A.Ç.-2-

121K 3.7K 68
                                    


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum

"Lütfen başım çatlıyor,birazcık sus Melis"

Ağzımdan yalvarırcasına çıkan cümleler Melis'i hiç etkilemişe benzemiyordu.Su doldurduğu bardağı  masanın üstüne sertçe bırakıp bana otelin küçük dolabından ağrı kesici aramaya başladı.Ama hala benim baş ağrıma katkı sağlamayı unutmadan konuşuyordu.Cidden,acayip sinir bozucu bir durumdaydım şu an.Elimden gelse Melis'in ağzını bantlar ve yatağa bağlardım.Bir süre de ortalıktan kaybolsam...

"Ya başına bir şey gelseydi?! Sabaha kadar seni bekledim haberin var mı? Biraz daha gelmeseydin otelin güvenliği seni arıyor olacaktı!!"'

Evet o olaydan sonra odaya geldiğimde Melis'i,elinde telefonla tam çıkarken yakalamıştım.İlk tepkisi sıkıca sarılmak,ikincisi hasar kontrolü ve sonuncusu-ki hala da devam ediyor-hesap sormak olmuştu.Benim için endişelendiğini biliyordum ama 23 yaşında yetişkin bir kızdım bi'yerde...Bu kadar ilgilenmesi bıkmama neden oluyordu açıkçası..

Sonunda bulduğu ilacı bana uzattı.İçinden bir tane alıp suyla içtim.Odaya kadar hiç durmadan koştuğum için başımın ağrısı daha da artmıştı zaten.

"Ee neredeydin şimdiye kadar Dolun?" Gözlerini kısmış,şüphe ve merakla benden cevap beklediğini ifade ediyordu.Ama benimde buna tam cevabım yoktu ki.Sadece sabah uyandığım yeri biliyordum.En çok da bu boğuyordu beni,içimi bu boşluk dolduruyordu.Ama hatırlamaya çalıştıkça kendimi kasıyordum ve bu da benim için daha fazla baş ağrısı demekti.Birden üstüme bir ağırlık indi.

Omuzlarımın çöktüğünü hissettim,gözlerimin düşüncelere daldığını da.Ona tek yapabildiğim açıklama "Sabah kumsalda ki şezlonglarda yanımda tanımadığım bir adamla uyandım.O da hatırlamıyor ne olduğunu,beni başından savmaya çalıştı" Olmuştu

"Nee!! inanamıyorum sana Dolun,tanımadığın bir adamla uyandın öyle mi?" adeta kükreyen bir aslan gibi bağırdığında yüzüm kendiliğinden buruştu.

"Haklısın hatalıyım"  demeyi tercih ettim sadece.

Çünkü Melis'in konuyu daha da uzatacağını biliyordum.Susmayı iyi bildiğim  gibi.Saklandığım nadir şeydi benim için.Susup,karşımda ki kişinin sonuna kadar konuşmasını beklerdim.Ve bu karşıdakinin hızlıca anlatması ve susaması demekti.Sus veya kabullen.Yeri geldiğinde susturmadıkları da oluyordu,ağzımdan birkaç kelime alamadıkları da.Ben duygularını kelimelere fazla dökemeyen insanlardandım.Bazı şeyleri içimde yaşardım.Şimdide öyle,içimdeki korkuyu dokuz yıllık arkadaşıma anlatamıyordum.Ailem sandığım kişilerin gerçek olmadığını öğrendiğimde ki çaresizliğimi,yıkılışımı,onlara olan kırgınlığımı anlatamıyordum.Tek kızınca sinirlenince dilim çözülüyordu ama ben onlara kızgın değildim ki.

Onlara sadece kırgındım.Beni büyüten kişiler,yani annem ve babam,hala benim için öyleler. Aile olmak için kan bağına gerek yoktu benim kitabımda.Onlar beni sevip büyütmüşse benim onları sevmeme gibi ihtimalim dahi yoktu. Sadece kendimi kandırılmış gibi hissediyordum.Gururum kırılmıştı bi'yerde.Olanları idrak edebilmek için zamana ihtiyacım vardı.

Melis'le 15 günlük tatile çıkmıştık bu yüzden,ama biliyordum ki bu kadar süre kırgınlığımı geçirmeyecekti.Belki onların ağzından duysam bu kadar yaralanmazdım ama şans eseri doktordan duymak hem de sadece kan grupları sayesinde.Çok kilişe olduğunun bende farkındayım.Yıllarca izlediğimiz dizilerden fırlama gibi.

Burnumun acı sızlamasıyla düşüncelerimden sıyrıldım.Gözlerimi hızla kırpıştırıp sınıra gelen damlaları geri gönderdim.Melis'e baktığımda gözlerindeki anlayışla beni izliyordu.Sadece konuyu ana hatlarıyla biliyordu,ama benim içime attığım acımı anladığından emindim.

AŞK ÇIKMAZI (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin