Gözyaşlarımı sildim Poyraz gibi "Her gece kontrol ediyorum. Nefes alıyormu diye." dediğinde sarıldım. "Tamam geçti."

"Geçmeyecek Mısra. Bitmiyorlar, Doğu'su gitti Dileği geldi!" Sinirle ayağa kalktı ve sertçe kafasını ovdu. "Aras...yaptı. Tuğçe, Aşkım ve Deniz onun yüzünden!"

"Aras'ın suçu mu? Saçmalama Poyraz! O böyle birşey olsun ister mi?!" Yüzümü buruşturdum. "Üzgünsün anlıyorum. Ama..."

"Ne Ama!? Tuğçe ölmeseydi iki hafta sonra evlenecekti. Ne suçu vardı! Deniz Azrail'i çalımladı! Ya Aşkım... Aşkım'ın suçu neydi. Hiçbir şeyden habersiz işe gidecekmiş. Salonda elinde oyuncak ayı ile kanlar içinde yatıyordu geldiğimizde! Aras'ın eski sevgilisi yaptı bunu sırf Aras'a olan takıntısı yüzünden! Aras'ın seni sevdiği için!!" Yutkundum, diyecek birşey bulamadım.

"Tuğçe!!!! Sevgilim lütfen gitme!!! Ben sensiz nefes alamam!!" Deniz'in feryatları hala kulağımdaydı.

"Tuğçe yapma N'olursun beni bırakma!!" Kafamı toparladım. "Poyraz kimse böyle birşey olsun istemezdi. O senin kuzenindi aynı zamanda Aras'ın da kuzeniydi. Onu suçlamayı bırak-"

"Haklı" Aras'ın sesi ile ikimizde ona döndük

"O beni sevdi, ben Küçüğümü sevdim. O bunu hamzedemedi. Mısra'yı öldü sandığımda yanıma gelmişti tesselli etmek istiyormuş. Onu geri gönderdiğimde beni böyle sevmedin demişti" gözleri birkaç saniye gözlerime baktı ve tekrar Poyraz'a döndü.

"Benim yüzümden öldü Tuğçe! Öztürk'te benim yüzümden bu halde! Ben yaptım Poyraz! O oruspu beni aldattı ben onu terk ettim! Bu yüzden Allah kahretsin!!" Poyraz, Aras'a sarıldı sıkıca "Öldü!! Tuğçe öldü!! Boşluk var Aras içimde! Her gün arıyordu artık telefonum çalmıyor! Ben onun laf sormalarını özledim!! Dert ortağımı özledim!!" Poyraz'ın gözyaşları içime oturmuştu bir tır misali.

"Poyraz? kim geldi?" Aşkım'ın sesini duyduğunda hızlıca yukarı çıktı ve bir iki dakika sonra kucağında Aşkım ile aşağı indi.

"Hoşgeldiniz" dedi gülumseyerek.

"Hoşbulduk canımın içi!" Dedim sıkıca sarılarak "Nasıl hissediyorsun?" Dedim saçının arasına kocaman bir öpücük kondurdum.

"Dünden bu yana mı? İyi artık uçabiliyorum!" kocaman bir kahkaha attım. "Yürüyememek kötü birşey değil miş hergün Poyraz'ın kucağındayım " dedi fısıltıyla.

"Duydum!" Poyraz'ın duymasını utanmazca umursamadı Aşkım omuz silkip Aras'a döndü.

"Yeşil Adam gözlerin kızarmış." Aras gülümsedi "bahçenizdeki çınar ağacı yüzünden " dedi Aras gülümsemeye çalışarak.

"Aç mısın?" dedim Aşkım'a. Aşkım elini hızlıca salladı. "Ay!! Yemek deme şiştim! Poyraz yirmi beş öğün yediriyor, bıktım!"

"Sana iyi bakıyorum. Gururluyum" Aras'ın yanına oturdum ve kafamı omuzuna koydum.

"Aras'ım iyi misin?" dedim dudaklarımı boynuna değdirdim.

"Sanırım hayır" yeşil gözlerini bana sabitledi.

"Bir kere öpeyim mi?" Yüzüne yerleşen ufak tebessümle bende gülümsedim.

"Öp" gülüseyişinden öptüm, alını alnıma dayandığında "senin bir suçun yok. Herkesin bir geçmişi vardır. " dedim sesizce.

"Biliyorum. Teşekkür ederim anlayışın, güzel kalbin için."

"Öhhhöm! Yatak odası yukarıda!" Poyraz'ın omzuna vurdu sertçe Aşkım

"Pislik yapma Poyaz! Ayıp aaaa. Siz ona bakmayın yüzde yetmiş beş gerizekalı kendisi!" Aşkım'ın neşeli hallerini acıyla izliyordu Poyraz. Aşkım bizim morelimiz bozulmasın diye neseli gözükmeye çalışıyordu. Ama bu daha çok can yakıyordu.

"Aras benim evde işim vardı.... eve gidelim" burnumu çektim burda daha fazla durursam ağlayacaktım.

"İş?" Dedi tek kaşını kaldırdı Aras . "Muhim diyor Aras gidin isterseniz" Poyraz'a göz devirip hızlıca dışarı attım kendimi.

"Güzelim iyi misin?" Kafamı sağa sola salladım hızlıca "İyi mi gerçekten? Rol yapıyor cadı! Biz üzülmeyelim diye!" Yanaklarımı ellerinin arasına aldı. "İyi değil, Ama olacak. Hepimiz olacağız" hızlıca kolumu beline sardım sıkıca, ona sarılmak herzaman bana iyi geliyordu.

"O ibneyi öldüreceğim sana dokunduğu için " dedi şaskınca gözlerimi Aras'a sabitledim. "Yiğit'i mi?" Yüzünü buruşturdu "Adını alma ağzına!" Uyarıcı sesini takmadan köprücük kemiğinin üzerine bir öpücük bıraktım. "Tamam aşkım" dedim "ş" ve "m" yi uzatarak. Elimi belinden çekeceğim sırada kolumdan tuttu. "Ne dedin?" Ne- Ne dedim?

"Ha?"

"Az önce ne dedin?"

"Yiğit mi?"

"Alma şu ibnenin adını ağzına!" Dedi sinirlenince çok tatlı oluyordu.

"Hadi gidelim" kendine daha çok çekti. "Cık. Önce söyle"

"Aşkım dediğimi mi aşkım?" Dedim burnumu büzerek ." Fenasın. Ölüyorum sana" kulağımın altına kocaman bir öpücük bıraktı ve kapıyı açtı.

"Sen neden geldin bu arada. Eve gececektin?"

"Merak ettim Öztürk nasıl diye" dedi. Arabaya binecekken bir ses geldi.

"Mısra?" Çağtay'ı görünce şaşkınlıkla ona döndüm. Yaklaşık bir aydır yoktu ortalıkta yada karşılaşmamıştık. "Çağtay?" Meriç ve Çağtay sinirli bir şekilde hızlı adımlarla yanımıza geldi.

"Ne işi var bunun burada?!" Dedi Çağtay, yüzümü buruşturdum şaşkınlıkla. "Kes seni haddini bil !"diye bir adım attım Çağtay'a doğru.Meriç araya girdi bu sefer.

"Onu başımıza sen sardın, Akın'ı sonra Aşkım'ı onların bu hale gelmesi onun yüzünden Mısra!" Bu sefer Meriç'e döndüm.

"Sesini yükseltme!! Bir daha asla konusamazsın!" Dedi Aras tehtitgar bir sesle.

"Yok ya ! Yap sana! Hadi bizi de mi öldürmeye kalkışırsın!?"

Çağtay'ı fevri halinine tahamül edilecek gibi değildi. Bir anda birşey oldu ve Çağtay yere düştü. Aras öyle bir yumruk geçirmişti ki yüzüne.

"Bir daha bana kabadayılık yaparsan gözümü bile kırpmam emin ol! Daha önce yaptığım gibi!" Kılımı bile kıpırdatmadım, hak etmişti. Herkesin acısı vardı evet .

Birinin arkadaşı...

Birinin kuzeni....

Birinin evleneceği aşık olduğu kadın... en çokta onun

Herkesin acısı vardı. Herkes hırsını bir yerden çıkarmaya çalışıyordu. "Sevdiğin adamı görüyorsun değil mi!?" Dedi Çağtay sallanarak ayağa kalktı. Ben ise daha fazla sorun cikmasın diye Aras'ın koluna yapıştım

"Sevdiğin adam kötü biri Mısra! Gizli yasal olmayan şeyler yapıyor ve senide içine sürüklüyor. Seven bunu mu yapar!?" Yutkundum sinirle haddi olmayan şeylere karışıyordu. Artık sadece Aras değil bende sinirliydim.

"Seni daha mutlu edebilirdim" dedi Çağtay. Sanırım bu bardağı taşıran son damla oldu.

Instagramda bulusalım : Hayal.dekiask

Küçük Kadınım Where stories live. Discover now