6.BÖLÜM: ZAMANIN KÜLLERİ

417 10 0
                                    

Yeniden merhaba!

6. Bölüm ile geldik ve heyecanlıyız.

Bölüm şarkısı; Zack Hemsey- The Way

Hadi! Bölüme! Geçelim! Oy ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim!

Hadi! Bölüme! Geçelim! Oy ve yorum yapmayı unutmazsanız sevinirim!

Oops! Această imagine nu respectă Ghidul de Conținut. Pentru a continua publicarea, te rugăm să înlături imaginea sau să încarci o altă imagine.

Kin sessizce ilerleyerek gözleri kör etti. Kıyamet kıpırtısız derin uykusundayken bir ağrıyla uyandı. Karşısında birini gördü, bu kin ile ilk kez yüz yüze gelişiydi; korktu. Korku, kıyametin aklına yerleşti. Ardından yaşanacaklar hazırlıklı bir savaştı; kaybetmek ise göz göze bakanlardan birinin, alın yazısıydı.

6.BÖLÜM: ZAMANIN KÜLLERİ

Keskin bir kokunun kucağında gözlerinizi açtığınızda artık dünya siyah beyaz değildir. Bir parçanız farklı bir renge boyandığında aldığınız nefesler artık rahat değil, ürkektir.

Tam o anların içindeydim. Açamadığım gözlerimin titrekliğine eşlik eden yüreğimle, yere yakın bir noktada öylece Güney'in kollarında uzanıyordum. Saniyeler hızla kendilerini bir sonraki sayı için kurban ediyordu, Güney ise aldığı derin nefesleri tam yüzüme vurmasından rahatsız olmadan bekliyordu.

Beklediği her neyse hala bitmemişti. Kolları ağrımıştı, sırtım ise artık bir yüzeye değebilmek için çığlık çığlığaydı.

"Kıpırdanma." Tek kelimesinin tüm harfleri sertti, bu sert ifade bana karşı kullanılmadığı belliydi fakat yine de huzursuzluğumu arttırmıştı. Burnum artık keskinliğiyle acıyı hissettiren kokuyla bütün olmuştu. Midem ise her an acıyla kendini dışarıya çıkaracaktı.

"Sana kıpırdamamanı söylüyorum Yadel!" İsmimin son harfinde ses tonu düştü. "Birkaç dakika hareketsiz durmak çok zor olamaz."

"Canım acıyor." Gerçekti. Canım o kadar çok acıyordu ki kıpırdanmadan durmak zor geliyordu.

"Böyle yapman acını dindirmeyecek," dediğinde belimdeki eli sıklaştı. Bedenim ona daha çok yaklaşırken gözkapağıma üflediği nefesi tüm bedenimi ürpertti. "Sadece küçük bir zamana ihtiyacım var."

Gözümdeki nefesi bedenime sarılırken, boğazımda biriken acıyla bekledim. Boynuma yakın duran kolu bedenimden ayrıldığında acı dolu bir inleme duyuldu, gözlerimi aralamak istedim, belimdeki parmaklarını tenime bastırınca duraksadım.

Gözlerimi açmamam için yapmıştı, biliyordum ama büyük bir karanlığın içine düşmüştüm. Bedeni, bedenime yakındı, nefesi de yalnız bırakmamıştı fakat bir şeyler vardı. Yerlerine oturtturamadığım şeylerin bilinmezliğini sevmemiştim.

"Hay lanet!" Boğazından çıkan hırıltıya eşlik eden isyanından sonra belimde kolu titredi. Düşeceğim korkusuyla elimi boynuna sardım, tutuşu bu hareketimle toparlandı.

HELECANUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum