30 BÖLÜMDEYİZ!!!! OTUZUNCU BÖLÜM!!! NE ARA GEÇTİ 29 BÖLÜM HEH? ÇOK FAZLA OLAY GERÇEKLEŞMEDİ AMA 29. BÖLÜMDEYİZ?!?!?!??!?!?!! FİZİK KANUNLARI? ATEİSTLER BUNU DA AÇIKLASIN?!?!
😎😎
Arkamdan gelen acı bağırışla korku dolu bakışlarımı oraya çevirdim. Silahını bana doğrultmuş bir güvenlik kalbine atılan kurşunla yere düştü. Kurşunun geldiği yere bakmamla Harry'nin ellerinde tuttuğu iki tabancayla bana ilerlediğini fark ettim.
"Harry!" Koşup ona sarıldığım sırada bir silah sesi daha geldi. Göğsüme giren kurşunla yere düşmeden önce arkama döndüğümde beni vuranın Justin olduğunu görebilmiştim.
"Alice uyan!" Duyduğum bağırışla nefes nefese gözlerimi açtım. Janet yatağın yanında endişeyle bana bakıyordu.
"Siktir." Dedim gördüğüm rüyanın farkına vararak.
"Rüya mı gördün?" Başımı salladım.
"Pekala, birazdan kahvaltı yapılacak. Bay Bieber seni masada göremezse sinirlenebilir."
"Geliyorum." Dediğimde başını sallayıp odadan çıktı. Yatakta diğer tarafa dönüp tüm sabahımın aptalca bir rüya olduğunun kafamda yerleştirmeye çalıştım. Gerçekçi kabuslardan nefret ediyorum.
Biraz sonra yataktan kalktım ve banyoya girip rutinimi gerçekleştirdim. Odaya tekrar döndüğümde komidinin üstünde duran sweatshirt ve taytımı fark edip heyecanla oraya ilerledim. Sweat Harry'nin kokusunu kaybetmiş, yumuşatıcı kokuyordu.
Berbat uyandığım sabah gittikçe kötüleşiyordu.
Tayt ve sweati giyinip saçlarımı topladım ve odadan çıktım. Odanın kapısında bekleyen iki güvenlik arkamdan ilerlemeye başlarken merdivenleri indim. Salona girdiğimde Justin ve adamları koltuklarda oturuyorlardı.
"Günaydın canım." Justin ruh hastası gibi gülümserken olduğum yerde durup ona baktım.
"Oturmayacak mısın?"
"Beni ne zaman bırakacaksın?"
"Canım ne zaman isterse." Sırıtarak konuştuğunda sinirle soluyordum. O kadar aptal görünüyordu ki.
"Harry burayı bulduğunda beni kurtarmakla kalmayacak Justin. Elime bir silah verip seni öldürme şansı da verecek bana. Ama ben deni öldürmeyeceğim. Süründüreceğim."
"Bebeğim, hayal kurman çok güzel ancak abartmasan mı? Böyle çok-" Dedikten sonra durdu ve düşündü. Doğru kelimeyi bulduğunda devam etti. "Acınası duruyor."
"Acınası olan sensin!"
"Sesini kes!" Aniden sinirli halini takındığında dişlerimi sıktım.
"Harry hiçbir sik beceremiyor! Eğer becerebilseydi kadınlar onun yanında kendi iradeleriyle kalırdı ama hiçbir kadın onun gibi bir eziği sevmeyeceği için kaçırıp zorla sevdirmeye çalışıyor. Senin gibi bazı aptallar da ona aşık olup onun egosunu tatmin ediyor!"
"Burada bu insanlara eşya değeri biçip parayla senin yanında kaldıklarını söyleyen ezik sensin! Harry geçmişte hatalar yaptı ancak o düzeliyor, hatalarını telafi etmeye çalışıyor. Sen daha ne kadar hasta ruhlu olduğunu bile kabul edemiyorsun!" Koltuktan kalkıp hırsla bana ilerlediğinde gerileyecekken arkamdaki iki adam kollarımı tutup beni durdurdu.
"Sen benimle nasıl bu şekilde konuşuyorsun?!" Saçımı tuttuğunda acıyla inledim.
"Doğruları söylüyorum. Ne olduğunun farkına var." Tekrar konuştuğumda saçımı arkaya çekip başımı kaldırmamı sağladı.
YOU ARE READING
Avoid [Styles]
Fanfiction"Beni biraz olsun tanısaydın, aşık olmak yerine öldürürdün Alice." - Stockholm Sendromu içerir- 22.12.2020/22.05.2022
![Avoid [Styles]](https://img.wattpad.com/cover/252353777-64-k89339.jpg)