13.BÖLÜM

4.1K 541 407
                                    

*Medyadaki şarkıyı dinleyin, dinlettirin.

Kraliçe ayağa kalktı. "Tahta çıkacağın gün gittikçe yaklaşıyor. Eun Sun ile görüşmeyi tekrar düşün"

O odadan çıkarken Chan başını ellerinin arasına almış mantıklı bir karar vermeye çalışıyordu. Mantıklı olan Eun Sun ile evlenmesiydi, belki Seungmin'i zamanla unutabilirdi. Peki neden Chan bunu yapmak istemiyordu?
————————

Seungmin yatağında tavanı izleyerek uzanırken odanın kapısı tıklatılmıştı. Duruşunu bozmadan ve duyulup duyulmayacağını umursamadan "gir" diye mırıldandı. Kapı açıldı ve endişeli bakışlarla abisi girdi içeri girdi.
Yatağın kenarına oturup gülümsedi. "Bu gün şirketteki işlerim erken bitti, Jeongin ve Felix'i de çağırıp dışarı çıkmak ister misin?"

Seungmin başını olumsuz anlamda sallamıştı. "Keyfim yok"

Minho bakışlarını onun kızarık gözlerinde gezdirdi. "Farkındayım. Bana ne olduğunu söylemeyecek misin artık?"

Küçük olan yatakta doğrulup bağdaş kurdu ve abisine baktı. Kendisi için endişelendiğini görebiliyordu. "Chan hyunga ondan hoşlandığımı söyledim"

Minho Seungmin'i iyi tanırdı, bunu zaten önceden anlamıştı bu yüzden şaşırmamıştı ama kardeşinin üzgün olmasına bakılırsa reddedilmişti, şaşırdığı şey buydu. "Chan'ın da senden hoşlandığını sanıyordum" diye mırıldandı kendi kendine ancak Seungmin onu duymuştu.

Tekrar sırtını yatağa bırakıp cevapladı. "Hoşlanmıyormuş." biraz durakladı. "Bana değer verdiğini anlıyordum. Bana güzel olduğumu söylüyor, sürekli sarılıyor yan yanayken kendini hep bana odaklıyordu ama sanırım ben her şeyi yanlış anlamışım. Beni dostu yada kardeşi olarak görüyormuş"

"Peki artık ne yapacaksın?"

"Chan'dan uzak kalmak istemiyorum bu yüzden bir iki gün daha kendi kendime üzülüp onun dostu gibi davranmaya devam edeceğim"

Seungmin'in kırık kalbini Minho kendinde hissedebiliyordu. Uzanıp elini tuttu. "Bir şey olursa ben hep yanındayım Seungmin." Sahte bir sinirle kaşlarını çattı. "O adam için üzülmene izin vereceğimi sanıyorsan yanılıyorsun. Kalk ve hazırlan dışarı çıkıyoruz."

Seungmin ne derse desin ona karşı gelemeyeceğini biliyordu bu yüzden sözünü ikiletmeyip yataktan kalktı. Ama aklına gelen şeyle tekrar abisine döndü. "Sakın bu konu hakkında Chan'la konuşma" onu tanıyordu, bunu aklından geçirmiş olmalıydı.

Minho şirince gülümsedi. "Sen konuşma diyorsan konuşmam." Tabiki konuşacaktı. Minho iyi bir gözlemciydi, Chan'ın davranışlarından hissettiklerini anlaması zor olmamıştı. Seungmin'i reddetmesinin başka bir sebebi olduğunu biliyordu, o sebebi öğrenmeliydi.

Bir kaç saat sonra masum eğlenceleri son bulmuş, Seungmin'in hiç sevmediği bir yere gelmişlerdi. Etrafta dolaşan renkli ışıklar gözlerini rahatsız ederken burnuna gelen ter ve alkol kokusu yüzünü buruşturmasına neden oluyordu. Oturduğu bar sandalyesinde huzursuzca kıpırdandı. Çoktan kendilerine birer içki almış arkadaşlarına baktı. "Başka bir yere gitsek olmaz mı? Bar ortamını sevmediğimi biliyorsunuz"

Felix kaşlarını çatarak cevapladı onu. "Birini unutmanın en iyi yolu başka biri ile flörtleşmektir. Bu yüzden buraya geldik."

You Are || ChanMinUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum