16|AİLE

21.7K 1.1K 193
                                    

Merhaba. Nasılsınız?

Bu kitap kadar hem yazmak istediğim hem de beni tereddüte düşüren başka kurgum var mı acaba...

Biraz bölüm biriktirdim ndjskfkd
🔥gelecek bölümler🔥

Neyse oy ve satır içi yorumlarınızı bırakmayı unutmayın ❣

Keyifle okuyun 🥰

🌌

Salona geçen Barış, çocuğa bakmak için bakışlarını etrafta dolaştırdı. Umut’un dün burada kaldığını biliyordu ama bunu bilmese bile tahmin edebilirdi çünkü kıyıya köşeye saçılan oyuncaklar evde bir çocuğun var olduğunu kanıtlıyordu. Çocuğun ayakucuna oturan Debina’yı  fark etmesiyle ağır adımlarla oraya doğru ilerledi. Ağlamaları kesilmiş gibi duruyordu ama ara sıra hıçkırması, hala az önceki durumun etkisi altında olduğunu gösteriyordu.

Küçük bir çocuktu ve her şeyden habersizdi. Talihsizdi. Neredeyse üç yaşında olmasına rağmen babasını doğru dürüst tanımıyordu. Adam akıllı bir zaman da geçirememişlerdi.

Son zamanlarda olanlar, çocuğun tek varlığı olan annesini de çıkmaza sürüklemişti.

Barış suçlu hissediyordu kendini. Küçük bir çocuğun elinden neredeyse tüm varlığını almış sayılırlardı ve görünüşe göre Arzu’yu da çok kötü hale getirmişlerdi. Yine de bu kadar tepki vermesini beklememişti.

Acaba kadın kendini mi suçluyor, diye aklından geçirdi Barış.

Düşünceleri beyninde yankı yaparken ağır bir hareketle koltuktaki ikilinin yanına doğru yürüdü. Umut’un hala kısık sesli “Anne!” diye söylenmelerine Debina “Uyuyor hayatım.” diyerek yanıt veriyordu. Barış bir şey demeden yanlarına çökerken her şeyin üst üste gelmesi daha da canını sıkmıştı.

Dün gelen haberlere göre Mert’in bir fotoğrafının, büyük uyuşturucu satıcılarından birinin eline düştüğünü öğrenmişlerdi. Her yerde gece gündüz demeden onu arıyorlardı ve bunlara kafa yorarlarken bir anda Arzu’nun bu kadar yıkılması her şeyi daha da bok etmişti.

“İyi mi?” diye sorduğunu duydu Debina’nın.

Barış, yaşlı kadının kimi sorduğunu bildiğinden “Sanırım…” diye cevapladı keyifsiz bir şekilde. Debina ağzını açıp bir şey daha söyleyeceği sırada ağlamaktan sesi kısılan çocuk bu sefer “Çiş!” dedi. Debina’yla Barış ağzı açık bir şekilde birbirlerine bakarlarken ne yapacaklarını bilemiyor gibiydiler.

Bir çocuğa tuvalet yaptırmasını nereden bilebilirlerdi ki?

“Sen yaptır.” dedi Barış kaşları çatılmış bir şekilde.

Yaşlı kadın bir çocuğa bir de Barış’a bakarken kendinden emin olamıyordu. Yaptırabilir miydi? “Çiş!” diyen çocuğun sesiyle oturduğu yerden kalkarken hareketleri tutukluydu. Umut az önceki olayı unutmuş, çişinin derdine düştüğünden, iki adamdan da yardım almadan koltuktan inerken sadece eliyle destek almıştı. Hiç yabancılık çekmeden Debina’nın elini kavrarken hızlı hızlı adımlar atıyordu.

Barış cebinden telefonu çıkartıp uzun zamandır kayıtlı olan ama daha önce hiç arama gereği duymadığı ismi bulup ekranı yana kaydırdı. Telefonu kulağına yaslarken sırtını da koltuğa dayayıp bir bacağını diğerinin üzerine attı. Telefon üçüncü çalışta açılırken hattın diğer ucundan gelen hışırtılı seslerin kesilmesini bekledi.

“Efendim.” diyen Engin’in sesinde sorgulayıcı bir ton vardı. Numara kayıtlı olmadığından arayanın bir müvekkili olduğunu düşünmüştü çünkü genelde hep öyle olurdu.

CİVANMERT (ASKIDA)Where stories live. Discover now