Bölüm 1:Beyaz Tavan

16 4 0
                                    

Tavana bakarak saatlerce ağlamıştım bu gece, tabii arkada çalan şarkının da payı baya büyüktü. Seni sevdiğini düşündüğün insanlara kendini anlattığında anlamamaları, çevrendeki herkesin aslında seni sevmediğini, bir ailenin olmadığını, yetim olduğunu ve en acısı ile hiç anne baba sevgisi görmeden büyümek.....

Saat şuan 00:22 herkes yatağında güzelce uykusunu çekiyor, ben ise kulağımda kulaklık arka fondaki duygusal şarkı ile ağlıyordum, sevilmemişlik hissi ve kafamdaki sesleri bastırmak adına bunu yapıyordum müziğe adıyordum kendimi o narin notalar beni başka diyarlara götürüyordu, küçük ve bir o kadar narin kızı yani beni. Güçlü kalmak zorunda olduğunu bilmek ama kimsenin sana yardım etmemesi gibiydi hayat.....

Bir bebeğin yürümek istemesi ama kimsenin ona yardım etmemesi gibi, bende öyleydim tek başımaydım doğduğum andan beri. Ailem bir annem veya babam yok aslında varlar hayattalar ama kafamda onlara dair hiç mutlu bi anım yok hep acılı ve acı verici, korkutucu. Sorun bende mi acaba diye düşünmeden edemiyor insan böyle şeyler yaşayınca acaba ben doğduğum için miydi bu bütün kötü anılar yoksa sadece ailem mi kötüydü 17 senelik hayatım boyunca bunu düşündüm.

Anne rahmine düştüğüm ilk gün başlamış ızdırabım. Annem beni doğurduğunda 18 yaşındaymış babamla severek evlenmemişler annem hep söylerdi bana babanı hiç sevmedim ama siz doğdunuz...
Bu nasıl bi cümleydi böyle ama siz doğdunuz bizi hiç mi sevmiyordu? Hiç mi önemsemiyordu? Bu kadar mı değersizdik?
Sanırım öyleymiş bunu 4 yaşımda öğrendim. O minicik halimle herşeye göğüs gerdim. Önce çocukluğumu kaybettim sonra hayallerimi sonra ruhumu sonra duygularımı en son ise umutlarımı kestim.

Evet evet ben umutlarını kesen kızım, ben o kızım. Ruhunu, duygularını, çocukluğunu, umutlarını öylece bi kenara bırakan kız benim. Kimsenin dönüp bakmıyacağı 1.50'lik boyumla hayatın yükünü taşıyan kızım ben, çok ağır bi yaşam savaşı verdim hala veriyorum.

🖤🖤🖤

Ağrı kesicimi içtim ve yatağa daha da rahat bi pozisyonda uzandım. Günlüğüme yazdığım yazılarımı blog sayfamda paylaştım. Yorgundum yine, her zaman ki gibi. Sıcak bi ağustos ayının bilmem kaçıncı günündeydik, bugün fazla yorulmuşum fiziksel ve ruhsal olarak ama hangisi daha çok yoruldu bilmiyorum zira her gün yarış içerisindeler. Çevremdeki en çok kim üzüyorsa o ağır basıyor kişisine göre. Bugün ailemden üzen bi kaç kişi, arkadaşlarımın hepsi sanırım psikolojik daha ağır basıyor. Uyumak istiyordum ama kafamadaki sesler susmadığı için kalkıp bunları yazmıya aktarmak istemiştim, çoğu psikolog bunu söylüyor. "İçindekileri Bi kağıda yaz uyuyamıyorsan eğer" bunu her gün deniyorum ve gerçekten iyi geliyordu.

Günüm yine sadece mutlu insanları görerek geçmişti ve bana atılan tuhaf bakışlarla. Kendime neyin kötü olduğuna hep baktım ama Bi türlü bulamıyorum ben de mi Bi sorun var acaba diyorum ama sonra aslında insanların bana bakmadığını anlıyorum herkes işini yapıyor, kim benimle ilgilenir ki zaten. Biraz daha müzik dinlersem uyurdum belki, belki içimdeki herkese olan nefretim giderdi veya kırgınlığım. Bi şeylerden uzaklaşmak istemem hep kaçıp gitmek olarak algılandı oysaki ben sadece yalnız kalmak istiyordum. İnsanlar susmanın Bi cevap olmadığını düşünüyorlar oysa susmak en ağır ve en iyi cevaptır. Herkesi anlamakta zorlanıyorum sanırım psikolojim gitti ve ben bunları düşünürken gülüyorum bunlardan kurtulup uyumalıydım. Vücudum sandığımdan daha yorgundu ona iyi bakmalıydım, hayallerim için.

Evet hayallerim var, çoğu kez benden alındılar ama evet Bi hayalim var bunun için her gün savaşıyorum ve devam da edicem ama ilk kuralı hep unutuyorum

1-) Asla duygularını veya acılarını, yaşadıklarını ve yaşamış olacağın şeyleri kimseye anlatma.

🖤🖤🖤

Herkese merhaba uzun Bi süre ardından geri geldim umarım bu küçük kızı seversiniz ve beğenirsiniz iyi günler

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Oct 21, 2021 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

Umutlarını Kesen Kız Where stories live. Discover now