"Seni seviyorum"

196 12 1
                                    

Sabah kalktığımda hala bağırtılar duyuyordum. Üstüme acilen bir şeyler geçirip telefonumu cebime attım ve arabama bindim. Aslında bugün okula hiç gidesim yoktu ama bir yanım gitmek istiyordu. Neden olduğunu ben de bilmiyordum. Ama... aklımın bir köşesinde sümüklü vardı. Gece yatarken de onu düşünmüştüm. Daha doğrusu hiç aklımdan çıkmamıştı zaten. Bugün en iyisi biraz basketbol ve müzikti. Ama okula da uğramalıydım. Çünkü basketbol ve müzikle en fazla dört saat idare edebilirsin, ama okulda sümüklüyü izlemekse 9 saat. Yani bu evden ve üvey annemle babamın bağrışlarından böyle kurtulabilirdim. Hem de mutlu bir şekilde. Neden bilmiyorum ama sümüklüyü izlemek bana iyi geliyor. Tüm ailevi sorunlarımı biraz da olsa unutuyorum. Yanımda bir sürü şey var, bakın farkettiyseniz insan değil şey diyorum. Ama o yalakalar yanımda olsa bile hep bir eksiklik var içimde. Belki annemin yokluğu belki gerçek bir arkadaşımın ya da sevgilimin olmaması. Babamla üvey annemin evliliği gibi, sadece kağıt üstünde. Bellayla bizim sevgililiğimiz de sadece okul sınırları içerisinde. Okula geldiğimi fark ettiğinde arabamı park edip indim. Bana doğru gelen olliverı görünce gözlerimi devirdim.
"Dostum, naber?" dedi gıcık bir sesle.
"Dost muyuz sence?" dedim dosta baskı yaparak.
Başını öne eğerek arkamdan yürümeye başladı. Kantine geldiğimizde durduk.
"Bir tost, bir ice tea." dedim elimdeki beş lirayı uzatarak. Kafasını olumlu anlamda sallayıp sıraya girdiğinde ben de kantindeki her zamanki yerimize kuruldum.
"Aaaşkımm!" diye bağırarak gelen bellayı görünce gözlerimi devirmemek için kendimi zor tuttum. Sarılmasına karşılık vermeyince kendini geri çekip
"Yine mi kavga ettiler?"
"Açma konuyu." diye kestirip attım. Babamla üvey annemin kavga etmesini her gün görmek, duymak bana yeter de artar. Bir de bu gereksiz kızın yapmacık sevgi gösterilerine alet olamam. Hayatta bana tek gerçek gelen sevgi annemin sevgisiydi. Şimdi de annem yanımda olmadığına göre sevgiye inanmamı kim bekleyebilir?
"Dereckk?!" diye bana seslenen oliverı yeni duyuyordum.
"Ne var?" dedim soğuk bir sesle.
"Zil çaldı, kalkmamız gerek." dediğinde saatime baktım.
"Siz gidin, ben gelirim." dedim itiraz istemez bir sesle.
"Ama..."
"Gidin dedim!" diye bağırdığımda Bella yanıma gelip beni zorla öptü ve gittiler. Sınıfa gitmememin sebebi kantine gelen sümüklüyü görmem oldu. Sıraya girdiğinde koşarak ona yetiştim.
"Ne alcaksın?" dedim nefes nefese.
"Tost ve capri sun." dedi.
Kantinci kadına dönerek
"Iki tost, bir capri sun bir de ice tea." dedim.
"Hayır! Saçmalama ben alacam."
"Itiraz istemiyorum sümüklü." dedim. Ofladı ve kaderine mahkum bir şekilde sustu. Bu halini görünce sırıttım.
"Niye sırıtıyosun?"
"Hiiç." dedim. Iyice sinirleri gerildi.
"Bella yok mu?"
"Umrumda bile değil." dedim umursamazca.
"O kız seni seviyo, onu üzme."
"Çok mu düşünüyosun bellayı?" dedim alayla.
"Haklısın, sizin gibileri düşünmemek lazım. Ben insanları düşünürüm." dedi ve çantasını sırtına takıp gitti. Ben de elimde iki tost ve içeceklerle kaldım. Hepsini kantindeki sıralardan birine fırlatıp çantamı aldım ve okul bahçesine kadar koştum. Okuldan çıkarken arabamın kilidini açtım ve bindim. Sahile sürdüm. Bir bankta saatlerce oturduktan sonra yan tarafa yürüyen sümüklüyü gördüm. Hızlı hareketlerle yanımdaki banka oturdu. Ağlıyordu.
"Ne oldu sümüklü?" dediğimde burnunu çekerek
"Bellaya sor." dedi ve dediği anda kan beynime sıçradı. Ayağa kalkıp
"Ne yaptı o sana?" diye sordum.
"Hiç bişe."
"Ne yaptı dedim!" diye bağırdığımda yerinde sıçradı ve ağlaması daha da arttı.
"Beden eğitiminden çıkarken soyunma odasına girip südyenimi almış. Sonrada sırama koymuş. Herkes gülerek bana bakıyordu dereck. Çok utandım!" dedi hıçkırarak. Sonra yavaşça yanına oturdum. Başını göğsüme dayayarak ağlamaya başladığında ilk başta ne yapacağımı bilemedim. Ama sonra filmlerde izlediğim sahneler geldi aklıma. Ona sarılmalıydım. Onu yavaşça kollarımın arasına aldığımda bana iyice sokuldu.
"Seni seviyorum" diye fısıldadım. Kahretsin dışarıdan düşünmüştüm! Anlamamış olacak ki
"Ne?" diye sordu.
"Ya, ağlama dedim." diye ölümüne sallarken başını iyice bana yasladı. Korkak hareketlerle hafiften hafiften saçını okşamaya başladım. Sonra birden aklına bişey gelmiş gibi doğruldu ve yüzü asıldı.
"Hadi, gitmem lazım. Hem Bella seni merak etmesin."
"Bellayı bu kadar çok düşünüyo musun?" dedim hafif alay katarak.
"Evet."
"O zaman karşılıksız." deyip banktan kalktım. Biliyorum, atar yapmanın sırası değil, belki de bu romantik anı bozdum ama maalesef konu Bellaya gelince dayanamıyorum ve o ortamdan uzaklaşma isteği doğuyor içimde. Belki de ona karşı içimde beslediğim nefretten dolayıdır. Ama Wilma, bella'nın kendisine yaptığı şeyleri görmezden gelip hala ona karşı sevgi besleyebiliyor. O çok saf ve masum. Hiç kirletilmemiş. Oysaki bizler, özellikle ben. Onun için çok kirliyim, fazlasıyla...

İkiz mi?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin