Bölüm 38 Part 1

35.8K 960 455
                                    

Merhaba herkeseee. Yine çok büyük bir özlemle geldiğimi bildirmek isterim. Umarım sizlerde özlemişsinizdir.. Arayı bu kez o kadar da çok açmadım, yani inşallah 🙈

Sizi yine uzun mu uzun bir bölümle baş başa bırakıyorum. Bir an önce atmak istediğim için gözden kaçırdığım yerler olabilir. Yazım hataları için şimdiden affola diyorum ve sizi bölümle baş başa bırakıyorum. ❤️

Oy ve yorumlarınızı da bizden esirgemeyin lütfen. 💕

~~

Verda & Çetin

Mahkeme salonundan çıkıp, kendini o soğuk duvarların arasından dışarı attığında, özgür hissediyordu artık Verda. Özgürdü. Senelerdir o adam tarafından bileğine geçirilen o prangadan kurtulmuştu. Esir değil, özgürdü.

Adliyenin önüne çıktığında artık özgür bir hayata adım attığının farkındaydı ve uzun zaman sonra hissedemediği o duyguyu hissetti bununla birlikte. Huzuru. Ruhuna huzur dolmuştu ona özgürlüğünün verilmesiyle.

Kalbi mutlulukla dört nala çarparken, artık tam da istediği gibi bir hayat yaşayacaktı. O pisliğin her gün karşısına çıkmadığı, onu baskılarıyla sindirip, susturamayacağı bir hayat. Kuş kadar özgür olacağı bir yaşam vardı artık onun önünde. Kesinlikle senelerdir ihtiyaç duyduğu şeydi bu Verda'nın.

Nefes alabildiğini hissetmişti bugün Bunu en çokta, en güzel yaşlarını ziyan eden Cengiz'in gözlerinin önünde bileklerine kelepçe geçirildiği an hissetmişti. Bu sefer gerçekten de sonuna geldiğini ve kafasına o an dank etmiş gibi gözlerine çöken pişmanlığı görmüştü.

Beni ne kadar şikayet edersen et, her seferinde ödeyeceğim paralarla kurtulacağım ve senin uğruna tüm paramı sonuna kadar feda ederim diyen adam, bu sefer kurtulamamıştı.

"Kurtuldun Verda.." Diye mırıldandı kendi kendine. Adliyenin önüne çıktığı an dün gece yağan sağanak yağmurdan eser kalmamış havaya dikmişti yüzünü. Bulutların arasında açan o güneş, an itibariyle Verda'nın ruhunda da açmıştı. Ruhunun üstüne çöken kara bulutlar dağılmıştı. Artık güneş açabilirdi. 

"Şerefsiz sonunda ait olduğu yerde.." Verda, arkasından gelen öfkeli sesle kendini toparlayıp başını kulaklarının aşina olduğu sesin sahibine çevirdiğinde, arkasından gelen bu iki adamın mahkeme boyunca nasıl Cengiz'in üstüne atlamadıklarına şaşırıyordu. 

Kendisinden bile daha öfkeli duran bu adamlar her an Cengizi öldürebilecek kadar kötü bakışlar atmışlardı. Neyse ki hiçbir şey Verda'nın korktuğu gibi olmamıştı. Zaten onların yaşananlardan sonra böyle bir şey yapmayacaklarını elbette biliyordu ama yüreğine o korkunun yayılmasına ve tüm mahkeme boyunca diken üstünde oturmaya engel olamamıştı. 

"Darısı, elini kolunu sallayarak dışarıda gezen diğer şerefsizlere." Diyerek arkadaşına katılan Ömer Asaf olmuştu. 

Verda ister istemez bakışlarını onun solgun yüzünde dolaştırdığında, arkadaşının sevgilisiyle ilk tanıştığı halinden çok daha farklıydı şimdi. Verda, ilk gördüğünde gözleri gayet canlı bakan bu adamın şu an oldukça yorgun olduğunu fark etti. Nasıl yorgun olmasındı ki? Günler önce bıçaklanmıştı. Ve bıçaklanan adama göre daha dinç duruyordu hatta ama gözlerinde ki yorgunluk, bitkinlik kendisini ele vermişti. Verda bir kere daha suçladı kendini. Arkadaşının onu suçlamasında da haklı buldu onu. Ayza'nın onu da anlamasını beklemişti elbette ama ona bunun için kızmıyordu, kızamazdı da. 

Seninim Son Kez (Düzenleniyor)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora