Zehir Gözler

Mulai dari awal
                                    

“Bir daha de bakayım sen beni şimdi tehdit mi ediyordun?”

Ahmet derin bir nefes aldı.

“Y-yanlış anladın beni Falçata. Sadece bir kadın burayı yönetemez biliyorsun daha akrebi bulamadık sürekli bir adamımız ölüyor!”

Falçata Ahmet'in yüzüne doğru jileti uzattığında Ahmet bir adım geriye gitmek istemişti.

“Akrebi bulmak benim işim, ben babanın lafını yere düşürmem. Eğer semtin yarısı o kıza aitse gelecek burayı alacak eğer ki Ahmet kan çıkarmak istiyorsan seni o çıkardığın kanda boğarım!”

“Abi n’olur yapmayın, etmeyin. Sizde bu duruma düşerseniz ne olacağız?”

Falçata elindeki jileti ceketine tekrardan koyup Ahmet'e ters bir bakış atıp Ferit'e doğru döndü.

“Kızı bulun Ferit yarın onu burada istiyorum artık bana emanet.”

Son sözleri ile kapıyı vurup çıkmasıyla Ahmet en azında derin bir nefes aldı.

“Ne diye adamın üstüne gidiyorsun?”

Ahmet Ferit'in isyanı ile kaşları çatık bir biçimde adama baktı.

“Ulan elin kaltağını getirip semti ona mı verecek?”

“Ulan sussana duyacak şimdi sonra elinden alamayacağım.”

Ahmet kaymış ceketini düzeltip Ferit'in gözlerinin içine baktı.

“Gücü ancak zayıfa yeter. Bak kaç ay oldu hala akrebi bulamadı. Her ay bir kurban daha veriyor.”

“Ne yapsın, görmüyor musun uğraştığı şeyleri? Üstüne bir de baba öldü şimdi semtin tüm ağırlığı Falçata'nın üstüne kaldı.”

“Kalmasın, bedavaya geldi semtin yarısını aldı.”

“Saçma sapan konuşma, siktir git.”

“Saçma sapan konuşmuyorum, doğruları söylediğim için zaten istenmiyorum. Ama eğer o kız bu semte gelirse ben diyeyim sana kan çıkar. Koskocaman kara semti bir kadın mı yönetecek?”

Ferit ne kadar adama söylemese de aslında o da bu durumdan biraz rahatsızdı ama yine de Falçata’nın lafının üstüne laf söylemezdi.

“Falçata öyle uygun gördü.”

Ahmet Ferit’in önünden geçecekken omuzuna sert bir biçimden vurup:

“Korkak adamın tekisin bir kez kardeşinden taraf olsaydın bu semt şimdi bizimdi.”

Bu Ahmet’in son sözleriydi. Ferit ise kardeşinin arkasından bakakalmıştı.
Falçata dışarı çıktığında gergindi, derin bir nefes aldı. Gözleri karanlık çökmüş semtine baktı.

“Sen mi bu kadar karasın yoksa benim içine düştüğüm karanlık mı bu kadar derin?”

Falçata ne yapacağını bilmiyordu. Küçüklüğünden beri sokaklar ona ev olmuştu ama bu semt onun yuvasıydı. Evet ne kadar bir kadına semtin yarısını bırakmak istemese de yine de babasının lafını yere düşürmeyecekti. Derin bir nefes verdi ayaz tutmuş semte. En sonunda arabasına binip yıllardır gittiği evine gitti.

“Abi semt çok öfkeli babanın naaşı bu şekilde defnedildiği için.”

Falçata babam dediği Kara Murat lakaplı adamın mezarından avuçladığı toprağa dikkatle baktıktan sonra tekrardan toprağı mezarın üstüne dağıttı.

“Onların öfkesi benim denizimde bir damla bile etmez”

“Öyle tabii abi ama tedbirli olmak lazım.”

Falçata cebinden çıkardığı sigarayı dudaklarına götürdü. Çakmağıyla yakıp derin bir nefes çekmişti içine.

“Abi babayı defnettik ne olur git biraz uyu gözlerinin içi kıpkırmızı.”

Falçata yaktığı sigaradan derin bir nefes alıp yukarıya doğru üfledi.

“Bundan sonra bize uyku yok zaten aslanım, o yüzden alışmam lazım.”

“Abi kendini düşünmüyorsun ama bizi düşün, sana bir şey olsa karışır burası. Kaç kurt bekliyor senin düşmeni bide biliyorsun akrep belası var başımızda.”
İşte bu Falçata’nın canını sıkıyordu, izini bilmediği bir adamı bulamamak neyle savaştığını bilememek onun elini kolunu bağlıyordu.

“O akrep olarak kendine ad takan pezevenki bulduğumda bu kez ben onun yüzüne bir falçata izi bırakacağım.”

Bir yumruğunu sanki onu boğmak ister gibi sıkmıştı. Ferit ise ayın sonunda neler olacağanı bilmediği için tedirgindi.

“Abi ayın sonu geldi semt huzursuz, yine bir kurban verilecek diye.”

“Biliyorum aslanım bundan sonra bu mesele ile daha derin bir şekilde ilgileneceğim. Baba bu adamın peşine düşmemi istemedi ama artık olay çığrından çıktı.”

Biten sigarasını kenara atan Falçata arkasından gelen ayak sesleri ile başını oraya çevirdi.
Gelen bir topluluktu, bir çoğunun yüzünde öfke vardı. Falçata derin bir nefes aldı tabii ki de bunun kimin plandığını biliyordu. Falçata’nın tehdit içeren yeşil gözleri Ferit’e değdi.

“O kardeşini sikeceğim az kaldı.”

Ferit anında başını yere indirmişti. Falçata ise ellerin cebine sokup tam kalabalığın önünde durmuştu.

“Falçata nasıl babanın ölümünü bizden saklarsın ?”

Konuşan Mehmet denilen bir çocuktu, onun sözleri ile beraber kalabalıkta sesini yükseltmeye başlamıştı. Hepsi bir ağızdan Falçata'ya öfkesini kusuyordu.

“Babanın ölümü ile semti sahiplenmek mi istiyorsun?”

Bu kez bu sözler kalabalığın en arkasındaki adamdan gelmişti. Ama Falçata’nın dudaklarından tek bir kelime çıkmıyordu. Karşılarında bir duvar gibi bekliyordu. Bu da aslında babasına karşı saygıydı, onun mezarının önünde kimse ile tartışmayacaktı ama onun susmasından cesaret alan topluluk daha çok üstüne gidiyordu.

“Siktirin gidin canınızı sıkmayalım.”

Ferit ise adama yapılan bu saygısızlığa sessiz kalamamıştı.

“Ne öyle değil mi?Baksana semtin yarısını ne olduğunu bilmediğimiz bir orospu...”

Falçata bir anda  Mehmet denilen adamın boğazına yapıştığında hiç acımadan elleri ile boğazını parçalamıştı, onun bu hareketi ile  ortamda derin bir sessizlik oluştu. Yapılan ne kadar vahşet gibi görünse de Falçata aslında en büyük raconu kesmişti. Falçata da önce boğazı parçalanıp beton zemine düşen adama baktı sonra zehir gözleri kalabalıkta gezindi. Biraz önce bülbül gibi öten kalabalık artık yoktu. Bir çoğu korkudan arkaya doğru ilerlemeye başlamıştı. Çünkü biliyorlardı uyuyan devi uyandırmışlardı.

“Bir kişi daha tek bir kişi daha babamın lafının üstüne laf söylesin bak burada babanın mezarının önünde yemin ediyorum bu semti yakarım hem de içinde sizinle beraber benim sabrımı zorlamayın hepinizi siker atarım!”

Öndeki öfkeli kalabağın hepsi başını adama doğru eğmişti. En sonunda adam kalabalığın ortasından geçtiğinde hepsi yer vermek için önünden çekilmişti. Arabaya binecekken son emrini Ferit’e verdi.

“O kızı bana getiriyorsun.”

Bölüm nasıldı?

Falçata karakterini beğendiğiniz mi?


Instagram adresim :gamzeispaha

FALÇATA  /KARA SEMT(+18)  (TAMAMLANDI) Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang