25

17.1K 838 291
                                    

Saçlarının arasından geçip giden rüzgâra gülen Eren yanındaki adama döndü. Yüzbaşı da Ufaklığın kendisine baktığını hissetmiş gibi bebeğine dönüp göz kırparak gülümsedi.

Aniden eli ayağına dolaşan Eren, önündeki taşı görmeden takılıp sendelese de hızla kendisini tutan Yüzbaşı ile düşmemeyi başarmıştı.

" Yavrum dikkat etsene."

" Sende öyle gülme o zaman." Kendine engel olmadan kahkaha atınca Eren acıtmayacak şekilde Yüzbaşı'nın omzuna vurduktan sonra yürümeye devam etti.

Kafeye girdikten sonra cam kenarına geçip oturdular ve geriye kalanları beklemeye başladılar.

Yüzbaşı ve Eren kendi aralarında konuşurken Mahir ve Miran geldi. Yüzbaşı kalkıp kardeşlerine sarılırken Eren sadece merhaba demişti. Kendini yığılırcasına sandalyeye atan Miran'a güldü Eren.

" Çok mu yoruldun?"

" Yorulmak da laf mı. Pestilim çıktı." Ufaklık tekrar konuşacağı sırada Emre ve Akın'ın görünce gülümseyerek onların gelmesini beklemişti.

Akın, Yüzbaşı gibi arkadaşlarına sarılırken Emre tedirgin bir şekilde Eren'e bakıyordu. Miran ve Mahir ile ilk defa bir araya gelmişlerdi.

" Hoş geldin Emre." Miraç tanışmaları için ilk adımı atıp gülümsedi. Emre de aynı şekilde gülümseyip konuştu.

" Hoş buldum Miraç. Emre ben." Miran gülümseyerek kalkıp elini uzattı.

" Miran bende." Emre aldığı karşılık ile kocaman gülümseyip ayağa kalkan Mahir'e döndü.

" Mahir."

" Memnun oldum Mahir ve Miran. İsimleriniz ne kadar uyumlu." Miran anı gelen iltifatla yanakları kızarmıştı. Bu durumu belli etmemek içinse başını diğer tarafa çevirdi.

Herkes kendi halinde konuşmaya dalmışken burada tahar olamadıkları için kafeye en yakın olan Miraç'ın evine gitmeye karar vermişlerdi.

Herkes toplanırken Miraç hesabı ödeyip Ufaklığını da alarak arabasına geçti. Bahar havasında olsalar da hala esen hava nedeniyle üşüyen Eren ellerini birbirine sürterek ısınmaya çalıştı.

Onun bu halen gülen Yüzbaşı ısıtıcıyı açıp ısınmasını bekledi.

Herkes Miraç'ın evine geçtikten sonra Eren ve Miraç mutfağa geçip çay hazırlamaya başladı.

" Miraç uzanamıyorum." Kısa boyuyla en üst rafa uzanmaya çalışan Ufaklığının belini tutup kendine yaslandıktan sonra almaya çalıştığı kaseleri tezgaha bıraktı.

Kolları arasında nefes almadan duran bedenin kulağına eğilip fısıldadı.

" Nefes al güzelim." Ufaklık sanki bu komutu bekliyormuş derin bir nefes alıp yüzünü Yüzbaşı'ya döndü. Birbirlerine bakarken Ufaklığın gözleri Yüzbaşı'nın dudaklarına kaymış ve bu sefer ilk adımı atarak yaklaşmıştı.

Kimsenin bu anı bozmasını, araya girmesini istemeyen Ufaklık hızla dudaklarını birleştirip inledi. Bu adam kendisini öldürecekti.

Ufaklığının belindeki eli sıkılaşan Yüzbaşı diğer elini de Eren'in kalçasına koyup baskı uygulayarak isteğini belirtti.

Miraç'ın ne istediğini anlayan Ufaklık ise sırıtıp geri çekildi. Her ne kadar, kendini kalçasını okşayan ele bırakmak istese de şimdi değildi.

" İçeride misafirlerimiz var hayatım."

" Ne dedin sen?" Yüzbaşı'nın anı çıkışına şaşıran Eren hemen dediklerini kontrol etti ancak yalnış bir şey dememişti.

Emanet -GayWhere stories live. Discover now