Ben herşeyi arkamda bırakacak kadar güçlü birimiyim bilmiyorum ama yapmak zorundaydım .Ben artık yeni bir sayfa açtım kendime dört gün önce o evden kaçarak. Bunu yapmak zorundaydım yaşamak için. Ben açtığım yeni sayfaya ilk kelimemi yazdım.

ARAS

Belkide dayanacağım oydu, belkide benim kurtuluşum oydu. Tanımadığı bir kadına yardım edecek kadar naif bir kalbi olan bu adam benim belkide geleceğimin mimarı olmuştu. Neden bu kadar Aras'a güveniyorum bilmiyorum sadece güvenmeliymiş gibi geliyordu. O beni korur gibi geliyordu.

"Çağıralım kendi anlatsın o zaman abi" dedi Deniz sesini yükselterek . Neden bu kadar önemsiyorlar ki beni anlamıyorum en fazla bir ya da iki hafta sonra gideceğim burdan belkide görüşmeyeceğiz, lütfen beni çağırmayın çağırırsanız anlatmak zorunda kalır, ama ben bunları anlatamazdım ki.

"Niye zorluyorsun amına koyayım. Kız morluk diyince nasıl kaçtı görmediniz mi !" Dedi Aras bağırarak.

"Ama abi-" dedi Poyraz merakla. Aras sandalyeden gürültülü bir şekilde kalktı "Çıkın evden, hadi. Yürü" Dedi otoriter bir şekilde gözlerim kocaman açıldı bir insan nasıl bu kadar rahat bir şekilde insan kovarbilirdi.

Onlara görünmeden odaya doğru yürüdüm. İçeriye girip kapıyı kapattım. Ama hala sesleri geliyordu aşağıdan

"Siktirin lan!" Dedi Aras bağırarak tekrar. Sesi yüksek değildi ama metalik ve soğuktu."Tamam Abi akşam yine uğrarız biz, kalk Poyraz" dedi Deniz, Poyraz'dan ses gelmemişti kapının kapanma sesi ile gittiklerini anlamıştım.

Yatağın karşısındaki koltuğa oturduğumda gözlerim bacağımdaki morluklara kaymıştı. Ben ağlamak istemiyordum ki ama yinede ağlıyordum. Ben ağladığım zaman Akın'la konuşurdum ona derdimi anlatırdım o da bana motive konuşması yapmaya çalışırdı.

O bile yoktu yanımda. Tanıdığım kimse yoktu. Sadece yabancı bir adam vardı.

"Mısra..." dedi yumuşacık bir sesle Aras. Hızlı elimin tersi ile yüzümü sildim ve gardolabın yanına gittim.
"Odadayım" dedim sesimi ayarlayarak bir iki dakika göz göze gelmezsek ağladığımı anlamzdı.
"Giriyorum" dedi yumuşacık olan sesi ile yine tekrar.

"Gel, gel" dedim nefes alıp verdim bir kaç kez yüzümün kızarıklığı geçsin diye. "Mutfaktasın sanıyordum " dedi yatağın karşısındaki koltuğa oturarak. Elindeki telefon çalınca yönümü ona döndüm.

"Efendim Arif" dedi yaklaşık on saniye karşıdaki adamı dinledi. "BU NE DEMEK!" Diye bağırdı aniden olduğum yerden korku ile sıçrarken gözlerim kocaman açık bir şekilde onu izliyordum."Ne demek senetler yok seni! Sana ben bunca parayı niye veriyorum Arif!" Dedi içerde Aras mekik dokuyordu. Durum ciddi olmalıydı bu kadar sinirlendiğine göre diye düşündüm.

"Sikerim sizin yaptığınız işi! " dedi ve telefonu kapattı. Saniyeler içinde tekrar kulağına götürdü telefonu. "Duydum Poyraz!... akşam Deniz'i de al buraya gel! Aslı' yı da ara ilk uçakta gelsin!" Dedi ve karşı tarafı dinlemeden telefonu kapattı.

"Bir sorun mu var?" Dedim yeşil gözleri sinirden alev atıyordu. Eli ile çenesini sıvazladı. "Yok... Halledilmeyecek bir şey değil... gel" dedi bileklerimden tuttu ve beni kendinle beraber yatağın köşesine oturttu.

Küçük Kadınım Where stories live. Discover now