31.BÖLÜM: KAYBOLAN YILLAR

En başından başla
                                    

Kafamı arkaya doğru atıp camı açtım. Yüzüme vuran rüzgar ile birlikte şarkıyı dinliyor bir yandan da onur ile olan anılarımı canlandırıyordum.

Sezan Aksu- kaybolan yıllar

    "Bu kızı sevmeyen ölsün be şu gözlere bak"

"Berk oğlum melek mi doğdu ne?"

"Onur durr gıdıklanıyorum dur tamam yeter"

"bende seni seviyorum kara gözlüm.."

    Onur'un dedikleri kulaklarım da çınlalarken yaşadıklarımızı düşünmek bana acı bir tebessüm ettirmişti. Ben bunları düşünürken yaşlar birbir akıyor şarkı ise devam ediyordu.

Şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler,
Şimdi bana seninle bir ömür vadetseler,
Şimdi bana yeniden ister misin deseler, tek bir söz bile söylemeye hakkım yok...

       Şarkı ruhun gıdasıdır derler ya o kadar doğru ki bir müzik parçası beni neler düşünmeye sevk etmişti. Şimdi düşünüyordum da bu ilişkiyi sadece ben devam ettiriyormuşum hissi yakamı bırakmıyordu. Çağatay bana bakıp duruyordu. O olmasa bu bataklıktan nasıl çıkardım bilmiyordum.

Üç dakika kısacık üç dakika bana koskoca üç yılımı sorgulatmıştı. Sahi bana kaybolan yıllarımı verseler sana yeniden şans verir miydim, yine sever miydim seni...

     "Biraz daha iyi misin bebeğim?" Elinde kahvelerle gelen Çağatay'a zoraki bir tebessüm edip "iyiyim" dedim. Yanıma yerleştiğinde kahveleri masaya bıraktı. Ben hala gökyüzü ile ilgilenmekteydim. Bir anda Çağatay elimi tutup kalbime koydu. "Ben seni değil burayı sormuştum" deyince gözlerine baktım.

Ona bakar bakmaz yine dolmuştu gözlerim. Yanaklarımı okşayıp "doldurma o gözlerini be yavrum, lütfen" dedi. Derin bir nefes alıp "canım çok yanıyor Çağatay sanki kalbime hançer saplıyorlar, öyle acıyor ki nasıl olduğunu anlamadığım bir his sarıyor beni, nefesim düğümlenir gibi oluyor, ben artık çok korkuyorum" diyerek sarıldım.

Durmak bilmeyen ağlama hissi yeniden açığa çıkmıştı. Çağatay merakla "neyden korkuyorsun güzelim?" diye sorduğunda

"Güvenmekten, çevremde kime güvendiysem gidiyor Çağatay hem de acımasızca bu yaşıma kadar kim için üzülsem gidişlerinin altında ezildim, ben artık kaldıramıyorum bunları"

Ağlamam giderek artarken Çağatay gözyaşlarımı silip "ölürüm ben sana o güzel kalbine sana bunları yaşatanları keşke bulsam keşke derslerini verebilsem ama elimde değil senin ağlamana bile kıyamıyorum" dedi. Onu dinlemek bana huzur veriyordu. Omzuna yatarak "iyi ki varsın mucizem" dedim. Ellerini belime doladı sanki her zaman seni saracak bu eller dermişcesine "sende güzel kalplim sende" dedi.

Annemlere haber vermemiştim. "Benim için annemleri arar mısın?" dediğimde gülümseyip telefonunu çıkardı. Anneme olanları kısaca özet geçip onunla birlikte olduğumu ve onunla kalacağımı söyledi. Her ne kadar annem ısrarla benimle konuşmak istesede şuan Çağatay dışında kimse ile konuşacak güce sahip değildim.

Annem uzun uğraşlar sonucu ikna olunca kafamı tekrar Çağatay'ın omzuna koyarak gözlerimi kapattım. Öyle yorgundu ki bedenim ruhum artık birinin kolları altına girip güvendeyim, huzurluyum demek istiyordu. Ben bu düşüncelerle cebelleşirken kafamı Çağatay'ın göğsüne indirdim. Çağatay eli ile sırtımı sıvazlarken ağlamaya devam ediyordum...

Çağatay şenli;
    
           Rüya bugün fazlasıyla zorlu bir gün geçiriyordu. Bu kızın kalbi daha kaç kere kırılacak diye düşünürken göğüsümün üzerinde uyuduğunu farkettim ağlayarak uyumuştu. Kafamı indirip yüzüne baktım. Yüzü ıslanmıştı. Kıyamıyordum ona karşı anlam veremediğim bir şey vardı.

Bir Mucize Yeter (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin