"Ben Mısra'yı koruyacağım! Ölünceye kadar! Duydun mu. Ben . Çocuğumun. Annesini kanımın son damlasına kadar koruyacağım!! Sende  boş lafları kes!!" Aras arkasını döndüğünde gözlerini bana sabitledi. Düz ve mermer yüzüm bu sefer ona gülümsemedi. Baktım sadece boş bir şekilde .

"Göreceğiz! konuştur paranı! Koruma tut birşeyler yap!"

"Beni küçümseme Akın. Kimse ne bana  ne de karım olacak kadına dokunamaz! Duydun mu?!"

"Görüşeceğiz!!!"

Dedi ve çıktı öfkeyle.  Derya ve Adem bana sarıldı ve diğer tarafa geçtiler  Aras yavaş adımlarla yanıma geldi. Ellerimden tutup dudaklarına götürdü "Bahçeye çıkmak ister misin hava alalım biraz?"

Kafamı  salladım sadece, yüzümde hiçbir ifade yoktu. Şu an hiçbir şey hissetmiyordum. Heycan, korku, endişe ve buna benzer şeyler.

"Aras-"

"Hayır güzelim. Ne sana ne bebeğimize birşey olmayacak" dedi bahçedeki koltuğa oturduk. Aras beni kendine çekip kafamı  göğüsüne bastırdı.  Kalp atışını  dinledim birkaç saniye bu uykumu getirmişti.

"Yıprandık.... çok yıprandık" dedim mırıltıyla. Kafamın aldındaki kalbinin hızlandığını hissettim.

"Sürekli bir olayın içindeyiz. Yoruldum. Artık hiçbir şey hissedemiyorum. Artık burası yetmiyor" dedim elimi kalbime götürdüm kollarını bedenimden ayırdı ve çenemden tutup kafami kaldırdı.

"Güzelim gececek. Biz savaşıyoruz ve bu bitecek sonsuza kadar sürmeyecek, sadece tek bir pürüz kadı. Onu kendi ellerimle öldüreceğim sırf sana böyle hissetirdiği için!"

"Aras bebeğime birşey olmasın " dedim yalvarır gibi kafasını salladı. "Sence ben buna izin verir miyim Mısra asla düşünme böyle" dedi kızar gibi. Ama bilmiyordu olacaktı. Öyle hissediyorum canım yanıyordu burada durmak istemiyordum.

"Aras ben gitmek istiyorum... " dedim açık olan dudakları kapandı o deli olduğum yeşil gözleri şaşkınlıkla açıldı.

"N-Ne nereye gitmek istiyorsun? Beraber gidelim"

"Aras ben yoruldum duydun mu? Ben artık kaldıramıyorum. Hamileyim  ve biri beni arayıp resmen bebeğimi öldüreceğini anlattı. Ben buna izin veremem. "

"Hiçbir yere gitmiyorsun Mısra!"

"Aras bebeğim.."

"Bebeğimiz Mısra bebeğimiz... ben ona zarar gelmesine izin verir miyim! Ağır geldi biliyorum ama söz çok kısa bir zaman daha tetbir gibi olacak"

Ellerimi ellerinin arasından çektim ve ayaklandım.

"Özür dilerim Aras...senin için ölürüm ama onun için benim yaşamam lâzım. Senden uzakta durursam ...."

"Bir daha asla elimi bırakma duydun mu!? İzin vermem ikinci kez olmaz duydun mu!"  Gözlerimden akan yaşları hızla silip kafamı salladım. Yavaş adımlarla içeri yöneldim.

.
.
.
.
.
.

"Tamam acıkmış mı benim yakışıklı oğlum" dedim kucakladım Atlas'ı. Babasına benziyordu agresif ve sevimli. Kendimden nefret ediyorum ondan kaçtığım için, korkak olduğum için.  Tüm suç benim ve onu deli gibi özlemiştim. Onsuz geçirdiğim tam 12 ay acı verdi bana.

Küçük Kadınım Where stories live. Discover now