2

38.8K 736 8
                                    

Odamın kapısının tıklatılmasından dolayı düşüncelerinden sıyrıldım

"Gir!" diyerek arkamı döndüm. Kapıda duran asistanım Eylül'dü. Eylül şirket kurulduğundan beri yanımda çalışıyordu. Ona çoğu şeyi borçluydum.

" Elit hanım bu akşam bir kokteyl düzenlenecek. Onlara katılacağınızı haber vermemi ister misiniz?"

Kokteyl lafını duyunca sırıtarak Eylül'e cevabımı ilettim. Her ne kadar benim sevmediğim, insanların birbirine yakınmış gibi davranması gerektiği bir organizasyondu. Aynı zamanda bütün şirketlerin başları orada olacaktı. Kendimi orada göstermem gerekirdi.

"Evet. Bana yeri e-posta atarsan sevinirim." diyerek işlerime döndüm. Sessizce odadan çıktı. Bense çoktan ne giymem gerektiğini düşünüyordum.

°°°°

Hazırlanmak için şirketten biraz erken çıkmıştım. Eve gittiğimde anahtarımı bir tarafa fırlattım. Direk giyinme odama girip bütün elbiselerimi gözden geçirdim.
En son karar kıldığım elbise lacivert, diz kapaklarımın biraz altında olan, vücudumun hatlarini kusursuz gösteren dar bir elbiseydi. Elbiseyi giyip ayakkabılarımın olduğu dolaba yöneldim.
Elbiseye uygun bir ayakkabı seçtikten sonra dudaklarıma koyu kırmızı, dudaklarımı oldukça dolgun gösteren bir ruj sürdüm. Göz makyajımı da bitirdikten sonra hazırdım. Arabalarımdan birine atlayıp doğruca asistanımın bana mesaj attığı yere yöneldim.
°°°°
Kokteylin yapılacağı yere geldiğimde herkes çoktan gelmişti. Arabamı kapının önünde duran valeye verdim ve içeri geçtim.
İçerde bütün gözler anlamadığım bir nedenden dolayı bendeydi. Gerçi şirketimin kuruluş zamanı diğerlerine göre biraz daha geçti. Yaklaşık 3 yıl kadar önce şirketimiz açılmıştı ancak bu kısa sürede hızlıca her yere yayılmıştı. Yüzüme sahte bir gülümseme kondurduktan sonra herkese başımla selam verdim. Ve içeceklerin olduğu bar masasına yöneldim.
Ve o arada yanıma düşmanım sayabilecegim biri oturdu.
Ediz Parlar.
"Görüşmeyeli uzun zaman oldu değil mi Elit Hanım." bana içten olmayan bir gülümseme gönderdi. Yalnızca benden 4 yaş büyüktü. Şirketlerimiz kıyasıya bir mücadele içindeydi. Benim şirketim onunkinden yaklaşık 1 yıl sonra açılmıştı ancak sattığımız ürünler, sahip olduğumuz yerler sayesinde onların şirketinin arasini kapatmıştık. Galiba kıskanıyordu.
"Ya evet öyle oldu Ediz Bey." diyerek kısa bir cevap verdim. Artık yalnız kalmak istiyordum.
İnsanlarla iletişimim hiç bir zaman iyi değildi ve sanki insanlar inadına salakça konuşmalar yapıyorlardı.

Ancak Ediz Bey gitmek bilmiyordu. içkimi ağzıma götürürken yan gözle Ediz Beye baktığımda bana bakıyordu. Gülümseyerek içkimden bir yudum aldım. Hmmm... içkinin boğazımdan akarkenki verdiği hissi seviyordum. Boğazımı yakmıştı ancak bu hoşuma gitmişti.

"Hiç yanınıza gelen bir kişiyle kouşmaz mısınız Elit Hanım." gerçekten artık sıkılmaya başlamıştım.

"Sizinle konuşmak zorunda olduğumu sanmıyorum Ediz Bey." diyerek karşımdaki mavi gözlere gözlerimi diktim. Gözleri gerçekten harikaydı. Fotoğraflarından da harika..

"Er ya da geç nezaket kurallarını öğrenmeniz gerek Elit Hanım. Sonuçta artık bir CEO' sunuz. İnsanlarla bir sürü iletişim kurmanız gerekecek." işte en sinirlendiğim konuya gelinmişti. işimle ilgili yorum yapmaları, eleştirmeleri.

"size işimle ilgili bir şey sorduğumu hatırlamıyorum Ediz Bey" diyerek masadan kalktım. "Ve ayrıca hayatımda asla gereksiz insanlarla iletişim kurmam." diyerek başka bir masaya yöneldim.

PATRONWhere stories live. Discover now