3

45 10 8
                                    

Karşımda görmeyi hiç beklemediğim bir silüet duruyordu.

Tam bir yılı aşkın bir süredir onu hiç görmemiştim ve birden karşımda olması beni heyecanlandırmıştı ama kızgınlığım ve öfkem sevgime ağır bastığı için birden parlamıştım.

"Se-senin burda ne işin var!"

Kafedeki birkaç kişi dönüp bize baktığında chani'yi ve yüzündeki şoku gördüm.

Karşımdakini umursamadan kafamı çevirdiğimde hemen yanıma geldi ve kolumdan tutarak hwiyoung'a baktı.

"Aman tanrım hwiyoung."

"Merhaba chani."

"Senin burada ne işin var."

"Be-"

Hızlıca arkamı dönüp bir şey söylemesine izin vermeden önce sertçe ona baktım ve kolundan tutarak dışarı sürükledim.

Kafe'nin arkasına doğru götürürken hiç ses çıkarmadı. Hızla onu kolundan ittim. Bir süre ona baktıktan sonra arkamı dönüp hem içimdeki ağlama isteğini hem de sinirlerimi dindirmek için yüzümü avuçlarım arasına aldım.

Bir süre sonra tekrardan ona dönüp sakince konuşmaya çalıştım.

"Bak, neden geldin, ne için burdasın ve ya ne istiyorsun bilmiyorum ama benden uzak dur."

Başka bir şey söylemeden arkamı dönüp gidecektim ki iki kolumu da hızlıca tuttu. Aman tanrım eskisinden de iyi görünüyor.

"Taeyang, lütfen beni biraz dinle."

"Hah, seni mi dinleyim. Senin yüzünü 1 saniye bile görmek istemiyorum o yüzden bırak kolumu ve sevdiğin şeyi yap. Git!"

İğnelercesine söylediğim laflardan sonra kollarını gevşetip kafasını eğdi hiç umursamadan arkamı dönüp tekrar kafeye girdim ve jaeyoon hyung'u bulmak için kafenin içine girdim.

"Hyung ben gidiyorum, bugün sahne almıyacağım geç gelirsem de merak etme."

"Ne!? Taeyang dur bir saniye sorun ne?"

Dediklerini duymamazlıktan gelerek kafeden dışarıya çıktım.

Onu son bıraktığım yere baktığımda chani ye sarılmış bir şekilde ağlarken gördüm göz yaşlarımı tutarak oradan ayrıldım. Daha fazla onun yüzünü görmeyi ve onun için ağlamayı istemiyorum.

(Flashback)

"Tae, hadi bugün kafeye gidelim mi?"

"Bebeğim yakında o kafede yatıp kalkmaya başlıyacağız. Her gün oraya gidiyoruz."

"Olsun ben orayı çok seviyorum, bir sürü anımız var orda, hadi kalk kaldır kıçını gidiyoruz."

Taeyang oflayarak kalkmış ve hazırlanmıştı. Ne kadar laf etse bile o da çok seviyordu o kafeye gitmeyi ve her zaman da gidebilirdi.

Kafeye doğru yürürken hwiyoung hiç susmuyordu.

"Şimdi biz sürekli o kafeye gidiyoruz ve bir çok anımız var seninle ve arkadaşlarımızla. Seninle bir ömür o kafede yaşayabilirim."

Taeyang tuttuğu elini daha da sıkılaştırıp kendinden kısa bedenin gözlerinin içine baktı ve gülümsedi.

Burnunun ucuna ufak bir öpücük kondurup konuştu.

"Seni seviyorum bebeğim seni hiç bırakmayacağım."

Hwiyoung karşısındaki bedene hızlıca sarılmıştı.

cafe+music/hwitae,taehwiWhere stories live. Discover now