naughty

520 26 47
                                    

Arda Kozan

İnsanların yüzlerini okumakta iyiyimdir. Bir elin parmağını geçmeyecek sayıdadır yeteneklerim ve bunlarda da gerçekten iyiyimdir. Ancak karşımdaki Sayıl Kozan'ın suratına bakan bir görme engelli bile olayın gidişatına rahatlıkla hakim olabilir.

"Ben sana ne dedim?!"

Evet, yine başlıyoruz. Hazır mısınız?

"Özür dileri-"

"Kes! Özür dilermiş. Çocuk çocuk davranmayı kes artık! Yaptığımız işin ne kadar tehlikeli olduğunun farkında değil misin hala?"

Sesli bir nefes aldı sakinleşmek için. Sorsanız yüzündeki derin kırışıklıkların benim haylazlıklarımdan kaynaklandığını savunurdu. Ve öyle güzel yapardı ki bunu ülkenin en geniş uyuşturucu ağına sahip bir suç örgütü lideri olduğuna, bir ihtimal stresinin sebebinin bu olabileceğine inanmazdınız. Haksız sayılmazsınız, babam diye demiyorum Sayıl Kozan gerçek bir manipülasyoncudur.

"Sen artık fazla olmaya başladın. Dört gün sonra yirmi yaşına basacaksın ama buna rağmen üç yaşındaki halinden farksızsın. Üniversite okumayacağım dedin, tamam dedik. İşinizi yürütmeyeceğim dedin, tamam dedik. Ama yeter. Sen bizim ne yaptığımızı bilmiyorsun. Benim için ne kadar kıymetli olduğunun senin dışında herkes farkında. Herkes farkında ve sizi bana karşı kullanmaktan çekinmeyecekler. Yeter. Artık evden gizlice kaçmak yok. Abilerin ve ben bir karar aldık."

Dur, ne?

"Yanına birini veriyorum. Nereye gidersen git seninle olacak. Yediğin her boku bilecek ve bana anlatacak. İtiraz edersen sikerler mi döverler mi umursamadan sokağa atarım seni beş parasız."

"İtiraz edeceğim tabii ki d-"

"Arda, sabrımı taşırma bak." Kendisini sıkmaktan boynu kıpkırmızı olmuştu. Susmam gerekiyordu ama susasım yoktu.

"Baba, söz veriyorum senden habersiz hiçbir yere gitmeyeceğim."

"Göt herif! Dinledik de ne oldu seni? Lafımı ikilettirme git Gülay'a söyle kahve yapsın bana. Tansiyonumu fırlattın zaten."

En sonki olaydan bahsediyordu. Partiden söz etmiştim ama izin almamıştım gitmek için. Ona kendi gibi davranmamızdan rahatsız oluyordu paşam.

"Peki bu gelecek olan kişi hangi vasıfla yanımda duracak?"

Kaşları havalandı. "Kabul ediyorsun yani?"

"Durumun detaylarına göre değişir."

"Arda." dedi adımı uzatarak. O ton, o ton birçok şeyi değiştirebilirdi.

"Merak ediyorum sadece."

"Ne diyorsunuz siz? Koruma mı?"

"Bodyguard?"

"Ha, aynen o."

"Baba bar mıyım ben gözünü seveyim bodyguard ne?"

"Salak salak konuşma. Git söyle Gülay'a ilaçlarımı da getirsin."

"Baba ne diyorsun amı-"

bodyguardOù les histoires vivent. Découvrez maintenant