12.BÖLÜM

37 3 0
                                    

Emily uyandığında saat bire geliyordu. İlk kez bu kadar geç kalkıyordu. Dünkü olayın hala kuzeniyle ilgili olup olmadığını düşünüyordu. Dün akşam kuzenini tarif ettiği evine bırakmıştı. Bugün Marry’i evinde ağarlayacaktı. Bunun için alışveriş yapsa ve birkaç yemek tarifi karıştırsa fena olmazdı. Duş alacaktı fakat suların kesik olduğunu görünce geri döndü. Bugün kesinlikle Marry’i en iyi şekilde ağarlamalıydı. Çünkü ona büyük bir minnettarlık duyuyordu. Marry gerçekten iyi bir kızdı. En azından öyle görünüyordu. O kadar yakından tanımıyordu. Ama onunla iyi ir arkadaş olabilirdi. Birkaç yemek tarifine baktı. Acaba dışarıdan mı sipariş vermeliydi. Hayır bu saçma olurdu. Yemek yapabilirdi. Ne yapacağını belirledikten sonra markete gitti. Birkaç parça malzeme aldı ve marketten çıktı. İleride küçük bir bakkal vardı. Hep ekmeklerini oradan alırdı. Bakkala doğru yöneldi. Bakkalın kapısını açtığında içerisi buram buram ekmek kokuyordu. Bu kokuyu seviyordu. Çalışana “üç ekmek verir misin?” dedikten sonra karşısında duran televizyon dikkatini çekti. Haber kanalı açıktı. Dün geceki olayı veriyordu. Ama haber spikeri asıl garip olan şey şu deyip haberi yeniden yayınlamaya başladı. Alt yazıda;

Dün gece yardım kuruluşunun verdiği bir davette kötü anlar yaşandı. Davet sahibi ve vakıfın kurucusu Alexsandra Bell dün geceki davette vuruldu. Bunun üzerine Bell hayatını kaybetti. Katil zanlısı hala aranıyor. Asıl garip olan ise otopsi raporuna göre sırtındaki B şeklindeki bıçak yarası. Ve spiker diğer habere geçiyor. “Dün Lasvegas da başka kan donduran bir olay daha yaşandı. Nehir kenarında yirmi yaşlarında daha kimliği belirlenemeyen sırtına bıçak saplanarak öldürülmüş bir kadın cesedi bulundu. Bu olayın ilginç yanı ise kadının sırtındaki A şeklindeki bıçak yarası. Şimdi ekipler bu iki olayında aynı kişi tarafından planlanarak yapıldığını düşünüyor. Ve bu harflerin bir anlamı olduğunu tahmin ediyorlar.” Diyerek haberi bitiriyor. Emily bu olanları kanı donmuş bir şekilde izlerken, çalışan Emily’e ekmekleri uzattı. Emily parasını vererek eve doğru yürüdü. Yürürken aklına kuzeni geldi ve telefonunu çıkarıp Ted’i aramaya koyuldu. Ted telefonu açmadı. Emily ikinci kez aradığında telefonu meşgule aldı. Emily sonunda eve gelmişti. Kuzenini aramayı bırakıp kapıyı açtı. Aldıklarını tezgaha koydu ve üzerini çıkarıp işe koyuldu. Yemek tarifine bakarak yapıyordu. İlk yemeği için soğanları doğrarken elini kesti. Bu ilk yaptığı şey değildi. Soğanları doğrarken az kalsın çorbayı da taşırıyordu. Bu kız gerçekten beceriksizdi. Aradan üç saat geçti ve Emily sonunda yemekleri bitirdi. Gerçekten ondan beklenmeyen bir durumdu bu. Yemeklerin görüntüsü güzel görünüyordu. Kim bilir tadı nasıldı. Emily’in masanın üzerinde duran telefonu çalmaya başladı. Arayan Marry’di. Telefonu açtığında Marry Alex’in de onunla birlikte geleceğini ve beş dakikaya orada olacaklarını söyledi ve kapattı. Emily son olarak masaya üç servis açtı ve yemekleri içeriye getirdi. Tam o sırada kapı çaldı. Gelenler Alex ve Marry idi. Emily onları içeriye aldı. Gerçekten acıkmış görünüyorlardı. Biran önce yemek masasına oturdular. Bu sırada Marry Emily’i Alex ile tanıştırdı. Yemeğe oturdukları sırada Alex’in telefonu çaldı ve müsaade isteyip salondan dışarı çıktı. Bu sırada Marry onu arayan adamın ölen kadın hakkındaki otopsi raporunu anlattı. Emily kandının sırtında L şeklinde bir bıçak yarası olduğunu duyunca bugün bakkalda dinlediği haber geldi aklına ve haberi Marry’e anlattı. Olanlardan ikisi de şaşkınlık içinde kaldılar. Bu sırada içeriye Alex girdi ve hep birlikte yemeğe oturdular. Daha sonra Marry ve Emily Alex’in yanında bu konuyu açmadılar. Herkes yemeğini büyük bir zevkle yiyordu. Görünüşe bakılırsa yemekleri beğenmişlerdi. Emily Marry ile konuşurken ne kadar çok ortak yönlerinin olduğunu fark etti. Bu sırada Alex yemeğinin son lokmalarını yemiş ve o itici bakışlarını Emily’İn üzerinden çekmişti. Sonunda herkesin yemeği bitmişti. Marry kalkmak için müsaade istedi. Emily onları kapıya kadar uğurladı. Gerçekten güzel bir akşam yemeği olmuştu. Kapıyı kapatacaktı ki son anda posta kutusundaki zarfları gördü. Zarflar 1,2,3 olarak numaralandırılmıştı. 1 numaralı zarfta L harfi ve gönderildiği tarih olarak bahçesinde ceset bulunup karakola düştüğü gün yazıyordu. Emily şaşkınlık içinde 2 numaralı zarfı da açtı. Bu kağıdın üstünde ise A harfi vardı. Gönderildiği gün ise karakoldan çıktığı gündü. 3. zarfı açarken elleri titriyordu. 3. zarfın içinden ise B harfi çıktı. Gönderildiği günde davete gitti gün olarak yazıyordu. L,A ve B harfleri. Bu neyin işareti biri Emily ile dalga mı geçiyordu. Emily’in gözünün önünden haberde duyduğu cinayetler geçti. Tüyleri diken diken olmuştu. Posta kutusunun içine tekrardan baktı. İçinde bir zarfın daha kaldığını gördü. Bu zarfın üzerinde numara yazmıyordu. Zarfı açtığında içinden harita gibi bir şey çıktı. Haritayı iyice incelediğinde bunun bir labirent olduğunun farkına vardı. Ve labirentin son çıkışında onun ismi yazıyordu. Bu bir şakamıydı?. Emily delirmek üzereydi. Hemen kapıyı kapatıp içeri girdi.

LABİRENTWhere stories live. Discover now