-2-

805 45 8
                                    

Felix, Hyunjin'in arkasında onu takip ediyordu. Sonunda Hyunjin "İşte geldik." diyerek pir parfüm mağazasının kapısını ittirdi. Kapıyı açık tutarak "Girsene" dedi. Felix de yavaşça içeri girdi.

Hyunjin kapıyı kapattı ve Felix'e yaklaştı, boynuna eğilerek kokusunu içine çekti. Felix'in gözleri şaşkınlıktan kocaman olmuştu, yanakları kıp kırmzıı olmuştu."N- Ne yapıyosun?"dedi Felix."Çok güzel kokuyorsun hangi parfümü kullanıyorsun markası ne?" diye cevap verdi Hyunjin ve geri çekilip tezgahın arkasına doğru yürümeye başladı. Hyunjin uzaklaşınca Felix eski rengine dönmeye başladı "Parfüm kullanmıyorum" diye cevap verdi Felix. Hyunjin bu cevabına karşılık şaşkın bir bakış attı ve hafifçe gülümsedi.

Felix daha bunun etkisinden çıkamamışken kafasını Hyunjin'in saçını bağladığını gördü "Tanrım bir insan saçını bağlarken en fazla bu kadar mükemmel bir görüntü ortaya çıkabilir." diye geçirdi içinden ve hyunjine yaklaştı tezgahın önündeki yüksek sandalyelerden birine oturdu. Hyunjin özenle raflardaki şişeleri tezgaha indiriyordu. Felixde onu izliyordu. Hyunjin eliyle Felix'e gelmesini işaret etti. Felix tezgahın arkasına doğru ilerledi ve Hyunjin'in yanında durdu. Hyunjin yine Felix'in boynuna doğru eğildi ve o mükemmel kokuyo birkez daha içine çekti. İşte Felix yine kıpkrımızı olmuştu Hyunjin bunu çok tatlı bulduğu için sessiz bir gülücük bıraktı. Hyunjin elindeki şişelerde ki kokuları karıştırıyor ve o kokuyu bulmaya çalışıyordu.

Felix yine yüksek taburelerden birinde oturyordu ve yaklaşık bir saatir bekliyordu. Uyuklamaya başladığında "İşte sonunda" diye bağıran Hyunjin yüzünden irkilerek oturduğu sandalyeyle berbaber kendisini yerde buldu. Hyunjin daha fazla kendini tutamayıp sesli bir kahkaha attı. Felix kafasını kaldırıp baktığında yine aynı görüntüyü, mükemmeliği gördü.

Hyunjin Felix'i kaldırdıktan sonra hazırladığı kokuyu bir parfüm şişesine boşalttı. Ve onu cebine koydu. Işıkları kapatıp kapıya yöneldi. Felixde aynı şekilde onu takip etti. Hyunjin onu eve bırakıcağını söylediği için Felix'in evine doğru gitmeye başladı. Eve varana kadar sohbet ettiler. " İşte geldik" dedi Hyunjin. Felix kaşlarını kaldırarak "Bir dakika sen benim evimi nereden biliyorsun ki? Dedi Felix. Hyunjin gözlerini kaçıırdı.ve "Ah şey telefonunu aldığımda gördüm." diye cevap verdi. "Neyse benim artık eve gitmem gerek"diye merdivenlere yöneldi Felix." D-dur şey Felix iyi geceler"dedi Hyunjin.Felix arkasını dönmeden "iyi geceler" diyerek devam etti.

Aklına takılmıştı koltukta yatmış bir saatir hyunjini düşünüyordu. Sonra ayağa kalkarak kafasını iki yana salladı. Aklına takılan bir şey daha vardı evini gerçekten telefonunda mı gördü? İyide iki saniye baktığı telefondan binasına kadar nereden biliyordu. Saat çok geç olmuştu ve yarın okul vardı bu yüzden odasına gitti ve yatağa girdi Hyunjinle ilgili düşünürken uyukuya daldı.

"Ryujin,gel hadi gidelim artık çok sıkıldım"-Felix
"Lütfen abi çok azıcık daha"-Ryujin
"Son beş dakika"-Felix
"Pekiii"-Ryujin
Felix parktaki banklara kendisini bi kere daha bıraktı ve şarkısnı tekrar başlattı. Beş dakikalık şarkısı bitince:
" Hadi artık annem yemeğe çağırıyor."
Ryujin çıktığı kaydıraktan kayarak indip abisinin yanına geldi. Ve pamrağını tuttu.
"Hadi gidelim"-Ryujin
Felix Ryujin'in yanağına bir öpücük bırakıp yürümeye başladı, Ryujin ona yetişebilsin diye yavaş yürüyordu.

Felix hızla gözlerini açtı. Ve tekrar oturur pozisyona geldi. Daha fazla kendini tutamayıp ağlamaya başladı, bağırıyo, yastığını yumrukluyo arda kesik kesik nefes alıyordu. Yavaşça yataktan çıkıp yüzünü yıkadı. Saate baktığında okula daha iki saat olduğunu gördü son zamanlarda uyku düzeni denen bir şey kalmamıştı. Düşününce hayatı çok güzeldi eskiden çok düzenliydi mutlu bir ailesi, arkadaşları vardı. Maddi durumları da gayet iyiydi. Sıkıldığı için bir buçuk saat falan oyun oynadıktan sonra kalkıp okul kıyafetlerini giymeye gitti.

Durakta oturmuş şarkı dinlerken bi anda iki kulağında takılı olan kulaklıklar dan birinin çıkmasıyla kafasını kaldırdı ve kendisine kocaman gülümseyen Hyunjinle karşılaştı o da küçük bir tebessüm bırakıp Hyunjin'in oturması için biraz kaydı. Hyunjin oturdu ve elini Felix'in omzuna koydu. Durak tamamen boşken yinede sanki çok sıkışık bir yerdelermiş gibi dip dibe oturuyorlardı ve bu Felix'in yine kırmızıya dönemesine sebep oluyordu.
"Ee nereye gidiyorsun?"-Hyunjin
"Okula,sen? Benden pek büyük durmuyosun sende mi okula?"-Felix
"Yo hayır ben sadece dolaşmaya çıktım."-Hyunjin
Felix Hyunjin yolu izlerken onu izliyordu ve telefonunu çıkarıp bir kaç fotoğrafını çekti. Hyunjin'in bi anda ona dönmesiyle irkildi.
"Rezillik?!?"-Felix (içinden)
"Ben sadece güzel gördündüğünü düşündüm yani seni güzel bulduğundan değil yani tabi seni güzel buluyorum ama- şey neyse istersen telefon numara ver ve sana atayım"-Felix
"Hahaha Şey öncelikle teşekkür ederim sanırım ve ben telefon kullanmıyorum yani sadece sana kalıcak sanırım." -Hyunjin(gülümsüyerek)
"Telefon kullanmıyor musun? Garip."-Felix
Hyunjin gülümsemekle yetindi ve önüne döndü. Felix'in otobüsü gelince ayağa kalktı Hyunjin de aynı şekilde:
"Görüşürüz"-Hyunjin
"Görüşürüz"-Felix
Felix otobüse binince iki kulaklığını takıp kafasını cama yasladı ve yine Hyunjini düşünmeye başladı nasıl yani telefonu yok mu? Biraz garip birisi diye geçirdi içinden gözlerini kapattı ve yaptığını yapmaya devam etti.
___________________________________

___________________________________

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Will You Come With Me?~hyunlixWhere stories live. Discover now