8.BÖLÜM

5.1K 708 907
                                    

Çatal ve bıçak seslerinin hakim olduğu geniş odada birbirlerinin yüzüne bile bakmadan yemek yiyordu aile üyeleri.

Kuru bir öksürük yükseldi masanın baş köşesinde oturan yaşlı adamdan. Diğerlerinin dikkatini kendi üzerine toplamak istediği belliydi. Elindeki çatalı tabağının yanına bıraktı usulca. Bakışlarını ona dönmüş yüzlerde gezdirirken söze girdi. "Sağlık durumumun giderek kötüleştiğini biliyorsunuz."

Duraksadı, doğru kelimeleri seçtiğine emin olunca devam etti.

"Tahtı tahmin ettiğimizden de erken bırakmak zorundayım. Durumum kötüleştiğinde vampir halkıyla uğraşmak daha zor olacak."

Gerildiğini hissetti Chan. Tahta geçmeden önce yapmak istediği çok şey vardı, daha sonra bunların mümkün olmayacağını biliyordu ama sanırım süresi gerçekten azalmıştı.
"Bu yüzden bu seneki kanlı ayda yeni hükümdar olduğunu resmi olarak ilan edeceğim Bang Chan"

Sadece başını sallamakla yetindi, cevap vermedi.

Ona gülümseyerek bakan kardeşi Jisung'a sıcak bir gülümseme verdi. Annesinin bakışlarında da bir yumuşaklık vardı, öte yandan abisi Kwangsoo'nun huzursuzluğunu da hissedebiliyordu.

"Tahta geçmeden önce, krallığımızı daha güçlü kılmak için soylu bir ailenin kızıyla evlenmelisin."

Masadaki kimseden çıt çıkmıyordu. Chan'ın kaşları çatıldı. "Bunu yapmak zorunda mıyım?"
Yaşlı adam otoriter sesiyle konuştu. "Evet, hepimiz için en iyisi bu"

Kabullenmeli miydi, yoksa karşı mı çıkmalıydı? Seungmin'in silueti belirdi gözlerinin önünde, kabul etmek istemiyordu.

"Peki ya ben bunu istemezsem?"

"Böyle bir seçeneğin yok" Kralın sesinin her seferinde bu kadar duygusuz çıkması onu şaşırtmıyordu artık. Kendisi de aynı duygusuzlukla cevap verdi. "Tahta geçmek için her şartı kabul etmeye hazırım ama sizin seçtiğiniz biriyle sahte bir evliliği asla kabul etmem."

Başka bir şey demesine fırsat vermeden ayağa kalktı. Saygılı bir şekilde eğilip "izninizle" dedi ve yemek salonunu terk etti Chan.

Tüm geceyi kralın söylediklerini düşünerek geçirdi. Kanlı Ay'a yaklaşık iki buçuk ay kalmıştı.

Evlilik meselesi kafasını karıştırıyordu çünkü ne zaman bu konu hakkında mantıklı bir karar vermeye çalışsa aklına Seungmin ve onun yanında hissettiği huzur geliyordu. İkisi tekrar tanışalı çok uzun bir süre olmamıştı ama Bang Chan ondan etkilenmediğini inkar edemezdi. Şimdi anlamıştı bunun sadece basit bir etkilenme olmadığını, o sonsuza kadar mühürleneceği kişinin Seungmin olmasını istiyordu.

Babasına karşı çıkmak için ne gerekiyorsa yapacaktı.

———————

"Yöneticilik derslerinin hepsini tamamladım, öğrenmem gereken başka bir şey kalmadı. Yani artık Seul'e geri dönebilirim."

Onaylayan bir mırıltı çıkardı Jisung. Ardından bir kaç gündür aklında olan şeyi dile getirdi. "Bu sefer ben de seninle gelebilir miyim hyung?"
Jisung'un vampir dünyasından ayrıldığı zamanlar çok nadirdi, canı sıkılmıştı.

Chan "tabiki" dedi. "Eğer hâlâ insanlardan beslenmek istemiyorsan yanına kan torbalarını almayı unutma."

"Tamam~ Çıkacağın zaman haber ver"

İki saat sonra Bang Chan'ın Seul'de kaldığı eve gelmişlerdi. Saat öğleden sonraydı, bir şeyler atıştırdıktan sonra kendini salondaki geniş koltuğa bırakıp Seungmin'i aradı Chan.

You Are || ChanMinWhere stories live. Discover now