5.5

177K 8.7K 2.6K
                                    

Kitabımda reklam yapmanızı istemiyorum. Başka kitaplardan vibe aldım gibi saçma sapan yorumlarda yapmayın. Dalgasına 1 haftada yazdığım bir kitap.

Başlıyoruz iyi okunmalar:)
---

Sandalyede otururken sırıtarak Fatihe bakıyordum. Gelmişti gönlümün çiçeği.  Şuan herkes susmuş birbirine bakarken, babamın lavaboya gitmesini fırsat bilerek;

''Anne bu Fatih. Erkek arkadaşım. Fatihin annesi Şeyma, babası Ender amca ve kız kardeşi Ay.'' dedim. Şeyma teyze gülümseyerek bana bakarken bu kadar rahat olmama sevinmişti. 

Ne sandın yar-

''Erkek arkadaşın mı? Nasıl yani böyle sevgili gibi mi?'' Utanmış gibi yaparak kafamı eğdim. Birkaç ay sonra kocam olacaktı, anam. Annem malını bildiği için utanmama şaşırmış olacak ki;

''Kızım ne oldu tanımasam utandı diyeceğim ama tanıyorum yani.'' Anne... Sus be kadın! Kaynanam burada. Şeyma teyze;

''Maşallah ama pırıl pırıl evlat yetiştirmişsiniz!'' dedi. Annem koltukta dikleşerek sırıttı;

''Ben yaptım çünkü.'' dedi. Aynen üstümde çok uğraştın anacım.. Babamın gelmesiyle kadınlar kendi aralarında, erkekler kendi aralarında sohbet ediyordu.

''Kiraz bize hiç bahsetmemişti. Geleceğinizi söyleseydi bir hazırlık yapardık.'' dedi babam. Sinirli olduğu belliydi. Tamam haklıydı.. Yüzsüz gibi ilk sevgilim var dememiştim, tanıştırmıştım hem de ailesiyle!

''Sorun değil inanın Batı bey. Hem çocuklar ciddi olmasa ilk tanışmayı ailelerle mi yapar? Hem kusur biraz biz de biz haber vermeden geldik birden.'' dedi. Ya senin tonton yanaklarını yiyeyim mi Ender amcacım he? Yiyeyim mi?

''O zaman bey diye hitabet etmeyelim, dünür diyelim.'' dedi. babam. Reis tanımadan ne oluyor? 

''Söyle bakalım delikanlı ne işle meşgulsün?'' Babam Fatihe yönelik konuşunca sırıttım. Can damarından vuracaktı şimdi.

''Ben komutanım efendim.'' dedi. Ya ne kadar saygılı çocuksun sen! Senin de ağzını yüzünü yiyeyim ben!  Babamın gözlerinde ki o ışıltıyı görmek... Hızlıca ayağa kalkıp;

''Ben kahveleri yapayım o zaman?'' dedim. Ay tuzu şimdi mi atıyorduk? Ay;

''Yenge onun yeri şimdi değil şimdi çay yapalım gel.'' sessizce fısıldayıp sırıttı.

''Ya da size çay yapayım ben.'' Hızlıca mutfağa gittiğimde arkamdan Ayda geliyordu. 

''Yenge sen tanıdığım en büyük yılansın helal olsun sana.'' dedi. Görümcem tatlıydı, kaynanam yakışıklıydı daha ne isteyecektim? 

''Utandırıyorsun beni Ay!'' dedi. Çayı ocağa koyup, dolaptan tabak çıkardım. Bugün pikniğe giderken yapılan poğaça börek gibi şeyleri tabağa koydum. Yanına da yaş pastayı dildim. 

''Ay bak içeride şey de 'bu pastayı yengem yaptı. Karabük'te de yapmıştı.' de tamam mı?'' Sırıtıp;

''Çıkarım ne olacak?'' dedi. Cebimden telefonu çıkartıp, Volkanın numarasını verdim.

''Çocuk yakışıklı bak. Hadi aslanım sen yaparsın!'' dedim. Birkaç boş sohbetin ardından olan çayları alıp içeri geçtim. Her şeyi servis edip, yerime oturdum.

''Ay yenge! Bu pastanın tarifini verir misin ya? Karabük'te de yapmıştın çok güzel olmuştu.'' dedi. Sırıtıp, dikleştim. Benim konuşmama fırsat verilmeden annem;

''Kiraz yapmadı ki kızım, aldık biz bunu.'' dedi. Ortamda sessizlik hakim olurken Ay;

''Demek ki hazır pasta gibi yapabiliyor! Tadı aynı Karabük'te ki gibi!'' dedi. Ulan Ay erkek uğruna herkesi harcarsın sen! Adam gibi adamlık.

İşte cesaret, işte feraset, işte adam gibi adamlık! Fatih hızla ayağa kalkarken, çayı üstüne döktüğünü gördüm. Has hızla bende ayağa kalktım. Canı çok yanmış mıydı?

''Kusura bakmayın, görevden yeni geldim yorgunluktan elim titredi.'' dedi. Yerim seni adam! Annem;

''Kiraz hadi Fatih oğluma lavabonun yerini göster, babanın gömleklerinden ver.'' dedi. Zevkle annecim. Elimi öne doğru uzatıp;

''Buyur Fatih gel.'' dedim. Koridorun sonunda ki odama girdiğimizde kapıyı kapatmamla, sırtım kapıyla buluştu.

''Çok özledim seni Kiraz. Onca zaman burnumda tüttün.'' Kafasını boynuma gömüp, kokumu çekti içine. Gözüm dolarken, ellerimi boynuna sardım. Çok özlemiştim onu. Haddinden fazla hem de! 

Kafasını boynumdan kaldırıp, dudağıma baktı. Dudağını yalayıp, dudaklarıma bastırdı. Elleri belimi bulurken, ayaklarımı kaldırıp, beline sardım.

Sırtımı canımı acıtmayacak şekilde kapıya vururken, kendini bana bastırdı. Hissettiğim sertlikte ağzının içine inledim. Eli belimden kayıp, kalçamı bulduğunda kavrayıp, sıktı.

Nefessiz kaldığımızda geri çekildi. Alnını alnıma yaslayarak;

''Çok özlemişim seni.'' dedi. Gülümseyip yanağını öptüm. Kucağından hala inmemiştim. Dudaklarını bu sefer alnıma bastırdı. Birkaç saniye çekmeden öyle kaldı. En sonunda sesli bir şekilde içine çekerek, dudaklarını çekti.

''Ne güzel kokuyorsun sen cennet kokulum!'' Gülümseyip; Kafamı boynuna gömdüm. 

''Ne güzel kokuyor senin bu boynun acıktırdı.'' dedim. Fatih gülümseyerek;

''Kızım bu ortamı niye bozuyorsun y- ah!'' Cümlesini tamamlayamadan boynunu ısırmıştım. Acıkmıştım değil mi? Dudaklarımı boynuna bastırıp, emdim. Dilimi bir yerin üstünde gezdirip bir yandan da dişlerimi batırıyordum.

Fatih bir eliyle kalçamdan kavrayıp yerimde sabit tutarken diğer eliyle de sırtımı okşuyordu. Kendimi iyice ona bastırırken dışarıdan Ay;

''Yenge, abi hadi gidiyoruz!''  Siktir, evdeydik!

BÖLÜM SONU

Komutanım -texting ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin