2| Düş kapanı ile kandırılamayan çocuk.

En başından başla
                                    

"İyi uykular Yibo." Yibo durdu ve Zhan devam etti. "Güzel rüyalar gör."

Bunu duymasıyla rahatlayan Yibo  apartmandan içeriye girerken Zhan da dükkanına doğru yürümeye başlamıştı. Zayıf bir gülümsemeyle içeriye girerken kendi kendine konuştu.

"Sen sadece bir küçük çocuksun ebruli. "

________

Uykuya yeni daldığı sırada sessiz birkaç tıkırtı ile zorlanmadan uyandı. Komodinin üzerindeki saatine baktığında uykuya dalmasının üzerinden aşağı yukarı bir saat geçtiğini gördü ve yeniden dükkanın kapısının çalındığını işitti. Gözlerini ovalayarak dükkanın kapalı ışıklarını açtı, cam kapının dışında onu gördü.

Aynı kıyafetleri ile kapıda üşüyen ve sanki amacı duyulmamakmış gibi sessizce kapıya vuran Wang Yibo.

Başkası olsa hiçbir şekilde duyamazdı sessiz tıkırtılarına ama o, belkide Zhan'ın uykusunun hafif olduğunu bildiğinden böyle usulca çalmıştı kapısını. Kendisi bile durup düşünmemişti bunu.

Zhan açtığı kapının aralığından yüzüne çarpan soğuk havayla irkildi ve küçük olanın üşümesine hak verdi.

"Uyandın demek yaşlı adam, ben de senin uykunu kontrol etmeye gelmiştim."

Gerçek olmayan, zayıf bir gülüş attı ortaya, Zhan ise tek kaşını kaldırarak onu mimikleri ile sorguladı. Sessiz geçen birkaç saniyeden sonra Yibo'nun yüzü düştü, ensesini yokladı eliyle. Utanarak ve sanki büyük bir suç işlemiş gibi sıkıntıyla çıkan sesiyle yeniden konuştu.

"Anahtarımı kavga ederken kaybetmişim yaşlı adam, içeri alsana beni."

Bunu söylemesiyle Zhan'ın kenara çekilerek kapıyı ardına kadar açması aynı anda olmuştu. "Geç içeri. Neden gelmedin şimdiye kadar, bir saattir ne yapıyordun?"

Yibo beklemeden içeriye girerken ellerini arka cebine yerleştirip sanki ilk kez görüyormuş gibi raflardaki eski eşyaları inceledi ve tepedeki sarı ışığa baktı. "Sabahı bekleyecektim, ama sıkıldım kapının önünde, dayanamadım. "

Topuklarının üzerinde kendisine bakan adama döndü ve yarım gülüşüyle devam etti. " Sonra dedim yaşlı adamın uykusunu kontrol edeyim bari. İyi yapmışım değil mi?"

Zhan sessizce güldükten sonra burun kemerini sıktı ve başını salladı. "Çok iyi yapmışsın, ben zaten hep birileri beni uyurken kontrol etsin isterim."

"Yine dalga geçiyorsun benimle!" Derken sesi yükselen gence baktı. Sonra arka tarafa doğru yürürken ona cevap verdi. " Seninle dalga geçtiğimi ne zaman gördün?"

Onun arkasından giden Yibo düşündü. Zhan onunla sakince konuşmak, küçük detaylarına dikkat etmek ve yardım etmek dışında bir şey yapmıyordu. Canını hep sıkan da buydu zaten, Xiao Zhan bildiği insanların hiçbirine benzemiyordu, onun hiçbir hali kafasındaki davranış repertuarına uymuyordu. Bu konudaki huzursuzluğu çok büyüktü.

Birlikte küçük mutfağı geçtiklerinde Zhan arkasından gelen Yibo'ya aç olup olmadığını sordu. Küçük olan midesi bulanıyor olsa da olumsuz yanıt vermişti çünkü, buraya böyle gelmesi bile onu utandırıyor, kendi kendine girdiği iddiayı kaybettiriyor ve sanki hayatında dönüp durduğu dairenin yolu birden, başka yöne sapıyordu.

"Kıyafetini değiştirmek ister misin peki?"

Yatak odasına girdiklerinde büyük olan durup Yibo'ya baktı. Üşüdüğünü bildiğinden ona kalın bir kıyafet verebilmeyi istemişti, ancak tabiki de küçük olan onu bir kez daha reddetmişti.

küçük işlerin adamı ve ebruli~yizhan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin