"Abi annesi ile babası kavga etti sonra annesi Çağtay'ı da alıp Izmir'e gitti " demiştim. telefon kulübesinde gizlice konuşuyordum hep.

"Kuzum biliyorsun senin için çalışıyorum" demişti beni seven tek insan. "Onlar sana vuruyor mu yine?" Diye sormuştu bana

"Hayır. Vursada artık acımıyor ki. Sen beni kurtaracaksın ben biliyorum" demiştim yalandı üzülmesin diye öyle diyordum. Birkaç
Dakika ses gelmemişti. " abicim benim dersim var haftaya yine ara tamam mı?" Demişti. Ağlıyordu benimle hep konuştuğu gibi.

"Tamam ağlama ama tamam mı,  ben iyiyim" diyip kapatmıştım.

Acaba şu an ne yapıyordu. Ben aramamıştım iki haftadan beri muhtemelen beni merak ediyordur. Yada kaçtığımı duymuştur. Bana hak da vermiştir beni ziyarete geldiğinde 18 yaşındaydım vücudumdaki morlukları gördüğünde delirmişti. Ahmet ve Umut'un üzerine yürümüştü. Onu arayıp haber vermeliydim en azından iyi olduğumu bilmeye hakkı vardı.

♡♡♡♡

"Günaydın Mısra" dedi Poyraz gülerekaynı grup taplanmıştı. Bunlar yapışık üçüzlerdi sanırım.  İlk onların varlığını algılamaya çalıştım daha sonra merdivenleri aheste aheste inip yanlarına doğru yürüdüm.

"Günaydın, ne zaman geldiniz?" Dedim gözlerimi Deniz ve Poyraz'da gezdirerek. "On onbeş dakika oluyor yeni geldik" dedi Deniz gülümseyerek.

"Gel "dedi Aras yanını gösterek, ayamamıştım daha gözümü ovalaya ovalaya Aras'ın yanına oturdum.

"Uyuyan güzel de geldiğine göre planı anlatsın Süper zeka arkadaşımız" dedi Poyraz Deniz'i göstererek. Bense gözlerimi kıstım ve koltukta bağdaş kurup kucağıma yastık aldım.

"Adamımız bu " dedi önümüze fotoğrafları attı. Aras yaşlarda genç bir adamdı. Yalan yok bayada yakışıklıydı. Flimlerdeki kötü adamalrda yakışıklı olurdu.

"Kenan Tüncay. Sözleşmeyi ayarlayan avukat." Dedi gözleri beni buldu. "Bu adam bizi merdivenin ikinci basamağına çıkaracak"  adranalin vücuduma yavaş yavaş yüklenmeye başladı.

"Peki ben ne yapacağım?" Diye sordum  Deniz'e bakarak.

"Sen bu Kenan itinden bir isim bir lakap yani bir bilgi almaya çalışacaksın" dedi. "Korkma, biz burnunun dibinde olacağız her zaman" bir yanda fotoğrafa bakıyordum adamın yüzünü ezberlemek için. Poyraz çantadan bir zarf çıkardı ve bana uzattı. Zarfı açtığımda içinde bir kart vardı ve üzerinde benim fotoğrafım vardı. Başka isim başka doğum yeri ama benim fotoğrafım.

"Ceylan Acar. Avukatsın oraya bir iş bağlamaya geldin. Sorursa gizli bir iş hatta adamın kim olduğunu bile söyleyemezsiz iş gizliliği" dedi tüm ciddiyetle fotoğrafa bir kez daha baktığımda Aras elimden fotoğrafı çekim masaya koydu.

"Gerizekalı mısın? Baktın işte niye on kere bakıyorsun" Dedi . Kaşlarım çatıp dudaklarımı araladım "Sanane be Allah allah çattık!"

"HER neyse! Sen bu adamla sohbet et ne bileyim yakınlaş-" dedi Deniz sözü keserek Aras girdi.

"Tabi sınır çerçevesinde" dedi sigarasını yaktı. Yutkundum, bir adamı konuşturmaya çalışacaktım. Bu Ahmet'in sakladığı paralarımı ona terlik atarak konuştirmaya çalışmama benzemeyecekti.

"Sonra odaya çıkın- " dedi Deniz yine ve yine Aras araya girdi. İnsanların sözünü kesmeyi ne kadar seviyordu.

"Yok ebesinin amı! Oda işi yok, odaya falan çıkmayacak." Dedi ayağa kalktı tişörtünü aşağı çekiştirdi gözlerimi kısıp Aras'a döndüm. "Küfür etme be !" Dedim çemkirir gibi

Küçük Kadınım Where stories live. Discover now