G.U|BÖLÜM 16

6.9K 272 20
                                    

Yazarken heyecandan oturup oturup kalktım. İyi okumalar ...

Sena kendini geriye doğru çekip oturduğu yerden kalktı. Leyla'ya baktıktan sonra bana dönüp yutkundu. Gözünden akan bir kaç damla yaşı silerken portmandoya doğru ilerlemeye başladı. Haklıydı bağırsa çağırsa. Hak verir susardım. Öldürüyordum çocukluğunu. Babası yokken benim babama böyle davranmam canını yakıyordu. Hassastı bu konuda çünkü. Yıllarca bana hak verip birden babamın tarafına geçmişti bir gün. Tam geçmek değildi o geçiş hiç bir zaman. Ama ılımlı yaklaşmıştı babama. Bunu babasının yokluğuna vermiştim her zaman. Gözlerini son kez gözlerime kenetlerken gözlerime bakarak öldürdü parıltıları. Son damlaydı belkide gözünden dökülen yaş. Benden çektiği bakışlarını Leyla'ya çevirip gözündeki yaşı sildi.

"Geliyor musun Leyla ?" Leyla başıyla onaylarken bana bakıp yerinden kalktı. Sorun neydi biliyor musunuz ? Ben onlara canım derken hiçbir zaman onlara birbirleri kadar yakın olamamışrım. Sonradan gruba katılan ve ilk feda edilecek kişi her zaman bendim.  Aklımdan türlü anları ve düşünceleri geçirirken giden arkadaşlarıma bakıyordum. Ne bekliyordum ki kalmasını mı ?

Vücudumu Utku'ya çevirirken çarpılan kapının sesini duydum. Kapıla eş zamanlı olarak gözümden tek bir damla düştü. Biliyorum anlamıyorsunuz neden ağladığımı. Ve yine biliyorum ne oluyor diye  geçiriyorsunuz içinizden. Anlatayım. 

Sena ile tanıştığımızda çok küçüktük. 4 yaşında ya var ya yoktum o zamanlar ki bende bile yok gibi o anlar. Eskiye ait bir kaç kareden anlamadım tabiki şimdiki anlatacaklarımı. Çok severmiş babam o zamanlar beni. Yan komşumuzmuş Senalar. O yıl taşınmışlar. Biz oynarken elinde ayıcıkla babam çıkagelmiş. Ağlamış Sena. Çocuk kalbi dayanamaz ya. Tutmuşum elinden götürmüşüm babamın yanına . 'Senin de baban olsun. Baksana kocaman kolları ikimiz de sığarız kollarına demişim.' Bir bakıma öyle de olmuş. Babamla aramdaki bağların koptuğu doğum günümden 2 gün sonra babam Sena'ya bir bebek veriyordu. Hala hafızam da o görüntüler. Sena babama sarılırken ben adım attığımda babam Sena'yı kucağına alıp bahçeye çıkmıştı. Açılan bebeğin paketini alıp kutunun üzerindeki resmi kesmiştim. Ve başucuma yapıştırmıştım. Neyi hedeflediğimi hala çözebilmiş değilim. Belkide unutma demişimdir kendime. Biz 6 yaşındayken gitmişlerdi Senalar. Nedenini bilmiyordum ama gitmişlerdi. Ruhuma ilk zarar veren oydu. Babamdan zorla kaçıp okula geldiğim ilk gün yeniden tanışmıştık Sena ile. Sonradan anladık tabi birbirimizi bulduğumuzu. Leyla ile ilkokul üçten beri arkadaşlarmış . Onu öğrenmiştim. Bende girivermiştim gruplarına. Girivermiştim dememe bakmayın gruba girmek kalbe girmek kadar zor değil. En ufak olayda dışlanılan ve vazgeçilen olmak sizi her zaman yıkar. 

Utku'ya tebessüm edip soğuyan kahvemi tekrar elime aldım. 

"Neden gitti Batuhan'lar biliyor musun?"

Elinde ki fincanın etrafında parmağını gezdirdikten sonra göz teması kurdu. Aldığı derin nefes yok saymaya çalıştığım kalp ağrımı gün yüzüne çıkarırken gözlerindeki meçhul ifadenin tek yararı korkumu arttırmasıydı. Ne olmuş olabilirdi ki ?

"Alt katta koridorun sağ tarafındaki 2.oda misafir odası. İlk çekmecede kadınlar için 2. çekmecede erkekler için pijama, iç çamaşırı ,diş fırçası gibi şeyler var. İyi geceler."

"İyi geceler yenge ."

Başımı sallayıp fincanları mutfağa götürdüm Mutfaktaki dağınıklığı gelişigüzel toparlayıp odaya geçtim. Odanın kapısını kilitleyip üzerimdeki elbiseyi yere attım. İç çamaşırlarımla kalmışken banyoya doğru ilerleyip suyu ayarladım. Kıyafetlerimi hazırlamamın hemen ardından ne zamandır orda olduğunu bilmediğim telefonumun ekranı parladı.

Görücü Usulü  ✔Onde histórias criam vida. Descubra agora