(+18) 18- fısıltı

25.7K 387 318
                                    




----YAP✂️BOZMA++++

girl in red - body and mind
Roundabout- Born Human

#


Şafak Uz'un anlatımıyla




Banyoya girdiğim an parmağımı boğazıma atıp kendimi kusturdum. Ellerimle yüzüme su çarparken ellerim lavabonun kenarlarını kavradı ve yüzümden fayanslara damlayan su damlaları ile aynaya baktım. Bakır kızılı saçlarım omuzlarımın arkasında yatıyor, perçemlerim göğsümün üzerine uzanıyordu.

Gözlerimi kırpıp derin bir nefes aldım ve o an açılan kapının sesi kulaklarıma ulaştı.

Gelen Asır olmalıydı.

"Bebeğim? Lavaboda mısın?"

Peçete ile yüzümü kurulayıp kapıyı araladım. Dışarı çıktığımda elinde küçük bir poşet ile karşımdaydı Asır. Bir an gözlerine bakamadım, bakmak istemedim. Bir an ona baktığımda geriye düşecekmiş gibi, tehlikedeymiş gibi hissettim.

"Nereye gittin?" diye sordum yutkunup.

"Bir işim vardı."

"Ne işi, açık açık söyler misin şunu?"

Derin bir nefes verdi. "Biri," dedi. "Biri, senin içkine madde karıştırmış."

"Kim?" diye sordum duyduğum gerçeklik suratıma tokat gibi çarparken. "Senin arkadaşın mı?"

Başını salladı.

"Hangi devirde yaşıyoruz biz Allah aşkına ya?" diye homurdandım yüzümü buruşturup. "Bu numaraların onuncu yüzyıl mafyalarıyla birlikte gömüldüğünden haberdarlar mı acaba?"

"клянусь восходящим солнцем каждое утро, если с тобой что-нибудь случится, я не позволю рассвету снова наступить. "

Ona soru işaretleriyle dolu bir yüzle baktım. "Türkçe konuş."

Hızla iki yana kıvrılan dudaklarını ıslattı ve tekrarladı:

"Her sabah doğan güneşin üzerine yemin olsun, eğer sana bir şey olursa bir daha şafağın ağarmasına müsaade etmem."

Kaşlarımı kaldırdım. "Onu kastetmemiştim..."

Bana bir şey olacağından endişe duyuyordum ama onu suçlamıyordum da. Olan biteni üzerine yıkmak gibi bir amacım yoktu.

"Bu seni korkutmadı mı?"

"Korkuttu ama senin bir suçun yok." bunu demek yerine sert bir tepki vereceğimi düşünüyordu belki de.

"Merak ettiğim bunu kimin yaptığı değil, neden yaptığı. Sen kimsin?" nefesimi verdim. "...Asır Köksal?"

Onun gerçekten kim olduğunu, derin bakan gözlerinin altındaki gerçeği görene kadar ona güvenmeyecek belki de sevmeyecektim.

O şu anda zihnime sadece siniyordu.

Yavaş yavaş...

"Ben seninim; senin peşindeki gölgeyim, inandığın gerçeğim, kaçtığın duyguyum. Ben senin zihninim, aç olduğun kaosum, ihtiyaç duyduğun her şeyim. Seninle tamamlanan bir parça, bir bütünüm. "

Önümde diz çöktüğünde şaşkınlıkla ona baktım. Ne yapmaya çalıştığına dair en ufak bir fikrim yoktu. Elindeki küçük poşeti açıp içinden küçük bir tentürdiyot şişesi ve pamuk paketini çıkardı. Ben onun gözlerini ararken o bir saniye bile bana bakmamış, şişeyi açmış ve kopardığı pamuk parçasının üstüne dökmüştü.

YAPBOZMA Where stories live. Discover now