Giriş

32 5 0
                                    

"Hiç birimiz büyük bir savaşa şahit olmadık. Bu hayata karşı atılan ve bir sıfır önde başlanılan bir adımdır. Bir yerlerde savaşlar oluyor, evet... İnsanlar ölüyorlar, yaralnıyorlar, sevdiklerini toprağın altına bırakıyorlar... Hatta bazıları olayların şiddetinden bunun için zaman bile bulamıyor... Bir şeytan üçgenine dönen Ortadoğu; uzaklarda bir yerlerde sistemli bir şekilde katledilen Doğu Türkistan; Emperyalist, Komunist, Faşist, Siyonist bir sürü hasta ideolojinin altında can veren nice insanlar ve nice diyarlar... Oturduğumuz yerden sadece film gibi izleyebiliyoruz. Çok bunalırsak veya sıkılırsak hemen kumandanın başka tuşuna basıp değiştirebiliyoruz. Ama oradaki insanların bu yaşanan dramı değiştirip daha güzel şeylerle karşılaşmalarını sağlayacak bir kumanda mevcut değil... Biz kulaklarımızı tıkasak da, üç maymunu oynasak da onlar mağdur olmaya, savaşmaya ve ölmeye devam edecekler... Kimse adım atmadığı sürece, bir 'kahraman' çıkıp bu olaylara dur demediği sürece, her şey olması gerektiği gibi, "kanlı, acımasız, vahşice ve insanlık dışı" bir şekilde devam edecek..."

"Bundan yaklaşık 80 yıl önce de durum çok benzerdi. Aşırı kesimler geçmişin intikamını istiyor, ordularını silahlandırıp dünyaca bir kaosa davetiye çıkarmak için elinden geleni yapıyorlardı. İstedikleri kolayca olmuştu, pamuk ipliğine bağlı ilişkiler bir anda kopmuş, hava bir anda barut, mazot, benzin kokularıyla dolmuş; Kulaklar motor, uçak, Stuka sirenleri ile sağır olmuş; Yerler Tankların, topların ve diğer zırhlı araçların tekerleri, paletleri ve asker postalları ile titremişti. Avrupa büyük bir savaşın ve umutsuzluğun içine terkedilmiş; Bu 'lanet savaş' aradan çok geçmeden doğuya sıçramıştı."

"Tarihin gördüğü en büyük kuşatma amaçlı saldırı harekatı "Operasyon Barbarossa", 1941 yılının yaz ayında başlamıştı. Alman birlikleri hızlı bir şekilde Rus topraklarına girmiş, dönemin Sovyetler Birliği'ni hızlı bir şekilde işgal etmeye başlamıştı. Sovyet tarafı hiç bir cephede tutunamıyordu. Almanların Blitzkrieg'i, kalabalık rus tümenlerini çembere alıyor, imha ediyor; minimum kayıp ve korunan mobilizasyon ile bir sonraki hedefe doğru ilerliyordu. Sovyetlerin toparlanması için gereken zamanı ona tanımayan Almanlar, hızlıca kuzey, merkez ve güney ordu gruplarında büyük başarılar elde ettiler. Ruslar büyük bir kıskaca alınmıştı ve kuşatmanın hedefinde "Rusya Ana'nın" kalbi: Moskova vardı!"

"Bu koşullarda Sovyetler tüm gücünü savaş meydanına döktü... Her şey Moskova içindi. Başkent onurlu bir şekilde savunulacak, kalan hatlarda Almanlar mağlubiyete uğratılacak ve karşı saldırıya geçilecekti. Ama Barbarossa, iki taraf için de kolay olmayacaktı. Altı yıllık savaşın tam dört yılı bu cephede geçecekti. Sovyet halkı kadın, erkek, genç, yaşlı demeden ellerine birer silah bulup orduya katıldı. Özellikle bir milyon Sovyet kadınının savaşa katılması, Cephede veya havada, pilot, keskin nişancı, topçu hatta tankçı olarak savaşması ve erkeklerle yan yana ölmeleri, onları 'savaşın melekleri' konumuna getiriyordu. Ama bu melekler iyilikle insanları doğru yola çağırmak için değil, zor kullanarak topraklarına giren düşmanı gene zor kullanarak topraklarından çıkarmak için oradaydılar... Hepsinin omuzlarındaki yük ağırdı. Çoğunun sevdiği, eşi, çocuğu vardı. Çoğu anılarını, sevdiklerini belki de geleceklerini geride bırakıp dönüp dönmeyeceklerini bile bilmedikleri bir yere doğru gidiyorlardı..."

"Onlar şeytanların savaşındaki meleklerdi... Onlar, diğerlerinin yaptıkları gibi, savaştılar ve onurlarıyla öldüler. Hayatta kalanlar savaştan sonra hakettiği onura ve değere asla kavuşamadı. Fedakarlıklarının karşılığını asla alamadılar. Ama onlar karşılık için değil, vatanları için gitmişti. Ve bir tanesi ise... Savaşın da vatanın da kaderini yeni baştan çizecekti..."

Katyusha: Kızıl SavaşWhere stories live. Discover now