Çılgınca

2.7K 301 76
                                    

Başım ağlamaktan ağrırken ayağa kalktım ve etrafa baktım.

Onlardan geriye kalan tek şey yaralarına bakarken kullandığımız pamuktaki kanlarıydı.

Aklıma gelen fikir ile koşarak eskiden babamın çalışma odası olan yere girdim.

Masasının üzerini boşalttıktan sonra dolaptan mikroskobu çıkardım.

İlk karşılaştığımız zaman merak edip biraz kendilerini incelemiştim.

Banyodan cerrahi eldiven alıp giydim ve oturma odasına dönüp kan bulaşmış her şeyi aldım.

Çalışma odasına dönecekken mutfağa geçtim ve Cemal Hoca'nın getirdiği yemekten kalanları da aldım.

Cemal Hoca'nın da bu işlerle alakası var mı yoksa habersiz mi öğrenmem lazım.

Geri çalışma odasına döndüm ve aldıklarımı çalışma masasının üzerine koydum.

Aklımdaki fikir çok çılgınca ama başka şansım olmayabilir.

Muhafızları DNA'sı ile kendi DNA'mı birleştirmeye çalışacaktım.

Kendimi denek olarak kullanacaktım ama buna değerdi.

Çalışma odasındaki beyaz tahtaya siyah tahta kalemi ile ihtiyacım olan formülleri yazmaya başladım.

Büyük üstadı bir insan öyle kolay bir şekilde çağıramazdı ama yarı muhafız yarı insan birinin şansı olurdu.

Cemal Hoca'nın getirdiği yemekten ben de yemiştim ama muhafız olmadığımdan  etkilenmemiştim.

Yine de bu kadar kısa sürede fakarit tozunu dışkılamış olamam.

Yani eğer DNA'yı birleştirmeyi başarırsam fakarit tozu bana zarar verebilir.

Hem tam bir muhafız olmayacağım. Ölümüme bile neden olabilir.

Önce fakarit tozunu karşı bağışıklık sağlamam lazım. Bunun için de yemekleri inceleyip ilaç elde etmeliyim.

Bu seneler sürebilirdi. En kötüsü de başarısız olabilirdim. Yine de buna değerdi.

Madalyonu açıp duvara yansıttım. Berkin'in gülümsediği anları görmek bana hırs verirken derin bir nefes verdim.

Her şey çok zor olacaktı. Onlar gitmişti, işe başlamıştım. Ayrıca bu proje...

"Önce elini yüzünü yıka Minal." diye mırıldandım ve yerimden kalktım.

RessamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin