-Ölmek-

36.4K 1.3K 441
                                    

Çok uzun bir aradan sonra yeni bölüm.Umarım geç geldiği için kızmamışsınızdır, uzun yazarak telafi etmek istedim.Keyifli okumalar dilerim...

------

Zoe’den…

Yanı başınızda masum insanların öldürülmesinden daha kötü ne olabilir diye sorsalardı bana. Hiç şüphesiz cevabı şu ana saklardım.

Ne mi?

O masum insanların arkadaşlarım olması.

Ve öldürülmelerinin tek suçlusu ben olmam.

Korku.

Çaresizlik.

Ve son bir umut vardı içimde, Nick’in gözlerimi kapatmamı söyleyen sesine rağmen.

Ardından gelen patlayan silah sesi ise tüm umudu sinsice alıp götürmüştü.

---

Zaman durdu gibi geldi.

Gözlerimi açmak istedim, yapamadım. Bunu yapacak cesaretim yoktu çünkü.

Yapmak istediğim tek şey onlara öfkelenip, o siktiğimin öfkesini bi yerden bulup, her yeri dağıtmaktı.

Her şeyi.

Ama öfkelendiğim tek kişi kendimden başkası değildi.

Hepsi benim suçumdu, benim yüzümdendi.

Sorumsuz, aptalın tekiydim.

Karanlığa rağmen dışarı çıkmayı kabul etmiştim, üstelik gerçek dünyaya.

Bunu yaparken onu, olabilecekleri, yapabileceklerini bir kez olsun aklıma getirmemiştim.

Düşünmeden hareket etmiştim.

Ve şimdi…

Siktiğimin öfkesini asıl hak eden bendim.

Ard arda patlama sesleri duyduğumda yüreğimi yakan acıya katlanmak imkânsızdı.

Yapabildiğim tek şey hıçkırıklarımı yutup boğazım yırtılırcasına bağırmak, çığlık atmaktı. Çığlık atmak ve bir anda üzerime kapanan ve beni götürmeye çalışan çocuğun göğsünü yumruklamak.

Çabalarım boşunaydı çünkü beni zorda olsa götürüyordu.

Silah sesleri az da olsa uzaklaştığında çocuğun artık gevşeyen kollarından kurtulup, gözlerimi açtım.

“Bırak beni!”

Ayağa kalkıp koşmaya hazırlanırken, çocuk bileğimden sertçe yakalayıp beni yerime sabitledi ve kaçmama izin vermedi.

“Nereye gittiğini sanıyorsun?”

“Sana ne! Lanet olsun, sana ne!”

Onu itip tekrar kaçmaya çalıştığımda iki bileğimi de sıkıcı kavrayıp beni duvarın arkasına çekti.

“Nereye kaçabileceğini sanıyorsun? Her yer adam dolu.”

“Kapa çeneni! Be-ben sana güvenmiştim.” Tek elimi ondan kurtarıp gözyaşlarımı sildim. “Sana güvenmiştim!”

“İyi. Artık kimseye güvenmezsin küçük büyücü.”

Küçük büyücü?

“Aptal!”

Ayağına sert bir tekme geçirdiğimde canı yanmış görünmüyordu bu yüzden serbest olan elimle göğsünü yumruklamaya başladım.

“Kandırıkçı!”

İşaretliler AkademisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin