"Sizin eve ilk geldiğimiz zamanlar ileride Wooyoung ile sevgili olacaksın deseler güler geçerdim."

Wooyoung hafif bir tebessüm ederken Yeosang da gülümsemişti. Okula kadar el ele gittiklerinde bahçede iki genci fark edenler hemen siper almışmışlardı.

"Oha! Wooyoung eşcinsel miydi!?"

"Onu geç Yeosang mı eşcinseldi asıl?"

"kesin bu wooyoung bunun için ailesi istemiyo bunu"

Ve daha neler neler saydıklarında ikisi de umursamamaya çalışıyordu ama karşılarına çıkan mingi ve yunho ile oldukları yerde durdular.

"OOOO hayırlı olsun wooyoung. Ailenden göremediğin ilgiyi Yeosang'da mı arıyorsun? yazık sana."

Wooyoung haftalardır yapılanların hıncını almak ister gibi tüm kuvvetiyle mingi'nin suratına yumruğunu indirdiğinde etraftakiler korkuyla çığlık atmıştı. Wooyoung mingi'ye vurmaya devam ederken yeosang wooyoung'u ayırmaya çalışanlara engel oluyordu. Biliyordu her gece yapılan hakaretler dayanamayarak ağladığını. Biliyordu sevdiğinin canının nasıl yandığını...

"Wooyoung. Yeter tamam."

Yeosang wooyoung'un kolundan tutup kaldırdığında Mingi'nin yüzü kandan görünmüyordu. yunho onu kaldırıp lavaboya götürürken yeosang Wooyoung'a sarılmış ve sakinleşmesini beklemişti.

"Ben her zaman yanındayım sevgilim. Seni seviyorum."

...

"Siz ne dediğizin farkında mısınız bayan song? Böyle bir şey mümkün olamaz."

Bayan song telefonundaki resimleri bayan jung'a gösterdiğinde başından aşağıya kaynar sular döküldüğünü hissetmişti. Birtanecik oğlu eşcinseldi ve sevgilisi vardı. Hemde hizmetlisinin oğluydu.

Bayan jung sinirle oturduğu yerden kalkıp evine gittiğinde ilk olarak sun mi ile görüşmüştü.

"Sun mi. En yakın zamanda oğlunu da alıp defol git."

"Neden efendim? bir kusur mu işledik?"

"Sen değil ama oğlun en büyük kusuru işledi sun mi!? Kore'yi terk edin. Ben size ayarlayacağım her şeyi. Yeter ki oğlunu götür buradan."

Sun mi kabul ettiğinde Bayan jung hızla wooyoung'un odasına çıkmıştı. Odaya bir anda girdiğinde gördüğü manzara karşısında nutku tutulmuştu.

"WOOYOUNG!! SEN... SİZ NE YAPIYORSUNUZ!?"

Wooyoung oturduğu yerden ayağa kalkarken yeosang da üstünü başını düzeltip kalkmıştı. Bayan Jung gözlerinden ateş püskürtmek üzereyken, Wooyoung Yeosang için endişelenmeye başlamıştı.

"Anne. Sana her şeyi an-"

"Hemen bu işi burada hallet wooyoung. Her şey buraya kadardı."

Wooyoung'un gözleri dolarken Yeosang çoktan akıtmıştı incilerinden yaşları.

"Hayır anne! ben onu çok seviyorum! asla ayrılmayacağım.!"

Bayan jung sinirle burnundan solarken Wooyoung'da olan bakışlarını hemen arkasındaki yeosang'a çevirdi.

"Sen ayrılmazsan ben sizi ayırmasını bilirim! "

Wooyoung daha da üzülürken bir yandan da sinirleniyordu.

"ANNE!!"

wooyoung ile bayan jung arasında birkaç dakika sessiz bir bakışma geçerken yeosang bir şey yapması gerektiğini fark ederek aralarına girmişti.

"Bayan jung. Bu bizim hayatımız, bizim kararlarımız! Ne yani oğlunuz bana, bir erkeğe aşık olduğu için onu hor mu göreceksiniz!! Aşkın, sevginin illa karşı cinsimize mi olması gerekiyor!!  Tabi siz sadece kendinizi düşündüğünüzden oğlunuzun ne halde olduğundan bir habersiz!..."

Bayan jung yeosang'a tam tokat atacağı anda wooyoung hızla annesinin elini tutmuş ve sinirle gözlerine bakmıştı.

"Sakın deneme anne!!"

Bayan jung gözünden bir damla yaş aksa da kolunu hızla çekmiş bir oğluna bir yeosang'a bakarken konuşmuştu.

"İkinizi de mahvedeceğim!!!"

Annesinin bu sözlerinin gerçekliğini o zaman fark etmesede yaşayacağı olaylar ve üzüntülerden net bir şekilde anlayacaktı...

Gerçek olup olmadığını.

...

Umarım beğenirsiniz...

Yorum yapmayı unutmayın.😄

İlk gündende yetmiş küsür görülme ve yirmibeş oy için herkese teşekkür ederim. Beni çok mutlu ettiniz.💕

Kucak dolusu sevgiler. 💕

30.03.21.


✔BULNORİYA🔥 ⇨WOOSAN⇦Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang