0.8

2K 259 58
                                    

Todoroki ile odamı düzenlemeyi bitirmiştik.

- Yardım ettiğin için teşekkür ederim

- Sana bir şey sorabilir miyim?

'Rica ederim' demeyi unuttuğunu varsayarak kafamı salladım

- Bugün... Seni bizden başka biride Ziyaret etti mi?

Sorusu ile birden endişeli bir yüz ifadesine büründüm. Neyi kaçırmış olabileceğimi düşünürken

Dabinin kokusunun hala üstümde olduğunu hatırladım.

- Şey yani bugün babam da beni ziyaret etmeye geldi.

- Baban? Yanlış hatırlamı-

- Ben ustama baba diye sesleniyorum.

Küçük bir sessizlikten sonra

- Üzgünüm

- Sorun değil, yani anlamamış olman normal

Yüzüme samimiyetsiz bir gülümseme koydum.

- İşler bitti tekrardan teşekkür ederim Shoto

- Eğer bir şeye ihtiya-

Sözünü hızla kestim

- Hayır, teşek-
+ Hayır!

Biri benimle aynı anda konuşmuştu. Arkamı döndüğümde Bakugo'yu gördüm.

- Sana ihtiyacı yok iki tane eşya dizecek diye ölmez ayrıca

Bakugo...seni piç

- Bakugo sana araya gir diyen oldu mu?

- Sen hiç konuşma 2. Piç

Söylediği söz sinirlerimi zorlamıştı. Ama bir şey demedim

Asıl üzüldüğüm kişi Shoto idi.

Ortada kalmış bizi izliyordu.

Onun daha fazla durmaması ve özür dilemek amacıyla ona dönüp gülümsedim.

Ardından küçük bir kutu alıp ona verdim.

- Bunu al Shoto

- Bu nedir?

- Sirius armalı bir bileklik.

Kutuyu açıp bilekliği inceledi. Bileklikteki Sirius parlak değildi. Ama Etrafındaki simsiyah halka onu çok parlak gösteriyordu. Bunu görünce shoto'nun suratında bir tebessüm belirdi

Gülümsemesini bozmadan konuşmaya başladı

- Galiba bilekliğin fikrime katılıyor Emi

- Evet çünkü o da "Çevresinin ne kadar karanlık olduğunu bilerek parlamaya devam ediyor"
___________________________________________

Shoto gitmişti. Bende hava almak için terasa çıkacaktım ki arkamdan bir ses işittim

- Sen aptal mısın? Sizin mide bulandırıcı aşk hikayenizi görmem için mi beklettin beni!?

Bu Bakugo idi. Lanet olsun Onu unutmuştum. ( Bu arada gerçekten unutmuştum)

- özür dilerim. Bugün çok yorgunum. Ne yaptığımı bilmiyorum.

- Belli

- hı?

Soruma cevap vermeden konuşmaya devam etti

- Nereye gidiyorsun şimdi ?

- Terasa, niye sordun?

- Bende oraya gidecektim. Önce ben gidiyorum. Sen sonra gidersin

- Sen aptal mısın? Teras yeterince büyük 'İkimiz için bile'

Gülümsemişti Bakugo'yu ilk kez gülümseyerek görüyordum.

- ikimiz için 'bile' derken?

- biz kimyasal bir tepkime gibiyiz Bakugo. Her an güçlü bir gaz açığa çıkabilir. Ve boom ✨

Boom demem ile

Eliyle küçük bir patlama yaratıp efekt verdi.

Çarpık bir gülümseme attım.

- Seninle iyi arkadaş olacağız gibi, Tabi kirishima'nın yerini alamazsın.

Birden yüzüm aydınlandı. Bunu anlamış olacak ki

- Neden bu kadar mutlu oldun ki aptal

- Bakugo... Bana piç demedin :')

- Evet 'piç' demeyince bir eksiklik hissediliyor.

Birden yüzüm düştü. Ardından tekrar konuşmaya başladı

- Tamam zırlama, adın o zaman şey olsun "Miss Know It All (bayan bilmiş)"

- İngilizce dersinde uyuyorsun sanıyordum.

- zaten

Oh.. anlıyorum.

- İsmim bence şey olsun...

- Zeki!
- Aptal!

İkimizin dediği zıt şeyler komiğime gitmişti. Bir süre güldük.

Bir süre sessizce gökyüzüne baktık ay'ın ışığı ile birbizimizi net olmasa da görebiliyorduk.

Sessizliği bozan o oldu

- Sirius nedir?

- Sirius mu?

- evet

- Sirius en parlak yıldızdır

Bir süre konuşmadı, sadece gökyüzüne bakıyordu

- Belkide değildir

- efendim?

- "Belkide sadece diğer yıldızlar daha az parlaktır. Sadece onun en parlak olması için"

Bakugonun böyle konuşmasına o kadar alışık değildim ki... Ağzım açık dinliyordum. Bunu anladığında

Canım çok sıkılıyor.

ILY // 侘寂 𝕯𝖆𝖇𝖎 𝖝 𝖗𝖊𝖆𝖉𝖊𝖗𖤩 ᰔWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu