BAŞLANGIÇ

81 22 23
                                    

Bir kar küresi gibi, hareket ettikçe hangi mevsimde olduğumuz belli olurdu...

Küçükken hiç bıkmadan aynı hikayeyi anneme okumasını isterdim.

Veeee son...

-anne lütfen yine yine baştan okur musun?

-Aaa kızım, olmaz kaç sefer okuyacağım hiç bıkmadan okumamı istiyorsun.

-küçük prensi seviyorum anne yine tekrardan okur musun?

-Tamam okurum ,hani Küçük prens'in gülü var ya her kötülükten saklıyor ben de seni öyle saklayacağım.

Sonrasında sıcacık bir sarılma...

Küçüklük bitti şimdi ise gerçekleri görme zamanıydı.

Atlıkarınca müziği , çocuk kahkahaları aniden bir silah sesi o anda oluşan derin bir sessizlik ... Kar küresi elimden düşüp tuz buz olması ,Oğuz'un çığlığı sonra kan ve gözyaşı.

Kaçmak mı ? Asıl benim annemden saklanıp kaçmam gerekiyormuş  , bir yıl önce hayatımız aynı bir kar küresi gibi tuz buz olmuştu.

Kabus görüyordum bi cehennem döngüsü gibi hep aynı şeyleri görüyordum büyük bir acı veriyordu, garip olan şey de hiç alışamadım.
Yataktan kalkıp cama doğru yöneldim babamın hamak'ta oturduğunu gördüm ve yanına gittim...Oturup konuşmaya başladım o anlık ağzımdan çıkan tek cümle buydu.

-yorgunum baba

-biliyorum kızım üzgünüm

-Neden sen üzgünsün ki ? Sen yapmadın .

-öyle hissediyorum sorumluyum, gibi

-sen olsan ne yapardın

- hayatta olmazdım .

Her kız çocuğunun gözünde babası, bir altın kaplama tahtın sahibidir, onun kralıdır, yıkılmayan tek kişidir. Babam soruma böyle yanıt verirken ben nasıl dayana biliyordum peki?

Saat sabahın 05.00

- Abla uyan abla

Yine kabus görüyordum çığlık duyan kardeşim beni uyandırıyordu.

- üzgünüm Oğuz

- yok sorun değil kraliçe'm

- yine aynı mı ?

- evet yine aynı şeyleri gördüm

- geçecek abla

- geçmiyor Oğuz anında birazcık bile aklımdan çıksa ,annem hatırlatıyor zaten .

- ne diyeceğimi bilemiyorum

Kimse bilemezdi zaten, çıkılmaz bir yol gibiydi yıllardır bedenimi değil ruhuma zarar veren bir acıydı.

Erkek kardeşim Oğuz iyi geliyordu bana...
Ve biz bu gün taşınıyoruz ardımızda   kalıcak artık her şey .

Oğuz'la babam aralarına konuşuyorlardı herkez arabaya binip hazırlığını yapmıştı, artık yola çıkmamız gerekiyordu.

-oğlum sen Rüyanın yanında kal ben annenle giderim.

-Tamam baba

Oğuz bana doğru gelerek

- seninleyim çiçeğim

- hadi gidelim o zaman

Oğuz benim kafamı dağıtırdı bi şeylerden hafif uzaklaşmak için Oğuz yeterdi .

Direksiyon başına geçtim artık yola çıktık .Babam annemi götürüyordu, şimdi neden aynı arabada değiliz... Çünkü annem beni görmek dahi istemiyor , anneme uyku ilacı içtiği zaman yaklaşıyorum anca , kokusunu içime çeke biliyorum. İsmimi unutmuştur kesin sadece beni görünce 'katil' diyor ... Bir defasında evde yanlız ikimiz kalmıştık beni nerdeyse boğarak öldürdüğü o günden sonra ona dokunmadım anne diyemedim . O sıcak bakışını ,sarışını ve beni öpmesi , meleğim demesini o kadar çok özledim ki bir yıldır bundan mahrum'um .

Antalya'dan İstanbul'a doğru gidiyorduk .

- Abla dur!

- noldu

- Annem abla

Arabayı durdurdum arkamdaki araçta babam ve annem vardı annem fenalaştı koşarak ilerledim babam beni sıkıca tutu .

- sen uzak dur ben hal ederim arabaya geç

- Hayır !

- Rüya arabaya geç dedim sana !

Ağlama'ya başladım ,Oğuz ve babam annemle ilgilendi ve anneme yaklaşıp yardım bile edemiyordum beni görünce daha kötü oluyordu.

Uzaktan izlemekle yetindim sadece içimde bir çığlık vardı ,sanki
içimdeki çocuk yerinde durmuyor kalkmış içimi parçalara bölüyor .
Annem kendine geldiğini görünce arabaya doğru koşup içeri geçtim Oğuz da yanıma oturdu .

- Noldu

- Kötü olmuş

- bende göre biliyorum neden peki?

- kızımı bırakmak istemiyorum demiş sonra bayılmış...

Kelimeler boğazıma düğümlendi cevap bile veremedim .

Arabayı çalıştırıp ilerledim.

Çoğu acının tarifi olmaz bu da onun gibi bir şey tarifsiz'di.

İstanbul'a gidiyorduk iş yerim orda arkadaşlarım ve evim tüm düzenim istanbul'da . Üniversite okuduğum zamanlar da İstanbul'da okudum avukat olduktan sonra da geri evime dönmüştüm, yermi kişilik bir iş yerimiz var . Çok kazandığım davalar oldu bu yüzden öz güvenim de çok yüksek . Çocukluğumdan beri avukat olmayı inanıyordum ama doğruları savunmak iyileri kurtarmak için bu çabalarım.Küçükken okuduğum ve ısrarla hep okunmasını istediğim küçük prens kitabında bir çok şeyi almıştım büyüdükçe o kısa cümlelerin altında derin düşüncelerin nasıl saklı olduğunu anladım . Çok farklı bir düşünce yapım var ama hissiyat duyduğum şeyleri söylemek kendime olan saygımdan geçiyor.

Çocukluğumdan beri ben bu dünyada yaşamayı tercih etmemiştim sanki, bu dünyaya ait değilmişim gibi annemin küçükken anlattığı Küçük prens'in hikayelerinde büyüdüm ,hep onu hayal ettim onun dünyasında büyüdüm çoğu zaman onun yanında olan gülü, çoğu zaman da onun yanında evcil olan tilkisi oldum.

Ben bu dünyada değil Küçük prens'in dünyasında büyüdüm.

Ben Rüya Keskin benim hikayemde benimle olmaya hazırmısın .

Hadi bu dünyada kaybolalım...

_________

Selamlar güzel ve heyecan verici olaylara hazır mısınız ... Önümüzde daha çok şeyler var bunları hep beraber yaşayalım. Bizimle olun Dolunay kitabının yanında ki yıldızlardan olun bizim gökyüzünde daha çok yıldıza ihtiyacımız var peki bizimle olmaya var mısınız?
(:

DOLUNAYWhere stories live. Discover now