5

47 10 16
                                    

O son gelişinden beri hiç görmemiştim onu yaklaşık 4 gün geçmişti. Git desem bile gitmesini istememiştim.

Hiçbir zaman istemedim...

"Teayang."

Kapımın çalması ve jaeyoon hyung'un sesini duyduğumda elimdeki peçete ile son kez gözlerimi ve burnumu silip çöpe attım.

"Evet hyung."

"İyisin değil mi? Sıra sende çıkacak mısın?"

"Evet, evet çıkıcam hyung."

Odamdan çıkıp sahneye doğru adımladım ufak küçük bir yerdi. Bir sandalye,mikrofon ve gitarım.

Yeterli...

"Evet, merhaba yine ben haha bıktınız değil mi beni görmekten ben de bıktım sorun yok."

Birden etraftan

"hayır"

"olur mu öyle şey taeyang"

"sesin huzur verici"

"Gülüşünü görmek beni mutlu ediyor"

Gibi cümleler duyduğumda tekrar ufakça gülümsedim.

"Hah o zaman bugün size benim için çok fazla anlam taşıyan diğerlerine nazaran daha neşeli bir şarkı söylüyeceğim."

Ne kadar gülsem de gözlerim dolmaya şimdiden başlamıştı.

Çoğu zaman duygusal şarkılar söyler ve birkaç damla gözyaşını serbest bırakırdım zaten.

"O zaman Jason Mraz- I am yours dinlemek için hazır olun."
(Bence şarkıyı açın tam burda)

Gitarımı elime alıp bekletmeden giriş kısmını çalmaya başladığında gözlerimin dolmasına yine engel olamadım.

Tam şarkıyı canlandırıyordum ki kapıda önünde kocaman camın arkasında kap kalın mont içerisindeki bana dolu gözlerle bakan hwiyoung'u gördüm.

Hiç ara vermeden şarkıyı söylemeye başladım ki bakışları hemen yanındaki bankı buldu.

Bakışlarım oraya yöneldi.

☘︎︎

Taeyang her zaman olduğu gibi sıkıcı okul temposundan kaçmıştı.

Her zaman önünden geçtiği ama hiç girmediği kafeye girdi ve kendine sıcak bir kahve alıp soğuk havanın tadını çıkararak her zaman dinlediği şarkıyı açıp kulaklıklarını taktı ve kafasını arkaya yaslayıp gözlerini kapattı.

Tam en sevdiği kısım geldiğinde gözlerini açtı ama karşısında gördüğü silüet ile kalbinin hızlanmasına engel olamadı.

Gözlerini o bedenden çekmeden bakarken birden gözleri dolmaya başladı. Ne olduğuna anlam vermediği sırada kafasını iki yana sallayıp kendine gelmeye çalıştı ama ani hareketleri yüzünden bacaklarının arasındaki kahve üzerine döküldü.

Kısık ama tiz bir çığlık attığında hwiyoung irkilmişti.

"Aman tanrım beyefendi iyi misiniz?"

Taeyang bacağını tutarak yere dizlerinin üzerine çöktüğünde hwiyoung da hemen yanına oturdu.

"Off sanırım değilim çok sıcakmış kahve ama hava buz gibi."

"Bi-bir dakika nasıl anlamadım ama bir saniye, sakinleşin lütfen, izin verir misiniz?"

Taeyang hiçbir şey anlamasa da kendini hwiyounga bırakarak ellerini bacaklarında çekti.

Hwiyoung ise hemen bankın köşesinde birikmiş karları alarak taeyang'ın bacaklarının üzerine koyup bastırdı.

"Daha iyi geldi mi?"

Taeyang karşısındaki yüze bakarken ne diyeceğini bilemeyerek sadece kafasını salladı.

"Sevindim."

Tam ayağa kalktığı sırada taeyang da havaya fırladı.

"Hey!"

O sırada kulaklığı telefonundan çıkmıştı ve müzik çalmaya başladı.

Hwiyoung bir süre hiç hareket etmeden önüne baktıktan sonra taeyang'a döndü.

"Bu en sevdiğim şarkı."

"Gerçekten mi benim de, sürekli tekrar oynatta hatta."

"Gerçekten mi? Bu kadar bağımlılık yapması normal aslında muhteşem bir şey."

Taeyang gözlerinin içi dahi gülerek baktığında hwiyoung da gülmüştü.

Bakışlarını yere eğip kafasını salladıktan sonra baş selamı verip geri dönüyordu ki taeyang durdurdu.

"Ah şey eğer sizin için de uygunsa bir kahve içmek ister misiniz? Tabii işiniz yoksa."

Hwiyoung bir süre düşündükten sonra taeyanga bakıp kafasını salladı.

Taeyang hemen kafe'nin kapısını açarak içeri davet etmişti.

Ve ilk tanışma da böyleydi biraz garip bir karşılaşma bile olsa ikisi de hayatlarının en güzel anı olduğunu düşünüyordu.

☘︎︎

"(Ama daha fazla tereddüt etmeyeceğim, artık yok)
But I won't hesitate no more, no more

(Bekleyemez, ben seninim)
It cannot wait, I'm yours
(Peki, zihnini aç ve benim gibi gör)
Well, open up your mind and see like me

(Planlarını aç ve kahretsin, özgürsün)
Open up your plans and, damn, you're free

(Ve kalbine bak ve gökyüzünün senin olduğunu göreceksin)
And look into your heart, and you'll find that the sky is yours

(Bu yüzden lütfen yapma, lütfen yapma, lütfen yapma)
So please don't, please don't, please don't

(karmaşıklaştırmaya gerek yok)
There's no need to complicate

(Çünkü zamanımız kısa)
Cause our time is short

(Bu, ah bu, bu bizim kaderimiz, seninim)
This, oh this, this is our fate, I'm yours
(Ah, ben seninim)
Oh, I'm yours"

Gözlerimi onun gözlerinden bir saniye bile çekmeden şarkının sonuna geldiğimde aklıma o bakta duyduğum son ve benzer cümle geldi.

"İyi değilsin Taeynag, sakinleş, bitti."

Var ya eğer şarkıyı açın dediğim yerde açıp okursanız üff mükemmel oluyor ben dinlerken yazdım öyle oldu vallaha acayip iyi ayarladım wosbepewps hele tam şu ı am yourssss uhuhu işte sonu var ya orda son cümleyi okudım ğff çok iyi oldu siz de yapabildiniz mi yazın merak ettim wksjdpenspdnew

cafe+music/hwitae,taehwiDonde viven las historias. Descúbrelo ahora