DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

187 9 0
                                    

Derin,
arabanın kapısını açtı ve ön koltuğa oturdu..
Baranda yanındaki şöfor koltuğuna yerleştikten sonra;
-Önce yemek yiyelim ben çok açım sonra da arabanı almaya gideriz.
'Sesi düz çıkıyordu.istediğini alan bir tonda söylemişti'.
"Ben aç falan değilim bir an önce arabamı alıp geri dönmem lazım size yeni projedeki ufak sorunları anlatmalıyım."
-Bana anlatman gerekse yemek yerken de anlatabileceğini düşünüyorum"diyerek arabayı çalıştırdı.
Derin tıpkı çocuk gibi yanaklarını şişirip Uff peki tamam diye söylendi.
-Çok güzel bir restaurant biliyorum arkadaşımındır çok da güzel yemekleri vardır üzülme bu kadar.
"Sizinle aramızda dedikodu çıkmasından korkuyorum iş çıkışı evime yollardınız olur biterdi Baran bey."
Baran dünden beri bu cadıyı görmek için çıldırıyordu şimdi bulmuşken bırakamazdı.
-Merak etme, İzmir ihalesi için toplantı yapmamız gerek o yüzden çıktık diye biliyorlar.
"Acaba kapıyı açıp kendimi atsam intihar etmiş olur muyum? offf offff!!
-Baran kahkaha attı.
Derin sessizce adamı izliyordu. Baranı gülerken görmüştü ama böyle kahkaha atarken değil. Dişleri inci gibiydi.Böyle güldüğünü bilse hep onu güldürürdü.
Baran arabasını park ettikten sonra arabadan indi. Yanında ki kızın yüzündeydi gözleri tam o sırada birşey oldu .
"Karşıdan gelen arabada bir gariplik sezdi.adamlardan ikisinde silah vardı ve hedef direk Derindi.Çok hızlı bir şekilde Derini kendisine çekti. Silah patladı ateş sesleri....
Adamların amacı göz korkutmaktı belli ki. iki el ateş edip arabayı yavaşlatmadan basıp gittiler.
-Derin iyimisin? "Soran gözlerle Derine bakıyordu."
Derin adamın suratına bakıyordu. sadece bakıyordu.
Baran biraz daha sarstı fakat o an anlamıştı Derin vurulmuştu.
Kucağına kanlar içinde yığılan Derin'i arabanın içine yatırdı. Telefonundan Burak yazısına bastı ve ..
-Burak benim eve hemen şirketin doktorunu yolla Ameliyat gerekebilir ona göre hazırlıklı gelsin bu arada mesaj atacağım plakadakileri bul depoya kaldır..
"Peki abi".Lafını duyduktan sonra telefonu kapattı.
Neredeyse yarım saatlik yolu on dakikada gelmişti.
Abisinin evine gitmedi çünkü annesine ne açıklama yapacağını bilmiyordu bu yüzden kendi evine getirdi.
Kucağına aldığı kız okadar hafifti ki sanki ufak bir kız çocuğunu taşıyordu.
Kapıyı açtıktan sonra salondaki geniş koltuğa kızı yatırdı.
Şirketin doktoru Ahmet bey,Burakla birlikte gelmişti.
Derinin çok kan kaybettiğini söylüyor bir yandan da stabil olmayan ortamda ne kadar zorlansada Derinin sol omzundaki kurşunu çıkarmaya çalışıyordu.
Baran hayatında ilk defa bu kadar korkmuştu. Derini çok geç bulmuştu erken kaybedemezdi.
-Allah'ım lütfen ona birşey olmasın lütfen...
Aradan geçen az bir zamandan sonra doktor kurşunu çıkardı,Kalbini beş santim sıyırması mucizeydi.
Bu arada baran deli gibi bir oraya bir buraya dönüp duruyordu. "Kim Yapabilir Kim o kızın suçu ne diye söyleniyordu."
Burak, Baranı durdurdu ve ;
abi ben plakayı bizim çocuklara arattım üç adam varmış arabada hepsini depoya kaldırdılar şimdi sakin ol sıra onlarada gelicek merak etme.
-Burak nasıl sakin olayım az daha ölüyordu.Delirtme beniii.

Doktor yanlarına gelip, "şimdilik kurşunu çıkardım ama çok kan kaybetmiş yazacağım ilaçları bir hafta kullanması lazım ufak bir sorunda hemen hastaneye getirmenizi öneririm."
"İki günde bir pansuman yapılması gerekiliyor çok dikkatli yapmalısınız çünkü dikişlerin açılmaması lazım. "
-Peki Ahmet bey ben en ufak bir sıkıntıda size getireceğim bu arada herşey için teşekkürler. Dedikten sonra adamı yolladı.
-Burak sende doktorun yazdıklarını al bi zahmet.
-Tamam abi sen merak etme yazanları alıp kapıcıya veririm ordanda şirkete bi bakarım yokluğunu aratmam.
-Saol burak aman kimseye birşey belli etme. dedikten sonra Kapıyı kapatıp,koltukta melek gibi uyuyan Derinin yanına gitti. kendi odasından yastık ve pike alıp. Yastığı kızın başının altına koydu.
Derinin elbisesini çıkarması gerekiyordu elbise çok dardı ve dikişleri için korkuyordu kızın elbisesinin fermuarı yandaydı ve askılarıda çıt çıt düğmeliydi.
Fermuarını aşağı kaydırdı, askılarının düğmesini açtıktan sonra
elbiseyi yavaşça aşaya çekip çıkardı.
Göğüslerini taşıran siyah dantelli sütyeni ve minicik çamaşırıyla muhteşemdi. Sanki karşısında bir melek yatıyordu fakat o an korumacı yanı daha ağır basıyordu.
Üşümesin diye üzerini örttü ve uyanmasını beklemeye başladı.
Kapıcının verdiği ilaçları sehpanın üzerine bıraktı saat gece yarısına geliyordu.
Derin yattığı yerde hafif kıpırdandı ve gözlerini araladı.
***
Neredeyim?.. öldüm mü acaba ? Başım çok ağrıyordu.
"Gözlerimi hafif araladım ve karşımda Yeşil bir çift göz bana bakıyordu."
Gözlerimin büyümesine engel olamadım..
olamaz vurulmuştum bunu canımın acısından anlıyordum.
hayal meyal hatırlıyordum. En son yemek yemeğe gidiyorduk.
"Ba..raa..n ?
Sesiii çok kısık çıkıyordu..
-Efendim Canım birşey mi oldu ? Birşey mi istiyorsun ? Baranın Sesi sıcacıktı..Gülümsüyordu.ve Elimi tuttu.
Sonra;
"Canım mı demişti? Aklım duracaktı. Canımıydım Sahiden..
çok halsizdim,gözlerim kapanmak üzeredeydi
Aklımda ise Canım kelimesi ve o Yeşil gözler vardı. Gülümsedim..
Gözlerim yine kapan..d.ı...

Bana Öyle BakmaWhere stories live. Discover now