Eliyle yüzünü sıvazladı. "Kadına şiddet olayları mesela. Kadın gelip şikayetçi oluyor darp raporu, tehdit mesajları her şey var ama adam denilmeyecek o şerefsizler serbest bırakılıyor. İki gün sonra öğreniyoruz ki kadın ölmüş. Kanıma dokunuyor anlıyor musun bir şeyler bizim elimizdeyken onu değiştirememek, yaşatmak uğruna bu mesleğe gönül verirken yaşatamamak kanıma dokunuyor."

Güneş dayısının içini dökmesini sabırla beklerken ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Söylediği her şeyde haklıydı.

"Komiser yardımcısı olduğumda bir şeylerin daha düzgün olabileceğini düşünmüştüm ama olmuyor. Düzeltmeye çalıştığım yanlışlar sanki normalmiş gibi lanse edilmeye devam ediyor. Ben bugüne kadar doğru bildiğimin ardından gittim şimdiden sonra da değişecek halim yok. Nereye sürerlerse sürsünler umrumda değil."

"Sürsünler derken dayı?" diyerek araya girdi. Bilmediği şeyler değildi ama emin olmak istiyordu.

"Bu bahsettiğim yanlışları fark ettiğimden beri hepsiyle ilgili dilekçe yazdım, yeni dosyalar açtırdım elimden ne geliyorsa yapmaya çalıştım anlayacağın. Fakat birilerinin ekmeğine yağ sürmek yerine pürüz çıkardığım için hakkımda soruşturma açıldı. Umrumda mı? Asla. Yine olsa yemin olsun düşünmeden yine yapardım, yapacağım da."

Babasının birçok kez bu tür olaylara karıştığını hatırlıyordu. Sürekli değiştirilen şehirler, evler, okullar, arkadaşlar...

"Neresi peki belli mi?"

"Değil ama doğu olur gibi."

"Peki hala komiser yardımcısı mı olacaksın?" dediğinde dayısının yüzünde küçük bir gülümseme oluşmuştu.

"Orasını Allah bilir ama her an her şey olabilir."

Gizemli hali Güneş'i merak ettirirken aklına olabilecek seçenekler gelmişti.

Trafik polisi?

Çevik kuvvet?

Polis özel harekat?

Ve daha nicesi. Umuyordu ki en hayırlısı neyse o olurdu.

-

"Güzelim?"

"Çevikçim?"

Bir gündür görmemesine rağmen özlediği adama sıkıca sarılırken tüm yorgunluğunun uçup gittiğini hissetti. O güzel kokusu yine kendini mest etmeyi başarmıştı.

"Nasılsın?"

"Ben iyiyim de siz nasılsınız Yusuf Bey hayırdır bu aralar biraz yoğunuz sanki?" diyerek koluna girdi ve sahil kenarındaki banklardan birine yöneldiler.

Yusuf "Sorma bebeğim ya," diye sesindeki heyecanla konuşmaya başladı.

"Sana birimimin değişeceğini söylemiştim hatırlıyor musun? İşte onlarla ilgili yazı geldi dün. Birkaç aylık eğitimimiz olacak. Sonrasında ne derlerse o."

Yusuf'un Özel Harekat istediğini biliyordu. Melis çok kez abisinin bu hayalinden bahsetmişti. Babasından bildiği bu meslek çevik kuvvetten kat kat zordu. Bazen günlerce bazen haftlarca gelmedikleri oluyordu.

İşte geliyor Özel Harekat.

"İnşallah kalbinden geçen hayırlı kılınan olur Yusuf'um."

Yanağına bir öpücük bıraktı. "Ee söyle bakalım aslan parçası nerede olacak sizin bu eğitim?"

"Ankara güzelim."

Güneş aldığı cevabın memnunluğu ile gülümsedi. Eh yok muydu Yusuf'la bir Ankara turu. Hem belli mi olur belki ailesiyle tanışırlardı. Babası ne kadar kendisinin turşusunu kuracağını söylese de kendi gibi bir damat görünce bunu unutacaktı emindi. Yani inşallah?

ÇEVİKÇİ BEY | TamamlandıWhere stories live. Discover now