Fakat Siyah Beyaz Filtre Atın. Monki'nin Flashback Bölümü Burada

Start from the beginning
                                    

''Ben de sözelden derece yaptım. Yardıma ihtiyacın olan bir konu olursa bana danışabilirsin.''

Leyla kaşlarını çattı. Oturduğu yerden doğruldu.

''Sıralama mı yaptın?''

Helen başını salladı ama konuşamadan telefonu çaldı. Baktı, annesi arıyordu. Dönmeyince meraklanmış olmalıydı. Helen ona mesaj attı ve Leyla'ya döndü.

''Ben kaçayım artık. Seninle tanıştığıma memnun oldum.''

Helen arkasındaki kişinin ona cevap vermeden, çatık kaşlarıyla uzaklaşmasını izlediğini fark etmemişti.

Sonraki gün dışarı çıktığında Leyle'dan ya da onu kolundan çekiştiren çocuktan iz yoktu.

Ama biraz ilerlemişti ki arkasından gelen korna sesiyle zıpladı. En sevmediği taciz hareketi buydu. Bir dolu küfür ile döndü arkasını.

Şoför koltuğunda Leyla'yı görünce şaşkınlıkla durdu. Tam selam verecekti ki arabanın arkasında duran insanların ona pek de 'dostça' olmayan bir şekilde çarpık bacaklı dediğini duydu.

O an abisini arayıp çarpık bacaklı olup olmadığını sorma fikri hızla aklından geçti. Abisi bu konularda oldukça güvenilirdi. Annesi sadece "Tabiki değilsin." derdi. Öyle olsa bile.

Ama eli cebine gitmeden bunu yapamayacağı aklına gelince bir süre durdu. Hüzün ya da şaşkınlık hissetmiyordu. Sadece boşluk vardı. Derin bir nefes alıp çevresine bakındı. Leyla ve arkadaşları artık ortalıklarda gözükmüyordu. Ne zaman gittiklerinden emin olamadı. Omuz silkip yoluna devam etti.

Helen başkalarının dediklerini takacak son insandı. Çarpık bacaklı olmasıyla ilgili sözleri dakikalar sonra unutmuştu bile. Yani öyleyse sonuçta bugüne kadar o şekilde yaşamıştı. Şimdi niye bu onu etkilesindi ki?

"Öyle yani sis, çarpık bacaklı dediler bana."

Helen bir yandan yürürken bir yandan da telefonda Esmanur ile sohbet ediyordu.

"Bilmiyorum ki neden. Muhtemelen-"

Yaşlı bir kadın yolunu kesti.

"Yavrum bu kızı gördüm mü hep buralarda oynar?"

"Yok teyze."

"Ay kızım nerelere git-"

Kadın dengesini kaybeder gibi olunca Helen hemen koluna girmişti.

"Gel otur teyze."

Onu yoldaki durağa oturttu.

"Evin nerede?"

Kadın arkadaki evi göstermişti. Helen bir yandan telefonunu çalınmasın diye sıkıca tutarken bir yandan da kadını evine kadar götürdü. Çirkin bir ön yargıydı ama İstanbul'da 'Sen benim kızıma çok benziyorsun' diye ona sarılan kadına telefonunu kaptırdıktan sonra gerekliydi.

Yaşlı kadını ev bahçesinin kapısına kadar götürüp bırakmaya niyetliydi. Girmeyi reddedince Helen öneride bulundu.

"Teyze ben gidip arayayım, tamam mı? Sen otur burada, dönerse kapıda kalmasın."

Yaşlı kadın "Tamam yavrum." dedikten sonra homurdanarak bahçeye girdi.

Helen kucağında sarı saçlı mavi gözlü küçük kız ile yarım saat sonra kapıdaydı.

Ama kapıyı açan kişiyi görünce oldukça şaşırdı.

"Leyla, sen de mi burada kalıyorsun?"

Leyla da aynı şekilde şaşırmıştı ama karşısındakinin kucağındaki kıza bakışları kayınca toparlandı.

Helen'in onu yere bırakmasıyla küçük kızın kafasına vurdu.

Kötü Adam "Ben Değilim" Mafya Kardeş! (BL)Where stories live. Discover now