"Doruk seni baya merak ediyor sanırım, sürekli arayıp mesaj attığına göre." Doruk! Doruk'u unutmuştum ben, yine her yeri ayağa kaldıracaktı gelmediğim için. "Bırak konuşayım lütfen, takside konuştum sende duydun. Gelmezsem polise haber verir."

"Bir şey çaktırmaman gerektiğini biliyorsun, geç geleceğini söyle o kadar. Gereksiz detay yok tamam mı?" Başımı sallayarak onay verdim. "Tamam."

Adam telefonumdan bu kez Doruk'u arayarak yine hoparlöre verdi. Telefon daha ilk çalışını bitirmeden anında açılmıştı.

"Bade! Neredesin sen? Meraktan öldüreceksin beni artık, canıma kastın mı var senin?"

Art arda gelen sorularına karşımdaki adamın korkunç bakışları eşliğinde cevap vermek çok zordu.

"Telefonum sessizdeydi görmedim, ben biraz gecikeceğim Doruk haberin olsun."

"Yarım saat önce eve geliyorum demedin mi sen?"

Bir kerede sorgulama Doruk, bir kerede sorgulama işte.

"Geliyordum ama önemli bir işim çıktı işte, kızsal şeyler Doruk."

"Lazer randevun var yani kısaca Bade."

Benim kızsal tek şeyim lazerdi ya çünkü Doruk!

"Evet, hadi kapatıyorum seansa gireceğim."

Diyerek geçiştirdim onu.

"Tamam gecikirsen ara, gelip gelirim."

"Tamam görüşürüz."

"Görüşürüz."

Telefon kapanır kapanmaz adam arsız gülerek bana doğru eğildi. Başımı geriye atsam da kaçabileceğim nokta sınırlıydı. "Lazere gidiyorsun demek farecik? Pürüzsüz tenine birazda ben bakayım ha ne dersin? Hem savcıyı beklerken sıkılmamış oluruz." Elini eteğime doğru götürmeye başladığında korkuyla yerimde çırpınmaya başladım. "Hayır, uzak dur benden. İstediğini yaptım işte, savcı geliyor."

Söylediklerim üzerinde hiçbir etki etmemiş, arsızca beni süzmeye devam ediyordu. Bu çok, çok iğrençti! "Savcının istediğim zevki vereceğini hiç sanmıyorum güzel farecik. Hem sende sıkılmadın mı? Savcı gelene kadar biraz vakit geçirelim bizde." Tüm çırpınışlarıma, yakarışlarıma rağmen adam üzerimde ki tişörtü ortadan ikiye yırtmıştı. Elleri sütyenime giderken deli gibi çırpınmaya başladım. Ağlıyordum, korkuyordum ama elim kolum bağlıydı.

"Çek ellerini kızdan, uçurmayayım kelleni." Duyduğum sesle üzerimdeki eller duraksamıştı. Adam etik bir haraketle silahına ulaşıp arkasına döndüğünde savcıyı gördüm.

"Vay vay vay, savcımızda gelmiş. Ah be savcım biraz daha geç gelseydin ya, bu güzellikle biraz ilgilenecektim daha. Tam benlik hatun doğrusu." Birbirlerine silah çekmiş bakışırlarken ben ağlayarak onları izliyordum. "Kes sesini indir o silahı Edremit."

"Bence sen indir o silahı yoksa az sonra etrafına adamlarım üşüşecek." Adam savcıyı tehdit ederken yanıma sessizce silahlı bir adam gelmişti. Üzerinde ki polis üniformasını gördüğüm an derin bir nefes verdim. Silahını beni kaçıran adama arkadan doğrulttuğun da Edremit denilen adam, savcı ve polis arasında kalmıştı.

ALABORAWhere stories live. Discover now