Düşünüldüğü kadar kalabalık bir grup değillerdi aslında. Sadece Seoul Ulusal Lisesi’nde olan Taehyung, Jimin, Jennie, Momo ve Seoul Güzel Sanatlar Lisesi’nden Yoongi, Namjoon ve Hyejin olmak üzere yedi kişilerdi. Namjoon ve Yoongi müzik klübünde beraber ufak tefek şarkılar bestelerken Hyejin de resme olan merakı ve el yatkınlığı sebebiyle resim klübündeydi. Namjoon ve Hyejin lisenin ilk döneminden beri beraberlerdi. Yoongi ve Jimin kadar uzun süre görüşmeme gibi bir sorunları yoktu ancak derslerinin yoğunluğu sebebiyle ikisi de birbirlerine pek vakit ayıramıyorlardı.

Jimin, çilekli ve karamelli pastasının üzerindeki şerbete bulanmış çileği çatalıyla dürterken tek elini çenesinin altına yaslamış, tombul yanağının sıkışarak dudaklarını öne büzmesine sebep olmuştu. Yoongi, gözlerinin şeklinden midir bilinmez keskin olan bakışlarını hemen yanında oturan sevgilisine çevirmiş ve büzülen iri dudaklarını gördüğünde gülümsemişti. Sandalyesini kenarlarındaki yerlerden tutarak ona doğru sürüklemiş, tek elini Jimin’in çenesine koyup başını kendisine çevirmesini sağlamıştı. Jimin, bu masada en yakın dostunun yokluğunu en iyi hisseden kişiydi ve bu yüzden ister istemez onun şimdi acı içinde kıvrandığını düşünerek üzülüyordu.

Yoongi ise tatlı sevgilisinin bu üzgün yüzünü görmeye dayanamıyor olacak ki normalde herkesin içinde yapmaktan pek hoşlanmadığı bir şeyi yaparak oturduğu sandalyede öne eğilmiş ve Jimin’in iri dudaklarına ufak bir öpücük kondurmuştu. Geri çekilirken ise yüzüklerle donattığı kemikli parmaklarını Jimin’in sarı saçlarına yerleştirmiş, kulağının arkasına birkaç tutamı sıkıştırırken onu teselli etmek amacıyla ince dudaklarını kıvırmış ve birkaç kelimeyi döndürmüştü dilinde. “Merak etme, Taehyung iyi olacak.”

“Ah, Yoongi.” Diyerek ortaya atılan Jennie diğer beş kişinin gözlerinin kendisine çevrilmesini sağladığı sırada içtiği kahveyi bardak altlığının üzerine dikkatlice yerleştirip kahveden ötürü nemlenen dudaklarını birbirine bastırıyordu. Yoongi, gri saçlarını gözlerinin önünden çekerek Jennie’ye ne olduğunu sorarcasına baktığı sırada Jimin arkadaşının söylemek üzere olduğu şeyi hemen anlayarak gözlerini iri iri açmıştı. Tam bunu yapmamasını söylemek adına dudakları aralanmıştı ki Jennie çoktan beyaz tenli alfayı öfkelendirecek ismi dudaklarından kaçırmıştı bile. “Jeon Jungkook, hatırlıyorsun değil mi onu?”

Yoongi kısık gözlerini işittiği isim ile birlikte devirmiş ve rahat bir tavırla kahvesinden bir yudum almıştı. “Şu öfkesini doğru düzgün kontrol etmeyi şu yaşına dek öğrenmeyi becerememiş olan ve yedi yaşındaki bir çocuktan farksız basketbol oynayan alfa mı? Evet, ne yazık ki hatırlıyorum.” Diyerek belki de kurabileceği en uzun cümleyi kurduğunda Jimin dudaklarını birbirine bastırarak saçlarını gergince gözlerinin önünden çekmişti. “Neden sordun, sizinle falan uğraşmıyor değil mi o it?”

“Hayır, hayır sadece sanırım bilmen gereken bir şey var, onun hakkında. “

“Onun hakkında bilmem gereken bir şey olduğunu sanmıyorum ama neyse, söyle.”

“Jennie, sussana kızım bunu Taehyung kendisi söylese daha iyi olur.” Momo, ortamdaki aniden oluşan gerginliği fark ederek yanında oturan Jennie’nin koluna dirseğini geçirmiş ve dürtmüştü genç kızı. Yoongi ise iyi işiten kulakları sebebiyle Momo’nun kısık sesini duymuş ve Taehyung’un isminin geçtiğini fark ettiğinde kaşlarını daha fazla çatmıştı. “Aptal mısın? Taehyung maçta alık alık Jungkook’a bakarken mi fark etsin istiyorsun?”

“Ne sikim dönüyor?”

“Taehyung, Jungkook’a aşık.”

Momo’yu dinlemeden ve Jimin’in katil bakışlarına bir defa dönüp bakmadan konuşan Jennie ile birlikte masanın diğer ucundaki Namjoon ve Hyejin ikilisi de gözlerini irice açmış ve duydukları cümleyi sindirmeye çalışmışlardı. Bunca zamandır kendisinin nefret ettiği adama aşık olduğunu duyduğu Taehyung’a karşı şaşırmadan edemeyen Yoongi ise aralık kalan dudakları ile birlikte yalnızca Jennie’ye bakıyordu. Jennie ise kendileri bu konuyu biliyorsa Yoongi ve diğerlerinin de bilmeye hakkı olduğunu düşünüyordu. Bunu maçtan sonra öğrenmelerindense şimdi öğrenmelerinin daha iyi olacağını düşünüyordu.

idny.Where stories live. Discover now