boş konser salonu ve milyonlarca alkış

429 56 39
                                    

2 ay sonra

Boynuma bırakılan öpücükler omuzlarıma doğru bir yol izlemeye başladığında yatakta kıpırdanarak çarşafı omuzlarıma kadar çektim. Sevgilimin belime sarılan kollarını hissediyordum.

"Uyumak istiyorum Alex!" diye mırıldandım gözlerimi hiç açmadan, Alex ise kıkırdayarak beni iyice kendisine çekmiş dudaklarını yanağıma bastırmıştı.

Parmaları uzamaya başlayan saçlarımda dolaşırken burnunu yanağıma sürtüyordu.
"Ama öğlen oldu Helen, kızlara konser için söz vermiştik unuttun mu?"

Dudaklarımı büzerek gözlerimi araladım, Alex gülümseyerek bana bakıyordu, artık buraya yerleşmiş sayılırdı ve ben her güne bu adamın kolları arasında başladığım için halimden fazlasıyla memnundum.

"Keşke seninle bütün günümü hiç yataktan çıkmadan geçirebilsem." diye mırıldandım yattığım yerde sevgilimin göğsüne iyice sokulurken.

Onun da, benim de saçlarımız uzamıştı, neredeyse dört santim uzunluğunda olsalar da kel halimden çok daha iyi gözüküyor ve çok daha iyi hissediyordum kendimi.

Tümörden kurtulduktan sonra yeniden doğmuş gibi hissediyordum, hayatımda her şey yolundaydı artık, kafe harika işliyordu, sevgilim yanımdaydı, kızlarım ve babam mutluydu, ben mutluydum.

Alex kollarını belime dolayıp beni iyice kucağına çektiğinde yanağımı göğsüne yaslayarak gözlerimi kapattım. Güzel bir cumartesi gününün öğle saatlerindeydik. Sevdiğim adamın öpücükleriyle uyanmıştım ve ailecek yaptığımız planı uygulamaya geçirmek için beni yataktan kaldırmaya çalılıyordu.

Saçlarımın arasına bir öpücük bıraktıktan sonra kollarını bana daha sıkı sararak ayağa kalktı. Bu hareketi kıkırdamamı sağlamıştı.

"Hadi, Helen! Kızlar bekliyor." dedi derin bir nefes alarak. Bu dediğine karşı yavaşça başımı sallamıştım, bu kadar tembelliğin fazla olduğunun farkındaydım. Uzanıp dudaklarına bir öpücük bıraktıktan sonra dolabıma çevirdim bakışlarımı. Artık daha büyük bir dolaba ihtiyacım vardı, Alex'in çoğu kıyafeti buradaydı ve artık bu dolap ikimize yeterli gelmiyordu.

Giyeceğim kıyafetleri hazırlayıp yatağın üzerine bıraktıktan sonra Alex'e dönerek "Ben duşa gireceğim." diye mırıldandım.
"Eğer istersen bana katılabilirsin."

Gülerek burnuma bir öpücük bırakan Alex "Şansına küs Truvalı." diye mırıldandı.
"Ben kızlarla birlikte kahvaltı hazırlayacağım, sonra da konser öncesi kontroller için salona gideceğim. Emma ve Anna da benimle gelmek istiyor. Seni Eric getirir, anlaştık mı?"

Dudaklarımı büzerek yavaşça başımı salladığım sırada Alex bana göz kırparak odadan çıkmıştı. Konserde giyeceği takımı özel bir çantaya yerleştirmişti dün gece. Ona çok yakışan koyu lacivert takımını giymesini rica ettiğimde hiç itiraz etmemişti. Lacivert takımı ve beyaz gömleğiyle sahneye çıktığında tüm hayranlarının ona tekrar aşık olacağını biliyordum. Herkes ona bakacaktı ve ben kıskançlıktan kuduracaktım.

Duştan çıktıktan hemen sonra yaptığım ilk şey kısa saçlarımı kurutmak olmuştu. Saçlarımı kurutmayı reddettiğimde Alex elinde kurutma makinesiyle başıma dikiliyor ve kurutana kadar ayrılmıyordu çünkü. Babam ve kızlar gibi o da üzerime fazlasıyla titriyor ve şımarmamı sağlıyordu.

Yatağın üzerinde duran bej rengi kumaş pantolon ve cekete kısa bir bakış attıktan sonra siyah bir crop çıkartarak üzerime geçirdim. Alex Turner sahneyi kasıp kavuracaktı ve ben de yanına yakışmak için elimden geleni yapmaya çalışıyordum.

favourite worst nightmare | turnerDonde viven las historias. Descúbrelo ahora