"Evet, bende seni dinleyip arkamı döndüm."

"Ama beni izliyordun!"

"Sen bana sadece arkanı dön dedin, bana bakma demedin."

Jimin kaşlarını çatıp koşarak Jungkook'un sırtına atladı. Bir yandan kulağını ve saçlarını çekiştirirken diğer yandan söyleniyordu. "Seni lanet sapık!"

"Ya sevgilim değil misin, ah! Saçımı bırak."

  Jungkook, Jimin'den kurtulmaya çalışırken odasına doğru gelen ayak sesleri duyunca kaşlarını çattı, Jimin şu an neredeyse tamamen çıplak bir şekilde tepiniyordu ve gelen kişi onu o halde görecekti. Kapının kulbu oynamaya başlayınca Jimin'i hemen dibinde yerine indirip onu kendi kapişonlusunun içine soktu. Jungkook'un bedeni Jimin'e büyük geldiği için Jimin'e üstündeki elbise gibi olmuştu. Kapı açılınca Hoseok gözlerini irice açtı. "Tanrım! ne yapıyorsunuz?"

  Jungkook, Jimin'in bacaklarını daha çok kapatmaya çalışırken sırıttı. "Ne gördüysen o." Jimin kafasını Hoseok'dan çevirip Jungkook'a baktı. "Ne? İnsanları kandırmayı kes, ben giyinirken aynadan beni izliyordu sapık!"

Hoseok kafa sallayıp gülümsedi. "Bende bağırışmalar duyunca geleyim dedim." Jungkook kaşlarını çatıp ona baktı. "Her bağırışma duyduğunda odayı mı basacaksın? Ve arkanı dön!"

Hoseok irkilip yavaşça odadan ayrıldı. "Tamam, çıktım."

Jungkook derin bir nefes alıp Jimin'i kendi kıyafetinden çıkarıp az önce ona verdiğini alıp kafasından geçirdi. Teker teker kollarını da geçirdikten sonra ona çatık kaşlarıyla bakan Jimin'in yanağını uzunca öpüp onu kucağına aldı. Jimin anında yumuşarken onu da kendiyle beraber yatağa çekti. Jungkook arkadan Jimin'e sarılırken kafasını boynuna gömdü. Jimin onun bu haline gülümseyip kendi küçük ellerini belinde duran Jungkook'un ellerinin üzerine koyup okşadı. "Çok güzel korkuyorsun." dedi Jungkook kokusunu derince içine çekerken. Jimin gıdıklanınca kıkırdadı.

"Galiba hayatımdaki en rahat uykuyu çekeceğim." dedi Jungkook, Jimin'i daha çok kendine çekerken. Jimin de kafa salladı. "Bende öyle." dedi mayışmış bir şekilde. İkisi bir süre sessizce sadece nefes seslerini dinledi. Jungkook bu sefer kafasını Jimin'in omzuna koyup burnunu sürttü oraya, sonrada öpücüklerini sıraladı. "Galiba en rahat uykum olamayacak çünkü ben seni öpüp koklamaktan uyuyamayacağım sanırım."


  Jimin gülümseyip Jungkook'un kollarından sıyrılıp yüz yüze gelmelerini sağladı, yüzünü minik elleriyle tutup burnuna minik bir öpücük kondurdu. "O zaman ben seni öpüp uykunu getiririm."

  Jungkook mayışmış bir şekilde gülümseyip kafa salladı. "Bak bu güzel fikir." Jimin kelebek öpücüklerini Jungkook'un yüzünün her bir yerine kondururken en son dudaklarına geldi. Kısa bir süre bakış atıp dudaklarına yaklaştı, nefesini dudaklarına vererek konuşmaya başladı. "Dudaklarımı tekrar dudaklarının üzerinde hissetmek ister misin?"


  Fısıldar gibi konuşması Jungkook'un tüylerini diken diken ederken Jimin'in dolgun dudaklarına bakarak baş salladı. Jimin yavaşça dudaklarını Jungkook'un dudaklarına yerleştirdi. Jungkook'un öpücüğe karşılık verecekken Jimin biraz geri çekildi, Jungkook gözleri kapalı halde bir adım daha yaklaşırken o tekrar minik bir öpücük koyup uzaklaştı. Jungkook kaşlarını çatıp Jimin'i omuzlarından tutup üstüne yerleşti. Gözlerini yavaşça aralayıp ona şaşkın bir şekilde bakan Jimin'e baktı. "Sen benimle mi oynuyorsun bakalım?" dedi boğuk sesiyle. Jimin gergince gülümseyip ellerini iki yana salladı. "Ehehe, hayır Jungkookie sen beni yanlış anladın?"



Fox and Wolf | JikookWhere stories live. Discover now