Burada kalmak bana korkutucu geliyordu. Onlarla bir arada olmak zordu. Berat'ın benimle yaptığı şeyleri bir başkası ile yapması canımı acıtıyordu.

Ben anılarımızın hiç birini unutmaz iken o sanki hiç yaşamışız gibi başkaları ile yaşayabiliyordu belki de en çok zoruma giden buydu.
Ablamın huzuru mutluluğu için sesimi çıkarmıyordum. Bana istediğiniz muameleyi yapabilirsiniz ama ben ablamda onu sevdiğine dair gözlerindeki ışıltıyı gördüm. Daha önce onlarca sevgilisi olmasına rağmen bir tek berata böyle bakıyordu.

kızıl melek Unde poveștirile trăiesc. Descoperă acum