Tanıtım

162K 3.5K 213
                                    

  
Ankara'nın merdivenli yokuşlarını her zaman zorlanarak çıkardı ama nedense bu sefer ayağının biri ileri gitse diğeri yanına gelmek yerine geri geri gidiyordu. Son bir umut arkasına döndü şimdi kaçmaya başlasa, daha merdiven basamaklarının sonunda gelmeden babasının; "Eylül!" diye haykırması yankılanırdı bu küf kokan sokakta büyük bir ihtimal. Nerden çıkmıştı şimdi babaanne ziyareti başına? Derin bir nefes aldı. Arkasında onu bekleyen amca oğlunun yüzüne iğrenir gibi baktı ve tekrar tırmanmaya başladı. Soğuk beton merdivenleri.

Sonunda varış noktasına geldi. Etrafına gözlerini değişiklik olmuş mu diye şöyle bir gezdirdi. En son iki yıl öncesine göre babaannesinin sevgili gece kondu mahallesinde biraz daha küf kokusu hakim olmuş gibiydi. İç içe girmiş evlerin arasından geçtiler. Eskiden mavi renkte olduğunu düşündüğü soluk kapının önüne en önde babası arkasında annesi, ablası ve çocuklar girdi içeri.

"Hoş geldin oğul, bir bilsen ne özledim seni." Diyen babaannesini izlemeye başladı Eylül, açık mavi gözleriyle. Babaannesi annesini hiç sevmezdi ve bunu saklama gereğini hiç duymamıştı. Sanki kendi elindeymiş gibi Gülşen'in beş kızı olmasını yıllarca yüzüne vurdu.
Meliha oğlunu sarıp kucakladıktan sonra gelinine döndü. Şöyle bir gerilmişti ağzını büzerek. Elini uzattı "öp bakalım gelin, sende hoş geldin."dedi.

Eylül sıkıntılanmıştı. Anlamadığı ve bu zaman kadar ailesinin görmediği böyle bir yakınlığı ilk kez görüyordu. Bu durumun altından ne çıkacağını düşünmek dahi istemedi.

(3) İmkansız Aşktan KAÇIŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin