İkisi beraber Chan'ın yatağında uzanırken Seungmin başını Chan'ın göğsüne koymuştu. Sevgilisinin taptığı elleriyle oynarken mırıldandı.

"Seninle tanışana kadar evden çok çıkmazdım, şimdi sürekli çıkıp durduğum için annemi şaşırtıyormuşum. Bu saatte çıkmaya hazırlandığımda şakayla 'Erkek arkadaş yaptın da bana söylemiyor musun?' dedi." Yavaş konuşuyordu çünkü Chan'ın yanında uzanırken içini dolduran huzur ve sakinlik onu mayıştırmıştı.

Seungmin'in annesinin sesini taklit etmesine kısaca güldü Bang Chan. Sevgilisinin saçlarıyla oynuyordu o da. "Bu sefer de mi sadece arkadaşın olduğumu söyledin ona?"

Yerinde biraz yukarı kaydı ve Chan'ın tamamen üzerine çıkıp kollarından destek alarak kaldırdı bedenini. Gözleri kısılana kadar gülümsüyordu. Onun bu sevimliliği karşısında tüm vücudunun eridiğini hissetti Bang Chan. Sonradan duyduğu cümle ise kalbini tekletti.

"Hayır, bu sefer erkek arkadaşım olduğunu söyledim."

Chan'ın konuşmasını beklemeden hızlıca eğilip dudaklarına küçük bir öpücük bıraktı ve geri çekildi. "Damadıyla tanışmayı çok istiyor."

Öpücüğün etkisinde kalan Chan mırıldanıp başını sallamış, daha sonra Seungmin'in ne dediğini anlamasıyla gözlerini büyüterek bakmıştı ona. "Damadı mı? Ben yani. Benim dimi damadı? Benimle mi tanışmak istiyormuş?"

Yn: Bu sahneyi Tale of the Nine Tailed'dan çaldım ama çok sevimliydi dayanamazdım yazmasaydım

Seungmin büyük bir kahkaha bıraktı odaya. Chan gözüne o kadar sevimli gelmişti ki eğilip yüzünün her tarafına küçük öpücükler bıraktı. "Evet Chan. Damadı sen olduğuna göre seninle tanışmak istiyor."

"Ne zaman? Nerede? Ne yapmam gerekiyor? Beni sever mi ki?"

"Sakin ol." Seungmin gülerek eşinin çatık kaşlarını düzeltti. "Minho hyungdan bile onay aldın, annem kesin sever seni."

"Bu arada" Sözlerini bitirir bitirmez şüpheli bir ses tonuyla devam etti konuşmasına. "Minho hyung ve Jisung çıkıyor mu? Bir süredir çok sık görüşüyorlar. Bazen Jisung ile telefonda konuştuklarını duyuyorum, beni odasından kovuyor hemen. Bir de ne zaman Jisung'dan bahsetsem yılışıkça sırıtıyor."

Pozisyonunun el verdiği kadar omuz silkti Chan, Seungmin hâlâ onun üzerinde duruyordu. "Bilmiyorum. Jisung bana bundan hiç bahsetmedi."

Seungmin kendini tekrar Chan'ın yanına bırakıp kafasını göğsüne koydu. "Anladım."

Yine Chan'ın ellerini hedefine kestirmişti.

Üzerlerindeki ince örtüyü Seungmin'in omuzlarına kadar çekerken "Uyuyalım mı artık? Yorulmuş olmalısın meleğim." diye sordu Chan.

Yanındaki bedene iyice sokuldu Seungmin. "Uyuyalım sevgilim."

Güneş gökyüzündeki görevini tekrar devraldığında yatakta tek başına uyanmayı beklemiyordu Seungmin. Chan'ın olması gereken yerdeki boşluk sıcak havaya rağmen üşütmüştü bedenini. Yerinde doğrulup boş odaya bakarken uyku sersemliğini üstünden atıyordu yavaş yavaş.

Chan'ın nerede olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. O yokken bu odadan dışarı da çıkamazdı.

Boş bakışlarla seyrettiği kapı tıklatılmadan açılmış, önce Seungmin'in gerilmesine neden olsa da içeri giren kişiyi gördüğünde büyük bir rahatlamayla doldurmuştu içini.

You Are || ChanMinजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें