🍊 Veda

409 60 125
                                    

Multi: Zaaf, Ömrümün En Güzel Yarısı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Multi: Zaaf, Ömrümün En Güzel Yarısı

14. Bölüm: 🍊 Veda

🍊🍊🍊

Şirince bir kaç sözü ağzıma sakız etmek istiyorum. Şiir yazmak, hiçte güzel olmayan sesimle şarkılar söylemek istiyorum. Liseden sonra elime fırça dahi almamışken, sevdiğimin o güzel yüzünü çizmek istiyorum. Masallar yazmak, gökten düşecek olan o üç elmanın ikisini bize pay etmek istiyorum. Biz... En çokta, biz, olmak istiyorum. Yan yana gelen üç harften öte, bedenim onun iz düşümün alanında yer alsın istiyorum. Bu, aşkımın karşılık bulmasından çok öte. Ben, aşkımı yaşamak istiyorum.

"Hangisini giysem," dedim, kendi kendime ve oldukça kararsız bir şekilde. "Şu siyah olan, çok abartılı. Alt tarafı çay içeceğiz. Mor olanda çok günlük. Kırmızıyı görmezden geliyorum. Ne o öyle canım. Pantolon kazak yapsam, çok özensiz olurum. Of, ne giyeceğim ben ya!" Yenilgiyle yatağımın ucuna oturdum. İlk planlı randevumuz. Ve çok heyecanlıyım. Heyecanlı olmam gayet normal. Nerelerden nerelere gelmiş bulunmaktayız. Bir düşünsenize, kendi camından sevdiğinin camını izleyen kızdan, sevdiğiyle çay içmeye çıkan kıza... Yetmiyor bir de o kız, ne giyeceğini düşünüyor. "Ölüyorum sana! Bitiyorum sana! Çok aşığım. Çok! Ne yapacağım böyle, ben? Kalbim sığmıyor ki kaburgalarıma. Ah, seni sevmek..."

Tamam, şimdi bir kot ve kazakla bu işi halledip, çıkıyorum. Abartmaya gerek yok, öyle değil mi? Özensiz de değilim ayrıca. Dediğim gibi sadece çay içeceğiz. Ah, ben! Neredeyse internetten elbise sipariş edecektim. Fazla mı abartıyorum ne. Hişt!

@halilbaburaktas
Çıkıyorum ben, hazır mısın?

@mizginyillmaz
Beş dakikaya hazırım.

@halilbaburaktas
Tamamdır.

Ah, Leyla! Ne vardı bu kadar oyalanacak! Beklettin çocuğu. Daha şimdiden hemde... Şimdiden? Sonrası da mı var, Leyla? Yok mu? Var var! Umarım vardır...

"Takılacak zamanı buldun sende!" diye, söylendim, çekemediğim fermuara. Botumun yarısında takılı kalmıştı. Hayır, bugünde hava bir sıcacık. Karlar cıvık cıvık olmuş. Hep ayacıklarıma dolar şimdi. Neyse, sevdiceğim beni bekliyordu, değil mi? Koş, Leylacığım. Islanan ayakların olsun, sen Halilciğine koş da.

Merdivenleri şeker toplamaya giden çocuk heyecanıyla indim. Yani, aslında şeker toplamaya giden çocukla aynı ring de sayılırız. Sonuçta bende kendi şekerimi almaya gidiyordum. Halil, gayet tatlı bir şeker. Hani küçükken vardı ya, böyle pembe-beyaz. Tadı hala damağımdadır. Halil, aynı o şeker gibi. Şekerin tadı damağımdan hiç gitmiyor, Halil'in de izi yüreğimden silinmiyor.

"Merhaba," dedim, sevecen bir sesle. Öylece oturduğum apartmanın kenarında yere bakarak bekliyordu. Ben, şimdi seni nasıl sevmem, ha yüreğim? Beklerken bile sevilecek bir yanın var. Başını eğip durman bile sana vurulmam için kuvvetli bir sebep. Sana çok aşık olduğumu söylemiş miydim?

MandalinaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin