-ARDA ÇAĞLAYAN-
Sonunda uçak yolculuğu da bitmişti. Ay'la hiç konuşmamıştık. Daha doğrusu ben konuşmamıştım. Çünkü onunla konuştukça içimi görür diye korkuyordum. Savunmasız kalıyordum sanki. Ve bu hiç hoş değildi. Kimsenin aslında nasıl biri olduğumu bilmesini istemiyordum. Gerçi Ay biliyordu ama daha fazla öğrenmesini istemiyordum. Aklımda 'Hala ona karşı bir şey hissediyor muyum?' Düşüncesi var. Bir yanım hala onu unutmadığımı ve unutamayacağımı söylerken diğer yanım unuttuğumu ve bir daha sikseler onunla olmayacağımı söylüyordu. Açıkçası hangisine inanacağım konusunda hiçbir fikrim yoktu. Uçakla gelirken Ay'a sarkan çocuğu gördüğümde onu orada öldürmek istedim. Ama hiçbir şey yapmadım. Ay böyle şeylerden nefret ederdi. Birinin onu beğenmesi hoşuna giderdi. O çok serbestti. Her şeyi yapabiliyordu. Tam bir 'Bad Girl' dü. Tabi bu ergence bir tabir de olsa sanırım tam ona uygun bir şeydi. Onu kıskanmış mıydım? Bilmiyorum. Ama içimde bir şeyler olduğundan emindim. Ay beni bir yere götüreceğini söyledi. Bugün iyi bir şekilde nefes almak istiyormuş. İyi bir nefes nerede alınır? Ormanda. Ormana mı gidiyoruz? Açıkçası nereye gittiğimizi sormak istemiyorum. Gidince görürüm. Az heyecan olsun. Bu sıralar hayatım çok monoton. Monoton mu? Yaklaşık bir ay önce bir kaza geçirdim. Eylül'ü kör bıraktım. İzmir'e geldim ve Ay'ı gördüm. Gerçekten çok monoton bir hayatım var. Ama heyecan yok. Aksiyon yok. Gerilim yok. Bildiğin ot gibi yaşıyorum. Birkaç kız bulup az kafamı dağıtsam iyi olcak. Tabi bu kızların içinde Eylül yok. Çünkü Eylül öyle bir kız değil. Eylül... Eylül nerden çıktı lan? Bu kız her saniye aklıma girmek zorunda mı? Zihniyetimi sikiyim niye hep onu düşünüyorum lan ben?
"Ne düşünüyorsun?" bana dik dik bakan kahve rengindeki gözleri irileşmişti.
"Ne zamandan beri merak ediyorsun?"
"Şu andan itibaren her dakika merak edeceğim."
"İyi et. Ne diyim."
"Söylemiyecek misin?"
"Hayır."
"Eylül'ü düşünüyorsun dimi?" suratına öylece baktım. Nerden anlamıştı? O kadar mı belli ediyorum? "Böyle durduğuna göre onu düşünüyorsun."
"Kimi ya da neyi düşündüğüm seni ilgilendirmez."
"Farkında mısın bilmiyorum ama artık sevgiliyiz Arda Çağlayan."
"Sözde sevgili. Sadece bir anlaşma yüzünden sevgiliyiz Ay."
"Belli mi olur belki birbirimizi bırakamayız. Evleniriz ve ben Çağlayan soyadını taşırım."
"Tek amacın bu dimi? Benim soyadımı taşımak. Sen ne zamandan beri böyle düşünür oldun?"
"Yanılıyorsun tek amacım bu değil. Birçok amacım var. Soyismini almak bunların sadece küçük bir kısmı. Hem ben hep böyle biriydim. Sen beni nasıl görmek istiyorsan öyle görüyordun. Ben değişmedim. Sende değişmedin. En azından hala eski kişiliğin içinde bir yerlerde. Ne kadar dış görünüşün kötü çocuk havası verse de senin böyle biri olmadığını ikimizde biliyoruz."
Cevap vermedim. Söylediklerini düşündüm. Aslında verilebilecek çok güzel cevaplar vardı. Ama bazen susmak en iyi cevaptır.
"Geldiiik!" orman mı? Düşüncelerimin doğru olması çok şaşırtıcıydı. Ay ve orman mı? Gerçekten de tuhaf. Fazla tuhaf. Ne yapacaktık lan burda? Bu kız fantazilerini mi değiştirdi? Sikseler burda öyle bir şey yapmam. Mis gibi yatak var lan orda yapmak varken bu ağaçların köşelerinde neden öyle bir şey yapalım. Salak mı bu kız?
"Görüşmeyeli fantazilerini baya değiştirmişsin."
"Ne diyorsun be! Saçmalama. Öyle bir şey yapmak istesem şu anda evinde olurduk."
YOU ARE READING
İNEK BEN
Teen FictionBir ineğin hayatı nasıl değişebilir? Aşk her şeyin önüne geçebilir mi? Eylül daha önce hiç yaşamadığı bu hayata alisabilecek mi? Bütün sorular bir bir cevaplaniyor...
