tek kişilik aşk

80 17 4
                                    


Jisoo'yu orada bırakıp gelmemin üzerinden üç gün geçmişti,sevdiğim kadını harap şekilde görmemin üzerinden üç gün geçmişti ve zaten boktan geçen günlerim zehir olmuştu. İçtiğim su,yiyemediğim yemek ve uyuyamadığım odam beni kabul etmiyor gibime geliyordu. Kendimden iğrenircesine lifi vücuduma daha sert bastırdım. Kızarıklar yerini ufak ufak kanamalara bırakana kadar durmadım,Jisoo'nun hissettiği gibi hissedene kadar durmadım.

Kalbim bir sigara pakediymiş de kalan son sigara içinde unutulmuş gibiydim. O son sigara asla içilmezdi,tek kalırdı. İçilmeye içilmeye de unutulmaya yüz tutar ve herhangi bir çöplükte bulurdu kendini. Ben kendimi sadece Jisoo'da bulmak istiyordum. Ben yıllarca onu arkamda bırakmak istercesine yaşamıştım,ona neler yaptığımı unutmak istemek gibi korkunç şeyler yapmıştım,bunu düşünmem bile beni dünyadaki en kötü insan yapıyordu. Arkamda nasıl bir enkaz bıraktığımı bilerek o uçağa binmiştim. Jisoo ne yapar,eder diye endişelerimi susturunca mutlu olurum zannetmiştim.

"Jennie,iki saattir banyodasın ve ben endişelenmeye başlıyorum. Üç gündür odadan çıkmıyorsun ve benimle konuşmuyorsun. Ben mi bir şey yaptım istemeden?"

Roseanne her gün yaptığı rutin konuşmasını yaparken boğuk sesi kulaklarımda uğulduyordu. Ağlamaktan şişen gözlerimi tek bir saniye bile kapamadan geçen üç gün,Jisoo'yu unuturum korkusuyla geçen 7 yıl.

Küvetten çıkıp üzerimi kuruladım,havlu değen her yerim acıdan yanıyor ve kanıyordu ama bunu çok umursamadım. Üzerimi giyip banyodan çıktığımda endişeli gözlerle bana bakan Roseanne ve yanında çocuk gibi kalan Chaeyoung. Ona başımla bir selam verip yatağın üzerine hiçbir şey olmamış gibi oturdum.

"Sen beni çıldırtmaya mı çalışıyorsun ya! Ne kadar endişelendim haberin var mı? Polisi bile arayacaktım,ne yemek yedin ne başka bir şey yaptın. Derdini söyle güzelim,hadi."

Nemli gözlerim tekrar ıslandığında kafamı yere eğip titreyen sesimle konuşmaya çalıştım.

"Roseanne,Jisoo'yu gördüm. Suratında yaralar vardı,mosmordu her yeri. Saçları yer yer dökülmüştü. Bakmaya doyamadığım güzel bedeni bir kız çocuğu kadar zayıftı. Beni hatırlamadı,ben iğrenç bir insanım."

Sesli şekilde ağlamaya başladığımda hiç tanımadığım Chaeyoung küçük elleriyle beni sarmaladı. Roseanne benim ağlamama dayanamazdı,ondan da bir hıçkırık sesi yükselince içimi çekerek susmaya çalıştım. İnsanlar benim yüzümden zarar görüyordu. Ben kahrolası bir zavallı ve ruhu yaralarla dolan bir fahişeden başka biri değildim. Hastalıklı bir piçtim ayrıca.

"Unnie,lütfen ağlama. Sana sıcak bir çorba yaptım,önce onu iç."

Chaeyoung şefkatli bir anne edasıyla konuştuğunda benden küçük bir kızda anne özlemini aradığımı fark ettim. Sessizce kafamı sallayıp zaten masanın üzerinde olan kaseyi elime aldım. Yumuşayan boğazıma karşın yutkunduğumda gözlerimi kapadım. Jisoo acaba şu an ne yapıyordu? Bir adama bedenini teslim ediyor muydu acaba? Neden saçları dökülmüştü,dövülüyor muydu? Kalbim,hiç olmadığı kadar acı içindeydi ve bıçak izleri açmışcasına kanadığını hissedebiliyordum. Her şeyi mahvetmiştim,hayatımın ağzına sıçmıştım,Jisoo'nun parlayan göz bebeklerini söndürmüştüm,karanlıktan korkan kızımı aydınlıktan mahrum etmiştim.

"Jennie,Chaeyoung Jisoo'yu tanıyan birisiyle arkadaş."

"Ne!"

"Evet,Lisa isimli bir kadın. Jisoo ile beraber zorla çalıştırılıyormuş. Lisa oradan kaçmayı başarmış ve polislere her şeyi anlatmış. Fakat polisler bu duruma müdahele etmiyor,adamlar sürekli kimlik değiştiriyorlar. Lisa ile konuşturursak seni,belki Jisoo ile konuşabilirsin."

Ben,güzel Jisoo'mla konuşabilecek miydim? Ellerini tutup onu ne kadar sevdiğimi ve ona ne kadar aşağılık bir insan olsam da beni affetmesi için yalvarabileceğimi söyleyebilecek miydim? Beni hatırlayacak mıydı,neler yaşamıştı,hayat onu nasıl enkazların altında bırakmıştı? Yanında olmak istiyordum,geç olabilirdi ama hala bir şansımız vardı.

Ya da ben öyle istiyordum.

sen ulaşıldıkça ulaşılmaz olan hasretimsin.


Bu kitabım neden hiç değer görmedi en ufak bir fikrim yok ama en anlamlı kitabım olduğunu söyleyebilirim. Yazmaktan oldukça keyif alıyorum ayrıca,lütfen okuyanlar oy ve yorum bıraksın. Kendinize iyi bakın.
Sevgilerle.

-baeforgi.


sweet little baby in a world full of painWhere stories live. Discover now